VIP SİYASİLER VE NEU- RA 25

Yayın Tarihi: 06/10/14 09:28
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Yakın Doğu Üniversitesi'nin ürettiği Güneş Tanrısı NEU- RA 25'in, sekiz günden bu yana Güney Afrika'nın on şehrini içine alan zorlu parkurlarda yapılan South Africa Solar Challenge uluslararası otomobil yarışında 2000 Km'yi geride bırakıp 8.'ci olarak finishe ulaştı.

Oldukça sevindirici bir haber, ülkemiz adına. Bu sevindirici habere yazının sonunda değiniriz, ondan önce değineceğim başka bir konu var.

YDÜ'nün ürettiği araba konusunda aslında yazmak istemediğim ama lafı da gediğine koymazsam rahat edemeyeceğim bir konu var. yeri gelmişken yazayım dedim.

NEU- RA 25'in tanıtım gününü hatırlıyorum, YDÜ'nün tanıtım salonu hınca hınç doluydu, medyanın yanı sıra arabayı merak eden ve gelen yurttaşların da sayısı az değildi, birçok kesimden insan ordaydı, hükümet erkanının büyük bir çoğunluğu hariç. Hatta davet edilip edilmediğini sorduğumda "tüm siyasi erkanın davet edildiği" bana söylenmişti.

Neden yoktu başbakan ya da yardımcısı ve birçok bakan ya da vekil. Neden yoktular sizce?

Böylesine önemli bir icatı Kıbrıslı Türklerin yönettiği bir üniversitenin hem Kıbrıs'a hem dünyaya armağan ettiği bu ilginç ve çiçeği burnunda buluşa neden tanıklık etmedi bu siyasiler.

Muhtemelen ilgilerini çekmedi ve muhtemelen ilgilerini çeken olgunlukta ve akli iradede ve entelektüel kimliğe sahip olmadıkları için ilgilerini çekmedi.

Onlar takım elbiseleri, kapıda mercedesleri ve havalarıyla sözde önemli insan kategorisindedirler.

Ercan havalimanından çıkarken VİP'i kullanırlar, yani very important person. "bak bak sen" yani çok önemli insan" .

Bizim hükümet edenler mi çok önemli insan? Öyleyse kendi ülkelerini dünya da temsil edecek bu önemli buluşa neden tanıklık etmedi bu çok önemli insanlar?

Dedim ya ilgilerini çekmedi. Çekmezdi de. Birileri onlara gel sana para vereyim da seçimlerde kullan dese eğer daha mutlu olurlar emin olun.

Neyse yazının sonuna geldik NEU- RA 25'in dünya sekizincisi olması güzel ve önemli bir başarı ama ben asıl başarının bu olduğuna inanmıyorum. Asıl başarı, güneş enerjisiyle koşan bir araba üreterek uluslar arası yarışmalara gönderen zihniyetin bu ülke de yaşıyor olması.

Asıl başarı ve asıl kazanç bu beyler. Araba ister birinci ister ellinci gelsin hiçbir önemi yok. Eğer bir üniversite ileri teknolojiye sarılmış, eğitimsel devrim üzerine devrim yapıyorsa asıl birincilik budur işte.

Dostum İrfan Günsel'i bir kez daha tebrik ediyorum. Toplumun ilgisi ve beğenisi üzerindedir dostum, dünyanın dikkati ve endişesi de üzerindedir; bir avuç siyasetçi neyin ne olduğunu anlamasa bile.

*******************

NE BAYRAMI ALLAH AŞKINA

Neden eski bayramları özleyip durduğumuzu sanırım buldum. Eski bayramların daha güzel olmasının tek nedeni insanların yalnız olmayışıdır. Yoksa şimdiki bayramların eskiden daha güzel olması gerekmez mi? Bir düşünsenize eskiden ulaşım zordu, telefonlaşmak zordu, mail,internet ne gezer. Akrabalar bir araya gelebildiği kadar geliyor Allah ne verdiyse yeyip eğleniyorlardı.

Mutlu muydular? Evet.

Peki neden? Başka çareleri yoktu da ondan. Bir kere çok fakirdiler ve imkansızlık boyutu çok üst sıralardaydı. Gelenekler ve adetler kadın-erkek ilişkisini tamamen yasaklıyordu nikahsız; bu nedenle herşeyin azı insanları inanılmaz mutlu kılıyordu.

Şimdi inanılmaz imkanlar var buluşmak ve görüşmek için. Peki biz ne yapıyoruz sevdiğimizle çok kısa süreliğine görüşüp diğer sevgilimizin yolunu tutuyoruz. İletişim ve ulaşım kolaylığı bizlere o kadar büyük kolaylıklar yarattı ki artık sevdiğimize değil sevgililerimize hasret giderir olduk.

Kadını erkeği hiç fark etmez; bir bayan arkadaşım geçtiğimiz gün bir sohbet esnasında"kadınlar yüzyılın intikamını alıyor erkeklerden" dedi. Belki de haklı bir söz ama peki insandan alıp götürdükleri?

Evet tekrardan konuya giriş yapalım; bayramlar artık neden güzel geçmiyor; kolay mutlu olmanın yollarını öğrendik, sonra çok zannettiğimiz sevgimizi birden çok insana dağıttık. Sandık ki bitmeyecek ve yetecek, yetmedi ama işte. Ve her şeyi eksilterek yaşadık, eksilttikçe yalnızlaştık ve mutsuzlaştık.

Sevgimiz azaldıkça yabancılaştık kendi kendimize ve çevremize. Göstermelik evlilikler, ilişkiler ve aldatmalar aldı başını gitti.

Evet bayramda bol bol alışveriş yaptık, hediyeler aldık ve göstermelik misafirliklere gittik. Hepimizin içinde "off yahu hade gaçalım" hissiyatı gezdi, durdu.

Yürekten gelerek yapılan misafirlikler hariç tabii.

Sanıyoruz ki eşlerimizden, sevgililerimizden, ailelerimizden ve arkadaşlarımızdan kaçtıkça bir başka yere ya da yerlere içimizdeki sıkıntı ve yalnızlık gidecek, kurtulacağız.

Bayramlar veya buna benzer günler toplumun ne kadar dağılmış ve mutsuz, yalnız olduğunu gözlemlemek için en iyi günlerdir.

Peki ya siz bu saydıklarımdan hangisiniz?

*************

DÜNYALAR TATLISI FALCIM

Bayram vesilesiyle bende fırsat buldum ve uzun süredir hayırsızlık ettiğim akrabalarıma uğradım. Tek hayatta kalan nenem 88 yaşını devirmiş; annesi ve onun annesi, 100'den fazla yaşamış. Bende hade bize de geçmiştir bu gen diye heyecanlanmıyor değilim. Nenem çok iyi falcıdır, ondan dayımın kızına geçtiğine inandığım bu yeteneği dün test etme şansı buldum. Rıza dayımızın dünyalar tatlısı kızı Tuğçe'ye fincanı devirdim. Uzun uzun anlattı fincanı, nerden buluyorlarsa o kadar kuşu, kediği, köpeği, atı falan filan.. "evlilik var mı sen ona bak dedim" hiddetle, kapıdan giren kızım "evlilik yok baba heveslenme" dedi.

Her şeyi çokça ihmal ettiğimiz bu hayatın nenem kadar uzun yaşamayacağını tahmin ettiğimden , siz de tavsiye ediyorum aileyi ihmal etmeyin.

**************

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.