Çipras'tan müzakerelere veto!

Yayın Tarihi: 03/02/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

*Demek ki Çipras'ta görüşmelerin başlaması için Barbaros'un gitmesi gerektiğini söylüyor, yani Atina'dan Rumlara tam destek diyebiliriz. Ya başka ne yapacaktı ki Çipras, tabii ki Rumları üzecek, onları rencide edecek bir mesaj veremezdi. Gerçek düşünceleri ile iktidara geldiğinde yapması gerekenlerin aynı şey olmadığını bilmiyor muyuz. Göreceksiniz ilerleyen aylarda şahinden de şahin bir Başbakan olacak bu konularda.

Yunanistan Başbakanı Çipras'ın seçilmesi günlerce gazetelere konu oldu, herkesi bir heyecan sardı ki sormayın. Biz Türkler genellikle böyleyiz, asi ve kavgacı siyasileri daha çok severiz. Bu Türkiye de böyle Kıbrıs'ta da böyle. Yunan halkı yıllarca Syriza partisine prim vermemiş ve iktidar şansı tanımamış. Ülkenin içinde bulunduğu açmaz ve Avrupa Birliği'nin Yunanistan üzerinde uyguladığı ağır ekonomik program, Yunan halkını o kadar bir bezdirmiş olacak ki bol cepten vaatlerde bulunan Çipras'ı neredeyse tek başına iktidar yapacak noktada iktidara taşıdılar.

Zaten bu iktidara taşımanın ardından Çipras, halkından da aldığı destekle Avrupa Birliği'ne şöyle bir erkeklendi, hayatında siyasi olarak yapmaması gereken hata yaptı; Almanya Başbakanı Merkel'e yüklenmeye ve ağır eleştirilere başladı.

Sana önüne yemeği koyan annene kızarsan, seni, pek ala aç bırakabilir, bu da yetmez, seni evden de atıp git çalış da kendi kendine bak da diyebilir.

Önceki birkaç yazımda da ifade ettim. Ben, Çipras'ın iktidardaki siyasi ömrünün uzun olmayacağını düşünüyorum.

Şöyle ki uzun olur, kuyruğunu saklar, uslu kedi olur, Merkel'le barışırsa, yani manevi annesiyle uyum içinde olursa ancak siyasete iktidarda devam edebilir.

Peki sol bir parti olarak, emperyalist ülkelere karşı olan bir parti başkanı olarak bunu yapacak mı? Tabii ki yapacak, çünkü iktidar her zaman tatlıdır. Liberal olan çok sol parti örneği gördük dünya da; bugün ülkemizdeki bazı sol partiler de aynı elbiseyi giymediler mi.

ÇİPRAS YAPMASI GEREKENİ YAPTI

Çipras anladığım kadarıyla, gerek Türkiye de gerekse Kıbrıs'ta hayli yakın ve sıcak ilişkilere sahip, bu öyle iyi ilişkiler ki Çipras'ın seçilmesini birçok kesim olumlu ve Kıbrıs konusu açısından olumlu buldu. Çipras en nihayet dün Kıbrıs'a geldi, ziyaretlerini yaptı ve kendisine yakışan mesajı verdi; "Barbaros gitsin" dedi.

İşte Çipras'ın Kıbrıs meselesine bakışını bununla özetleyebiliriz. Bu kadar net; Barbaros gitsin ne demek, Rum lider Anastasiades'in taleplerini hatırlayın; Barbaros buradaysa görüşmeler başlamaz demişti.

Demek ki Çipras'ta görüşmelerin başlaması için Barbaros'un gitmesi gerektiğini söylüyor, yani Atina'dan Rumlara tam destek diyebiliriz.

Ya başka ne yapacaktı ki Çipras, tabii ki Rumları üzecek, onları rencide edecek bir mesaj veremezdi. Gerçek düşünceleri ile iktidara geldiğinde yapması gerekenlerin aynı şey olmadığını bilmiyor muyuz.

Göreceksiniz ilerleyen aylarda şahinden de şahin bir Başbakan olacak bu konularda.

Sonuç olarak 350 milyar dolar borcu olan bir Devleti yönetmeye adaysanız eğer boş ve hayal dolu vaatlerde bulunmayacaksınız halkınıza, eğer bunu yaparsanız halkınızı felakete sürüklemekle kalmaz kendinizin ve partinizin siyasi yaşamını da kısıtlarsınız.

Unutmayın, karnı aç olan insan felsefe yapamaz.

***************

BAŞBAKANI DOĞRU YÖNLENDİRMEK LAZIM

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu'nu severim, gerçi ben onun sade bir vekilken ki halini daha çok severdim. Sade bir vekilken daha sık görüşür daha geniş zaman geçirirdik. Haliyle başbakan olmasından da kaynaklanıyor programı oldukça yoğun. Dün ayak üstü biraz konuştuk, kendisini şu sıralar biraz fazla eleştirdiğim için biraz limoni bana sanırım. Küs müyüz diye sordum; "ben kimseye küsmem" diye yanıtladı. O zaman bir söyleşi yapalım dedi, sözleştik.

Her siyasi hata yapabilir, eğer doğru bir ekiple birlikte ona doğru yolu gösterenler yoksa hele, çok daha kolay hata yapabilir. Örneğin bir Evkaf mallarının restorasyonu meselesi. Şimdi kim doğru söylüyor oldu haliyle. Türkiye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, KKTC ile restorasyonlar konusunda Türkiye ile KKTC arasında protokol olduğunu açıkladı ve gündeme bomba gibi düştü bu açıklama.

Haliyle gözler Başbakan Yorgancıoğlu'na çevrildi. Özkan bey bu konuda ne diyecek nasıl bir açıklama yapacak.

Açıkçası mesele kim doğru söylüyora döndü, bakın kim yalan söylüyor demiyorum. Kibarlaştırıp kim doğru söylemiyor diye soruyorum. Belli ki bir yerlerde bir yanlış var, bir karışıklık var ama bu karışıklık yine Başbakan Yorgancıoğlu'nun başını ağrıtacak, yine Özkan beyi zora sokacak.

Öyle sanıyorum ki Özkan beye ya birileri eksik bilgi veriyor ya yanıltıyor, yoksa koca Başbakan kalkıp bu konuda yalan söylemez, böyle bir şeye tevessül etmez.

Tabi bir başka önemli nokta daha var. Nasıl oldu nereden icap etti de Türkiye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, restorasyonlar konusunda Özkan beyi adeta orta yerde bırakacak bir açıklama yaptı.

Sn Arınç'ın da bilinçli olarak böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. Hele hele Türkiye gibi büyük devletlerde Bülent Arınç gibi siyasi ahlak ve edebi yüksek biri asla bunu yapmaz, yani KKTC Başbakanını mahcup etmek maksadıyla yapmaz.

Belli ki ortada bir karışıklık var.

Ama şunu söylemeden edemeyeceğim, asıl karışıklık Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkacak. Buna hazır olun.

Özkan bey ülkeyi yönetmek için elinden geleni yapıyor belki, buna eminim ama ya ekip yanlış ya da yetersiz.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Çok çalıştım gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı, ikisi de rezil. Daha önce de gitmiştim ama böyle kalarak değil !

CAN YÜCEL

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.