Soyer uyardı: "Toparlayacı olmak zorundasınız"

Yayın Tarihi: 27/02/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

*Başbakan Özkan Yorgancıoğlu'na saygımı muhafaza etmekle beraber bu hükümeti kaç kişi yönetiyor sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum, bu hükümetin kaç tane başı var sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum. Aylar öncesinde yazmıştım, Yorgancıoğlu bu süreci iyi kullanabilirse bu ülkede geleceğin Reisi Cumhuru olmaya adaydır demiştim ya da siyasete ara vermeye. Sanırım ikinci yazdığım Yorgancıoğlu'nun kaderinde yazıyor, siyasete ara vermek. Ağır ağır Talat'ın ayak seslerini duyuyorum, hayli geniş bir ekiple CTP'nin koridorlarında yürüyor.

İyisiyle kötüsüyle sol ideolojiyi 2008'lerin sonuna kadar canlı tutmasını başarmış bir politikacıdır Sn Soyer. 24 saat kesintisiz pek çok konuda tartışabileceğiniz, bu tartışmaları yaşarken size kin gütmeyecek bir başbakan olmuştur. Başbakanlığı döneminde kendisini acımasızca eleştiren gazetecilerden biri olmama karşın hala abi kardeş ilişkimizi muhafaza ettiğimize inandığım ve bilgi dünyasından çok şey kazandığım ender siyasetçilerdendir.

dün birlikte güzel bir canlı yayın yaptık Kıbrıs Genç TV'de. En çok izlenen kanal olmanın keyfiyle tabii. Ferdi beyin anlatımında hemen ilk fark ettiğiniz bütünleştirici mesajları kendine has üslubuyla veriyor olması.

Başbakan olduğu ilk dönemlerde kendi ayaklarımızın üzerinde durmalıyız sloganıyla yola çıkmıştı. Bu mesajını pek çok kesim alay vari bulmuştu Ferdi beyin. Zaman gösterdi ki kendi elektrik santralini kurmayı başarmış ve Türkiye'den pek çok alanda para istemez hale gelmiştik. Son günlerin patlak veren dünyadaki ekonomik kriz ve elbette ki yanlış yönetilen Maliye icraatları Hükümeti dibe vurdurmuştu.

Sohbet elbette ki Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli'nin CTP-BG ile ilişkilerini askıya alma konusuyla başladı. Ferdi bey, Belediyeler Birliği'nin yaşadığı sıkıntıları ve Ahmet Benli'nin bu sıkıntıları aşma noktasında verdiği mücadeleyi saygıyla karşıladığını ve hükümetin bu sorunu çözme konusunda gerekli adımları bir an önce genel uzlaşı çerçevesinde atması gerektiğini anlattı.

Konuşma stili son derece dikkatli ve heyecana gelmeyecek şekildeydi. İçimden Ferdi başkanın konuşmasından güzel manşetler çıkarmalıyım diye söylendimse de Ferdi bey huyumu bildiğinden son derece usturuplu şekilde konuştu, kelimeleri ona göre seçti ama Başbakan Yorgancıoğlu'na ince ince mesajlar gönderdi.

Öyle mesajlardı ki bunlar adeta "makamın heyecanına kapılarak metazori isteklerde olup istediğini zorla yaptırma eğiliminde olma seni kimse dinlemez" algısında söylenmiş gibi geldi bana.

Soyer "Gönyeli Belediyesi iyi durumdadır ama Benli toplumsal sorumluluğu olan biridir. Kendi belediyesinin iyi durumu ile yetinecek bir insan değil. Kendisi CTP'lidir ve CTP'nin ideallerine bağlıdır ama Belediyeler Birliği Başkanı olarak büyük bir mesuliyet taşıyor. Bu mesuliyetin gereği olarak da bazı girişimleri ve talepleri oluyor. Cevap alamadığı zaman da bir takım tavırlar takınıyor.

Öte yandan Hükümet yetkililerinin de bazı sıkıntıları var. Burada meydana gelen problem, hükümetin sorumluluklarıyla Belediyeler Birliği'nin taleplerine cevap verme konusunda bir boşluk oluşmasıdır. Burada herkese sorumluluk düşüyor. Bütçenin üzerine yeni yükler koymamalıyız. Hükümetin bu konuda açılımcı olması gerekiyor. Talepkar olanların ise bütçenin üstüne yükler eklenerek bağımlılığın artması taleplerini sınırlandırması gerekiyor. Belediyelerin ihtiyacına cevap verilmesi gerektiği ortak tutumumuzdur. Bunun yapılamaması gerginliği artırmaktadır. Bir gerçektir ki kırsal kesim belediyeleri derin bir çıkmaz içindedir. Katkının özellikle kırsal kesim belediyelerine artırılması gerekiyor. Sorunları çözmek için, bu krize rağmen, yapıcı rol oynamamız lazım. Benli'nin CTP ile ilişkilerini askıya alması ile oluşan krizden kimsenin küçük siyasi hesaplar yapmamasın, sakın ola kimse bu sorundan hareketle CTP üzerinden hesap kurmaya çalışmasın. CTP üzerinden hesap kurmaya çalışanlar evdeki bulgurdan olur"..

