UBP transferleri nasıl hazmedecek?

Yayın Tarihi: 05/12/14 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

*Kaşif'in UBP'ye geri dönmesi ya da kabul edilmesi siyaseten tam bir yanlış olur.UBP'ye hakim olma yarışında kurultay yarışını kaybetmesinin ardından bir grup vekille Hükümetten çekilerek, UG çatısı altında DP'ye bağlanmaları neticesinde kendi partilerini hükümetten düşüren bir siyasinin Demokrat Parti'den bakanlıktan alındı diye şimdi DP'den istifa etmesi sonrasında yeniden hükümetten ettiği parti tarafından kabul görmesi kimse kusura bakmasın ama tam bir ayıptır.

** UBP gibi tabanı güçlü bir partinin yapmaması gereken şeyler vardır, bunlardan biri de bu üç vekili asla UBP'ye kabul etmemektir. UBP'yi iktidardan eden bu üç vekili sırf Eroğlu'nun desteğini alıp yeniden başkan olma korkusuyla yeniden kabul ederseniz, kurultay günü geldiğinde de yine bu kişilerden birini başkan seçmek zorunda kalırsınız, aynı baskılarla.

Ahmet Kaşif ile birlikte DP-UG'den istifa eden Ergün Serdaroğlu ve Hamit Bakırcı'nın UBP'ye katılımları gündemde. Son birkaç gündür tartışma konusu oldu, olması da çok normal. Şunu açıkça belirtmek gerekir UBP'deki vekillerin büyük bir çoğunluğu özellikle Ahmet Kaşif'in UBP'ye geri dönmesini istemiyorlar. Haksız da sayılmazlar tabii. Bunu biraz işleyelim yeri gelmişken.

Son günlerde konuştuğum birçok UBP'li vekil bana net olarak "istemiyoruz ama kabul etmek zorunda kalacağız" ifadelerini kullandılar. Netice de Ahmet Kaşif onlar için potansiyel bir tehlike, şu an UBP'de en az altı vekilin genel başkanlık hesabı yaptığını göz önünde bulundurursak, Kaşif'in aday olabilme ihtimali ya da bununla birlikte kimin seçilebileceğine etki etme konusundaki gücünden ötürü rahatsızlar.

UBP'Yİ HÜKÜMETTEN DÜŞÜREN ADAM

Öncelikle şunu söyleyim, kesinlikle Kaşif'e karşı bir kinim ya da bir öfkem yok, yani kişisel bir sorunumuz da yok Ahmet bey'le ancak kimse de gerçekleri yazmazlık etmemizi beklemesin bizden.

Eğri oturup doğru konuşacak olursak bilhassa Kaşif'in UBP'ye geri dönmesi ya da kabul edilmesi siyaseten tam bir yanlış olur.UBP'ye hakim olma yarışında kurultay yarışını kaybetmesinin ardından bir grup vekille Hükümetten çekilerek, UG çatısı altında DP'ye bağlanmaları neticesinde kendi partilerini hükümetten düşüren bir siyasinin Demokrat Parti'den bakanlıktan alındı diye şimdi DP'den istifa etmesi sonrasında yeniden hükümetten ettiği parti tarafından kabul görmesi kimse kusura bakmasın ama tam bir ayıptır.

Kaşif kurultay yarışını kaybetmesine karşın bunu hazmedip parti içi kavgasını sürdürecek ve elbette ki günü geldiğinde Genel başkan olacaktı. Ancak Kaşif bunu yapmak yerine, kendi partisini hükümetten düşürdü. Bu siyaseten büyük ayıptı. O günde aynı şeyleri yazdım bugün de yazıyorum; bu son derece yanlış bir tavırdı. Kaşif'in bu hareketiyle birçok UBP'linin de işsiz kalmasını neden olmuştu.

Şimdi de hükümette ki bakanlığı elinden alındığı için DP'den istifa etti ve yeniden Hükümetten düşürdüğü partiye geri dönüyor.

Kaşif'in siyasi serüvenine bakarsanız makam için sürekli parti değiştirdiğini görürsünüz. Yenidüzen gazetesi bunun haberini yapmıştı bir kez. Bu, Kaşif'in siyasi anlayışı, doğru bulmasak da O siyasette böyle var olmayı tercih etti.

