"İkinci tura kal", kazan kampanyası!

Yayın Tarihi: 09/03/15 07:38
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Bu kadar senelik meslek hayatımda ilk kez bir seçimde bu kadar farklı anket sonuçlarıyla karşılaşıyorum. Birkaç ay önce ortaya çıkan 3-4 ankette ki sonuçları hatırlayalım. Yine Eroğlu, Siber, Akıncı ve Özersay sıralaması mevcuttu. Hem de bu anketlerin bir tanesinin % 17'lik sapması ortada dururken.

Derken Gezici şirketinin anketi ortaya çıktı. Bu kadar kısa süre içerisinde yapılması elbette ki mümkün olmayan anket sonuçları vardı karşımızda. Mustafa Akıncı, Derviş Eroğlu'nun hemen arkasında 1 puanla öne geçmeyi bekliyordu bu ankete göre. Anketi incelediğinizde her halukarda ikinci tur ve bu ikinci tur da da Eroğlu ile Akıncı ikinci tura birlikte kalıyorlardı.

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu'nun ve CTP'nin birçok önemli yöneticisinin kendi adayları Sibel Siber'in dışında bir başka adayın ikinci tura kalması halinde Eroğlu'nu desteklemeyeceklerini geçtiğimiz hafta açıklamaları gündem küt diye oturdu. Yani ola ki Akıncı ya da Özersay ikinci tura kalırsa CTP Eroğlu'nun rakibinin kazanması için çalışma yemini etmiş oldu.

Sonra her ne halse Yenidüzen gazetesi bir anket yayınladı. 1053 kişiyle yapılmış bir anket, hem de yüzyüze. Eroğlu bu ankette % 27'lik bir oyla tepedeki yerini koruyor, Sibel hanım % 21'le Eroğlu'nu yetişmeye çalışıyor. Akıncı ile Özersay'ı unutun gitsin onlar yarışta bile yok.

Bu anketin verilerine göre benim algım böyle. Haaa unutmadan bir de % 14 kararsızlar var. Kararsız oy dediğin zaten Allahın emri, olmasın olur mu. Kararsızlar da dağıtılınca ortaya gül gibi Eroğlu ile Siber ikinci tura kalıyor. Eee ne olmasa Eroğlu'na vermez ya Akıncı grubu hem Özersay grubu, kimse verecek Sibel hanıma, alın işte size İkinci turun galibi Sibel Siber.

Açık yüreklilikle şunu söylemek isterim ki bana anketlerin hiçbiri inandırıcı ve doğru gelmiyor. Çünkü oturup bugüne kadar yapılmış tüm anketleri inceledikten sonra, anketlerin gerçekten de yapıldığını var sayaraktan söylüyorum bunu hepsinin de sonuçlarıyla oynanmış algısı var.

Bir kere anketi yapan ya da yaptıran herkes yine Allahın emridir diyerek Eroğlu birinci sırada oturuyor sonucunu koyuyor ortaya. Eroğlu'nun en güçlü aday olduğunu kabul ediyorlar, ardından Akıncı oldukça popüler bir aday olduğu için ve olur da ikinci tura kalırsa kazanmasının garanti olduğuna inancı geliştiği için herkes ikinci tura kalmaya çalışıyor.

Mesele bundan ibarettir.

Tabii unutmamak lazım gelen başka şeyler de var. Bir kere kararsız seçmen diye bir şey yok artık bu saatten sonra, bunları çıkarın aklınızdan. Sandığa gitmeyecek seçmen var. İşte bu seçmen hangi adayı ne kadar etkileyecek önemli olan bu.

Örneğin artık Eroğlu'nu tasvip etmeyen bir seçmen Eroğlu'nun rakiplerine oy vermemek yerine sandığa gitmeyebilir, bunun Eroğlu'na sanıldığı gibi bir zararı olmaz. Çünkü Eroğlu'na oy vermeyip de rakiplerine oy veren seçmen kitlesi şüphesiz ki dağınık bir portre çizecektir. Ama Sibel Siber'i CTP'li görmeyip sandığa gitmeyen kitle evet Sibel hanıma zarar verecektir, çünkü Sibel hanımın Akıncı gibi popüler bir adayın önünde bu seçimi bitirmesi gerekiyor ki Cumhurbaşkanı seçilme şansı yakalasın. Aksi takdir Akıncı'nın gerisine düşerse partisi Akıncı'yı destekleyeceğini açıkladı.