Ferdi beyin konuşmasından anladığım kadarıyla CTP'deki bazı konulardan rahatsızlığı var ancak bu rahatsızlığı onu yıldırmıyor. "yorulduk çok yorulduk ama yılmadık, yılgınlığımız yok ve olmasına da izin vermeyeceğiz" dedi. Tüm bunları söylerken yüzündeki kararlılık duygusu son derece belli ve hakimdi açıkçası.

Hükümetin işleyişinden yana da rahatsızlıkları var ama birçok sorunu da UBP hükümetinden miras bulduklarını söylüyor. Yanlış da sayılmaz; ülke de en uzun hükümet dönemi UBP'ye ait.

Ama Ferdi bey umutlu hayli umutlu hem de. Sorunların aşılabileceğine ve CTP'nin daha iyi bir pozisyona gelebileceğine ciddi anlamda inanıyor.

CTP TOPARLANMASI LAZIM

Başkanla bu sohbetin ardından kendi kendime düşündüm ve söylendim. CTP denilince akla ne gelir diye sorsalar bana ya da kendi kendime bu soruyu sorsam Ferdi Sabit Soyer'in döneminde ya da Talat'ın döneminde hak ve hukuka saygı duyan, kendi ülkesinin değerlerini sonuna kadar koruyan, kendi kişisel sıkıntılarını ve öfkesini ülkenin kurumlarından çıkarmayan, sinir ve hiddetle hareket etmeyen entelektüel kimlik değerleriyle topluma örnek olan bir parti derdim.

Şimdi kendi kendime bu soruyu sorduğumda açıkçası ne oldu bu partiye diyorum. Biri büyü mü yaptı diyorum bu partiye.

Yani UBP'deki bu dağınıklık olmasaydı CTP buralara gelip oturamazdı diye düşünüyorum. Ya da şu an CTP'nin başında Talat ile Soyer olsaydı bunlar yaşanmazdı.

Sayın Başbakan alınmasın, kişisel olarak kendisini çok sever sayarım her ne kadar bir selamımız kalmasa da. Kalmadı çünkü Özkan bey değişti; yakaladığı bu başbakanlık koltuğunu gerektiği gibi kullanamıyor, elini masaya vuramıyor, birileri sürekli Özkan beye yanlışlar yaptırıyor.

Evet hükümette olan her zaman eleştirilir ancak Yorgancıoğlu hükümeti ve şürekası ne yazık ki hükümet olmanın gerekliliğini yerine getiremiyor.

"Anayasa ve yasaların yok sayılarak, Toplu İş Sözleşmesi Hakkı'nı ortadan kaldırmaya yönelik olarak yapılan saldırılara CTP-DP Hükümeti sessiz kalırken, Başbakan Yorgancıoğlu'nun, partisi muhalefetteyken, dönemin hükümetine "Grev ve toplu Sözleşme Hakkına saygı" daveti henüz hafızalardan silinmedi… Ekim 2010'da, Meclis'teki "Göç Yasası" tartışmaları sırasında, kürsüye çıkan dönemin ana muhalefet partisi lideri Yorgancıoğlu, "Anayasada örgütlenme, iş bulma, toplu sözleşme, grev, referandum hakkı var mıdır? Vardır. Ancak bu UBP hükümeti bu haklara saygı gösteriyor mu? Hayır!" şeklinde öfke dolu sözler sarf etmişti." http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/140262/PageName/KIBRIS_HABERLERI

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu'na saygımı muhafaza etmekle beraber bu hükümeti kaç kişi yönetiyor sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum, bu hükümetin kaç tane başı var sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum. Aylar öncesinde yazmıştım, Yorgancıoğlu bu süreci iyi kullanabilirse bu ülkede geleceğin Reisi Cumhuru olmaya adaydır demiştim ya da siyasete ara vermeye.

Sanırım ikinci yazdığım Yorgancıoğlu'nun kaderinde yazıyor, siyasete ara vermek. Ağır ağır Talat'ın ayak seslerini duyuyorum, hayli geniş bir ekiple CTP'nin koridorlarında yürüyor.

*******************

GÜNÜN SÖZÜ

Eğer farklı bir yapıya sahipsen, daima insanlar tarafından yalnız bırakılmaya mahkumsundur.

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.