100 kanser hastası çocuğa "1" doktor!!!

En nihayet Lefkoşa Devlet Hastanesi Dr Kudret Çağlar'ın isyanıyla patlak verdi. Önceleri çok duyduk çok yazdık ama kimse kale almadı ve umursamadı; neyi umursamadı kimse peki, Sağlık Bakanlığının sesini çıkartanı oradan oraya sürdüğünü yazdık. Önceleri bana aktarılan filanca doktor verilen göreve karşı geldiği için sürül dü haberlerine mutlaka doktorun da hatası vardır diyerek telkin ettim kendi kendimi. Ama gelin görün ki Çocuk kanseri üzerine uzman olan Dr Kudret Çağlar isyan bayrağını açınca Sağlık Bakanlığı tarafından başka doktorlara da yapılan sürgün iddialarının doğru olduğunu düşünmeye başladım.

Dr Çağlar'ı aradım bu konunun aslını öğrenmek için; "sabah programınızda verdiğiniz destekten ötürü öncelikle çok teşekkür ederim" diyerek başladı söze ve devam etti "sürüldüm Gökhan bey, yapılan yanlışları dile getirdiğim için sürüldüm. Kanser hastası olan bir çocuğa kısa süreli bakıp başka bir yere gidemezsiniz, bu hastalığa yakalanmış çocuklar ölümle karşı karşıyadır ve siz sürekli ilgilenmek durumundasınız. Yapılan yanlışları ve giderilmeyen eksiklikleri söylediğim için adına görevlendirme deyip Mağusaya sürdüler" dedi ve veryansın etti adeta.

Bizim Sağlık Bakanlığının anlamadığı bir şey var; çocuk onkoloğu öyle markette satılan bir şey değil yolda giderken alıp da gidesiniz ya da onlarca kanser uzmanı doktorumuz yok ne yazık ki. Zaten olan doktorlar da düşük maaşlara çalışmayı kabul ediyorlar, bu iş hani biraz da gönüllülük işi diyelim. Bakan Gulle'nin açıklaması daha da tuhaf geldi bana ; Bakan Gulle'ye göre Dr Çağlar istifa nedenini tam açıklamamış ve istifa etmesi halinde boşalan yere gerekeni yapacağını açıklamıştır. Tekrar söylemekte fayda var, kanser uzmanı doktor bu ülke kaç tane var?

DR DİZDARLI'NIN AÇIKLAMASI ÜZÜCÜ

Lefkoşa Devlet hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr Bülent Dizdarlı'nın, Dr Çağlar'ın istifasını değerlendiren açıklamasını okudum ve şaşırdım açıkçası; "Bilindiği gibi, çocuk onkolojisi uzmanlarımızdan olan Doç.Kudret Çağlar, kullanacağı izinler sonrası olmak üzere istifasını vermiştir. Kendisine seçtiği bu yolda şans ve başarı diliyoruz". http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/153861/PageName/KIBRIS_HABERLERI

Sanki de çoktan Dr Çağlar'dan vazgeçmişler ve koca kanser bölümünde kalan tek bir doktorla yoluna devam edecek hastane.

Haliyle aklıma şu sorular geliyor; 11 yıldır bu alanda hizmet veren bir doktora "madem istifa ettin yolun açık olsun" denir mi? Bir de koca kanser bölümünün yükünü tek bir doktorla nasıl devam ettireceksiniz? Ve en önemlisi kanser hastalarının güvendiği ve ona güvenip bu yolu yürüdüğü bu iyileşme yolunu nasıl bertaraf edeceksiniz O doktora yolun açık olsun diyerek.

İnanın ki Kudret beyle tanışıklığımız sınırlıdır, Bülent beyi çok daha uzun zamandır tanırım; Bülent bey de çok iyi bilir Onkoloji bölümünün sıkıntılarının ne olduğunu ve orada işlerin hiç de iyi gitmediğini.

İŞTE ACI GERÇEK

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi kayıtlarına göre yılda ortalama 500 kişinin kanser oluyor, bu kayıtlara dâhil olmayan, özel sağlık hizmeti alan, Kıbrıs Rum kesiminde veya Türkiye'de tedavi gören kişiler de göz önünde bulundurulduğunda yılda 600 kişinin kansere yakalandığını söyleyebiliriz.

Kaynaklar, Kansere yakalanmanın Türkiye'de yüz binde 201 kişi, AB'de yüz binde 278 kişi, ABD'de yüz binde 322, Güney Kıbrıs'ta yüz binde 178 ve KKTC'de yüz binde 170 ila 200 arası olduğuna işaret ediyor.

Herkes şu soruyu kendisine sormalı, özellikle de Bakan Gulle; ülkemizde kanser vakaları o kadar bir çoğaldı ki bu yönde memlekette bulunan ve bir elin beş parmağını geçmeyen kanser uzmanı doktorlarını kaybetme lüksümüz ne kadardır ?

************

BU ZAMANDA BU ŞİDDET

Hüseyin Rosu Ortaokulu'nda yaşanan dayak konusunu Levent Özadam abimiz yazdı yazmasına ama konuyla ilgili bende dün bazı telefonlar aldım ve söz konusu bu okulda bu tür şiddet olaylarının yeni olmadığı bana söylendi. Umarım KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ve Eğitim Bakanı Berova bu mesele konusunda ciddi bir soruşturma yürütürler, yoksa yarın veliler öğretmen dövmeye başlayacak.

**************

ŞAKA GİBİ

Dün telefonla çok sevdiğim bir abim aradı beni ve Ehliyet Dairesi'nde yaşadığı traji komik bir olayı anlattı bana. Hikayeyi dinledikten sonra gerçekten şaka gibi ancak bu olaydan fıkra olur diye düşündüm. Kıbrıs'ta yaşayan bir yabancı ehliyetiyle ilgili sorununu gidermek için ilgili daireye gider, gelin görün ki ehliyet dairesindeki çalışanların hiçbiri İngilizce diline hakim olmadıkları için adamcağız meramını anlatamaz, en nihayet kapının önünde sandwich satan bir başka adamın İngilizce bildiğini hatırlayan daire çalışanları sandwich satıcından yardım alırlar ve yabancının sorununu çözerler. Düşünsenize koca ehliyet dairesinde o kadar memur nasıl olurda İngilizce dilini bilmez; kaldı ki bu ülke de hatrı sayılı yabancı bir nüfus yaşıyorken. AB'ye girsek ne olacak?!!!

**************

GÜNÜN SÖZÜ

İtfaiye ile ateş arasında tarafsız kalamam

Winston Churchill