Kaşif'ten DP'ye bir operasyon daha

DP-UG Güzelyurt Milletvekili Menteş Gündüz'ün bütçe görüşmelerinden hemen sonra yani yıl sonundan hemen önce UBP'ye geçeceğini Kıbrıs Postası duyurdu. Arkadaşlarımızın bu haberi ile ilgili bir yalanlama gelmedi zaten. Peki ne olmuştu da Menteş Gündüz Kaşif grubuyla birlikte geçiş yapmamış ve bunu geciktirmişti.

Gündüz ile bunu yüzyüze konuşana kadar açıkçası Gündüz'ün çekinceleri var diye düşünmüştüm ancak Kıbrıs Postası'nın yemeğinde ayak üstü kısa bir sohbetimizde "ben baflıyım kimsenin sözünü dinlemem" demişti bana. Gülüşmüştük, yanımızda Faiz Sucuoğlu da vardı.

Gündüz'ün UBP'ye yıl sonunun hemen öncesinde geçecek oluşu kelime anlamıyla Ahmet Kaşif'in bir operasyonuymuş gibi geldi bana. Kaşif'in UBP'ye katılış şeklini ve gerekçelerini eleştirmiştim, eleştirilerimde de hala aynı noktadayım. Umarım Kaşif UBP'ye zarar verecek şeyler bundan sonra yapmaz ve UBP'de siyasi hayatını noktalar. Tabii Kaşif için daha uzun bir zaman var politikada.

Kaşif ile geçtiğimiz gün mecliste karşılaştık. Her nekadar birbirimizi incitsek De, aramızda eski günlere dayalı bir dostluk olduğundan yanına oturdum ve kısa da olsa bir sohbet yaptık. Kaşif tabii kendi ifadesiyle UBP'yi yeniden iktidara taşımak istiyopr, hem de tek başına. UBP'yi iktidara tek başına taşıyamazsınız ama ilk seçimde Kaşif'in dediği olur. UBP iktidara gelir.

ERKEN SEÇİM OLMAZ

Kaşif'in dünkü erken seçim açıklamasını yadırgadım. Açıkçası ben DP'nin içine daha operasyonların olacağını düşünüyordum, Kaşif'in erken seçim telaffuzu "son adamımız Gündüzü de alırız bu kapı kapanır" havasında geldi bana.

Yoksa neden ve nasıl erken seçim olsun ki. Ben geçtiğimiz gün yine kaleme aldım, erken seçim olursa nasıl olabileceğini.

Sibel hanım bu seçimleri kazanırsa erken seçim olabilir ama iyi bir oyla kazanırsa, eğer kenar kenar kazanırsa erken seçim olmaz. Hatta hatta Eroğlu'suz bir CTP-UBP hükümeti kurulur, "belki de Ankara destekli,kim bilir".

Eğer Eroğlu kazanırsa kesin UBP-TDP hükümeti kurulur, çünkü Derviş bey seçimleri kazanması halinde DP'de kalan vekillerin büyük bir çoğunluğu UBP'ye geçer. Hükümet düşer ve UBP-TDP kurulur. Velev ki her ikisi bile kazanmasa bu hükümet yine devam eder ancak normal seçimlere kısa bir süre kala yine birçok UG'li kaçar ve hükümet düşer.

Yani bunlar aslında basit senaryolar. Üzerinde kafa yormak için çok erken, çok erken diyorum ama Nisan 'a kadar çok erken, sonrası çek çalkantılı geçecek. Orası kesin.

UBP'DE NE OLUR NE OLMAZ

Aslında sorunun başlığını bu koyup yazıyı ona göre şekillendirecektim ama bu konu bir başka güne kalsın. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değil UBP'yi değerlendirecek olursak; herşey Derviş beyin seçimleri kazanmasına ve kaybetmesine bağlı. Derviş bey seçimleri kazanırsa, kendisini en çok destekleyen vekili aday yaptırıp kazandıracak. Yani Derviş beye yalakalık yapan vekiller varsa boşuna, çalışmaları lazım. Olur da Derviş seçimleri kaybederse işte o zamöan kendisi için yine en çok çalışanı destekleyip çalışmayanı cezalandırma yoluna girecektir diye düşünüyorum.

Yani UBP'ye başkan olmak isteyenler Derviş beyin her istediğini değil, seçilmesi için sıkı çalışmayı ilke edinmeliler.

Sonuç olarak Gündüz dışında başka bir katılım olur mu diye bende kendi kendime soruyorum ama olmaz sanırım, ilk başlarda Eğitim Bakanı Berova'nın katılımı kesindi diye duymuştum ama sonra makam tatlı geldi dedi bazı UBP'liler. Bilemem.

Hatta hatta Kaşif grubuna "bakanlığı kabul etmek zorundaydım ama yanınızdayım" dediği de iddia edilmişti birara.

Neyse herkesin hür iradesi vardır nasıl isterse öyle davranır, bize de başkalarına da saygı duymak düşer haliyle.

Bekleyelim bakalım yıl sonuna daha kocaman iki hafta var.

****************

SOYER, SİBER'İ DESTEKLEYEBİLİR AMA

CTP-BG Eski Genel Başkanı Ferdi Soyer'in, Sibel hanıma verdiği şiddetli desteği okudum. Yaptığı eleşitirilere de hak veriyorum. Sibel hanım adaydır ve sonuna kadar da gidecektir. Talat'ın adaylığı Talat'ın da gösterdiği üst düzey çaba sonrasında en azından bu seçimler için rafa kalkmıştır. Ferdi beyin Sibel hanımı destekleyeceğine de inanırım.

Ferdi bey destekleyeceğim diyorsa destekler ama eğer Ferdi abimiz bunun içerisine Talat da dahil olmak üzere tüm CTP'yi katarsa bunu ne kabul ederim ne de inanırım.

Ferdi beyin samimiyetinden, dürüstlüğünden ve adamlığından zerre kadar şüphe etmedim etmemde. Kendisine bir gazeteci olarak itimadım da tamdır. Ama şu siyaset başka odalarda başka kişiler için başka şeyler yazıyor kader defterine.

Velev ki Sibel hanım, Talat'a başbakanlık ve başkanlık sözü vermediyse, yani böyle bir pazarlık yoksa. Bu konuyu oldukça geniş bir şekilde yarın kaleme alacağım. Hem de bana söylenenleri kelime kelime yazarak.

*************

"VAR ETMEK İÇİN DİK DURMAK"

Yakın Doğu Bank'ın Sarayönü'ndeki şubesinin basına tanıtımındaydık dün. Kelime anlamıyla bir medya ordusu vardı orda. Önemli önemli mesajlar verildi, konuşmalar yapıldı ama Ali Tekman dışında hiçbirimiz Yakınduğu Bank'ın Sarayönü şubesinin sarayönü değil de Dikilitaş şubesi olduğunu fark etmedik. Ne kadar anlamlı geldi birden bunu fark edince. Alışılmışın dışında, hatta beklenmedik ama güzel ve önemli. Tam Suat hocalık.

Kıymetlime sordum kimin fikri diye "tabii ki halkın, biz halkın fikriyle yürüyoruz" dedi yüzüme bakarak kendine has gülümsemesiyle. "Dikilitaş" neler de anlatır, hatırlatırı bir yana bırakalım, Kıbrıs Türk halkı gerek İngilize gerekse Ruma başkaldırısını bu meydandan vermedi mi? Dikilataş. Acaba dik kafalı olmaktan, kati duruşu olma manasından mı geliyor bu sözcük?

Banane şimdi Yakın Doğu Bankın şubesinden, ne bankaya koyacak kadar çok param oldu nme de kredi almayı severim ama benim aklım Şubenin adının verdiği mesaja takıldı.

Dünkü kokteyle katılan gazetecilere baktım, evet hepimiz de kalemi sert ve duruşlu kimselerdik, sonra Suat hocaya baktım, dünyanın önünde ceket iliklediği, yeri geldiğinde dünyaya meydan okuyabilen ama Kıbrıs Türkünün hizmetkarı olan bu adam her ne kadar bazı zavallı zümrelerce anlaşılmasa ya da zarar verilmeye çalışılsa da kendi halkı için dik bir duruş sergilemiyor mu?

Diren miyor mu var olup da var etmek için?

Şimdi yazımı kaleme alırken bir kez daha kendi kendime düşündüm. En nihayet bir bankanın şubesinin açılışı yapılacak bugün, bankanın şube açması sıradan bir olay ama tarihi bir meydanda "mesajı olan alsın ve meselemizi anlasın" diyen bir duruşla bakıp da, Kıbrıs'ın tam merkezinden; hem içindekilere hem dışındakilere ses vermek, ne kadar da manidar, bir o kadar da daha fazla düşünmeye muhtaç hissettiriyor insanı.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

SENİN HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK, ONUN VARSA BIRAK BUNU SONUNA KADAR KULLANSIN

NAZIM HİKMET