CTP Akıncı'yı değil de Eroğlu'nu desteklerse sırf Akıncı'ya gıcıklık olsun diye ne olacak peki, işte o zaman da CTP'nin Eroğlu'yla ilgili ürettiği tüm negatif enerjinin sahte olduğunu anlayacağız.

Sonuç olarak yapılan anketleri çıkan sonuçlarının kamuoyuna yansımasını ben gerçekçi bulmuyorum, bir gazeteci olarak bunu teslim edeyim. Öyle anlıyorum ki herkes Eroğlu'nun birinci sırasını garanti görüyor ve aslında seçimi ikinci sırada tamamlayıp ikinci tura kalıp seçimi garanti kazanırım kampanyasına yatıyor.

Zira ne olmasa ikinci tura kalan aday Eroğlu'nu tasvip etmeyenlerin oyunu alıp bu seçimi göğüsleyecek. Yapılan hesap bu, anketler bana bunu anlatıyor.

Gelelim benim gözlemime, bu seçimin Eroğlu ile Akıncı arasında olduğu nettir.

******************

DR ARİFOĞLU "ARTIK DİLENEN ÇOCUK GÖREMEZSİNİZ"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı Sosyal Hizmet Merkezleri Sorumlusu Dr Berna Arifoğlu ile geçtiğimiz gün oldukça güzel bir söyleşi yaptık. Çocuk ve Gençlik Merkezi'nin, Gençlik ve Aile Destek Merkezi'nin ve henüz aktif olmayan Şiddeti Önleme Merkezi'nin sorumluluğunu yürütüyor. Branş ne yazalım diye sorduğumda bana bunları saydı Berna hanım. Oldukça yoğun bir yükünüz var diye iliştiğimde ise yalnız ben değil tüm arkadaşlarla birlikte ve bakanımızla birlikte bu işleri sırtlandık yapıyoruz diye belirtti.

Ağırlıklı olarak ÇOGEM'i konuştuk. Lefkoşa Surlariçi çocuklarını sahiplenmiş durumdalar. Yaklaşık olarak 200 sokak çocuğu artık kontrolümüz altında diyerek başlıyor sözlerine. Çocukların sosyal yaşantıları hakkında detaylı bilgi veriyor, üzülüyorsunuz haliyle. Anne- babaları işe gittiğine 3-5-10 yaşında çocuklar bunlar, yalnız kalıyorlar. Berna hanım ekibiyle birlikte zorlu bir mücadele sonrasında Lefkoşa'nın Sarayönü bölgesindeki Eski çalışma Bakanlığını bu çocukların realitesi ve kötü yola düşmemeleri için ayırmışlar.

Berna hanım yola nasıl çıktıklarını ve nasıl bugünlere geldiklerini anlattı "İlk başlarda destek konusunda bazı zorluklar yaşadık ancak sonrasında duyarlı başta Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği olmak üzere birçok kurum, kuruluş bizlere yardım eli uzattı. Önceleri pek çocuklar gelmezken hergün neredeyse 20-30 çocuk kapımızı çalıyor. Okula gitmelerine, karınlarının doymasına ve kötü yola düşmemeleri için aileleri işlerinden dönene kadar gereken her türlü desteği veriyoruz. Yakında Vakıflar İdaresinin desteğiyle hergün bir öğün olsun sıcak yemek vermeye başlayacağız. Bu çocuklar gece internet cafelerde sabahlıyorlardı, yollarda tespih, anahtarlık satıp okula gitmiyorlardı. Artık sokaklarda çalışan çocuklar göremezsiniz, geceleri cafelerde uyuyan çocuklarda görmezsiniz. Bakanlık ve merkez olarak polis müdürlüğünün de desteğiyle bir bir gezip bu çocuklarımızı çekip aldık bu kötü hayattan, aileleri ile de sürekli temas halindeyiz" dedi.

İşini severek yaptığı duygu yüklü konuşmasından belliydi. Ekip ruhuna önem veren bir tarzı vardı Berna hanımın, öyle sanıyorum ki seslerini duyurabilmeleri bundan kaynaklanıyor.

Çalışma Bakanlığında son zamanlarda güzel işler yapılıyor, en erken zamanda birkaç meslektaşımı da alıp bu çocuklarla bir öğlen yemeğine gitme talebim olacak, hatta Aziz beyi de davet etmeyi düşünüyorum.

Hali hazırda bu yazılan yazıyı okuyup da gıda ve giysi yardımı yapmak isteyen okurlarımız 2278152 nolu telefonu arayıp gereken yardımı yapsınlar.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Oysa Allah sevdiğine kavuştursun diyen hiç bir dilenciyi boş geçmemiştim ben.

EDİP CANSEVER

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.