UBP NASIL HAZMEDECEK?

Ama asıl ayıp UBP'nin. Kimse kusura bakmasın. Makam uğruna Derviş Eroğlu ve Serdar Denktaş ile bir olup UBP'yi iktidardan düşüren birini UBP nasıl olur da kabul eder ya da nasıl kabul edecek.

Bu noktada UBP'li vekillerin ciddi anlamda rahatsızlığı ve hazımsızlığı var.

Dahası UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün bu katılıma nasıl sıcak bakıyor? Açıkçası ben bunu siyaseten ne etik buluyorum ne doğru buluyorum.

Gerek Özgürgün'ün gerekse diğer vekillerin bu tür bir katılıma sıcak bakması, toplum tarafından hoş karşılanmıyor. Hüseyin bey beni yanlış anlamasın ama bu toplum tarafından duruş zafiyeti olarak değerlendiriliyor. Hüseyin beyin yeniden başkan olabilmesi için hiç kimsenin desteğine ihtiyacı yok, bunu da peşinen söyleyim. Yarın kurultayda Kaşif, aday çıkarsa hiç şaşmayın, Kaşif'in yeniden makama gelme hırsı ona tüm yolları deneme isteği veriyor zaten.

EROĞLU BASKISI

Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun yeniden cumhurbaşkanı seçilebilmesi için tüm kırgın UBP'lileri bir çatı altına toplama çabası var, ama UBP çatısı altına alınacak kişiler var alınmayacak kişiler var. Eroğlu, kurultayda kimi desteklerse başkan olmaya o kişinin daha yatkın olduğunu biliyoruz ama UBP'li tüm vekiller bunu unutmasın ki seçilmiş bir Eroğlu'nun ancak böyle bir gücü olur, Eroğlu'nun seçimleri kaybetmesi halinde kurultaya pek de müdahil olmayacağını düşünüyorum.

Kaşif ve diğer iki vekilin UBP'ye yeniden kabulü konusunda Eroğlu'nun ciddi baskısı olduğunu duyuyorum, belki UBP çatısını büyütmek için yapıyordur bunu, ama sizce gerçekten faydalı olacak mıdır?

ben parti delegelerini bilmem, beni de hiç ilgilendirmez, ancak UBP tabanı, CTP ve Serdar Denktaş'ın insafına terk edilen UBP'lilerin bugün yaşadığı dışlanmanın asıl muzdariplerini affetmiş midir? Gerçekten sahiplenecek midir?

Hiç sanmıyorum.

KATILIMLAR GERÇEKLEŞECEK

Hiç şüphe yok ki UBP'ye bu üç vekil katılacak. Tarihe not düşmesi açısından yazıyorum dostlar, benim tanıdığım Ahmet Kaşif gelecek yıl UBP kurultayında adaydır. Nasıl ki Serdar Denktaş'ı genel başkan yapmak için UBP delegelerini dahi DP-UG'ye yazdırdı bu ekip, yani UG ekibinden bahsediyorum, yine aynı ekip gerek Özgürgün'ü gerekse partisini terk etmeyen bir başka UBP'li vekil adayı seçtirmemek ve Kaşif'i genel başkan yapmak için seferber olacaktır.

Bakın ben bunu buraya yazdım, gelecek sene de kurultay zamanı bulup yeniden yayınlayacağım.

UBP gibi tabanı güçlü bir partinin yapmaması gereken şeyler vardır, bunlardan biri de bu üç vekili asla UBP'ye kabul etmemektir. UBP'yi iktidardan eden bu üç vekili sırf Eroğlu'nun desteğini alıp yeniden başkan olma korkusuyla yeniden kabul ederseniz, kurultay günü geldiğinde de yine bu kişilerden birini başkan seçmek zorunda kalırsınız, aynı baskılarla.

Siyasette elbette ki ebedi küslükler yoktur ama duruş vardır, bu duruşu sergileyin , aslolan halktır beyler, kişiler değil.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz demenin bir anlamı yoktur. Gerekli olanı yaparken başarılı olmak zorundasınız.

Churchill

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları