Bu ikili biraraya gelmedikçe!

Yayın Tarihi: 30/03/15 07:37
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

İnsan istiyor ki hayatında güzel şeyler de olsun, zira insanın hayatı güzel olunca etrafına yaydığı pozitif enerji de herkesi mutlu ediyor. Yetişip de insanların dertlerine ortak oldunuz mu bu her zaman su istimal edilir. Herkes size derdini uzun uzun anlatmak ister. Yani sizin pozitifliğiniz aslında onların kurtuluşu gibi görünse de negatif insanlar sizin o iyi hissiyatınızı da ortadan kaldırır. Demek ki neymiş; kötümser insanlardan uzak duracaksınız.

Tabii mesele yalnızca sizin iyi olmanızla bitmiyor, yaşadığınız ülkenin de iyi koşullara sahip olması gerekiyor, diyelim ki yok, örneğin bizim ülkenin iyi koşulları yok denecek kadar az, az olmasına az ama istiyorsunuz ki iyi şeyler de olsun. Peki oluyor mu, oluyor tabii. Her ne kadar da herkesin negatif olmayı sevdiği bu ülke de iyi şeylerde oluyor.

Örneğin su projesi, geç geldiydi erken geldiydi konusunu bir yana bırakalım, bu çok da önemli değil. Önemli olan , gelecek bu suyla hala ne yapılacağını bilmiyor olmamız.

Bakan Dinçyürek'in bir dizi Türkiye temasları oldu, zaten Türkiye'deki hükümet yetkililerinin de 20 Temmuz'da söz konusu sunun geleceği ile ilgili açıklamaları var.

TARIM VİZYONUMUZ HALA EKSİK

Umarım bu tarih tutar da bu sefer planlandığı tarihte su ülkemize gelir. Birazda gelecek olan bu sunun ne şekilde kullanılacağı sorusunu soracağız ancak onun öncesinde sorulması gereken bir başka önemli soru var; Kuzey Kıbrıs'ın son derece kötü giden bir tarım politikası var. Tarımla uğraşan sektörler, Hükümetin mali yetersizliği yüzünden uğraş verdiği alanın mağduru olmuş durumdalar. Üretici ektiğini yetiştirdikten sonra ne iç piyasaya doğru şekilde sürebiliyor, ne devlete sattığının karşılığını alabiliyor ne de Türkiye'ye layıkıyla ticaret yapabiliyor. Hala Avrupa Birliği standartlarına erişebilmiş değiliz. KKTC'den Mersin'e gönderilen ürünler sağlıklı bulunmayarak geri gönderilebiliyor, burada yapılan tahlillerde ürün sağlık kurallarına uygun bulunurken Türkiye de bunun aksi oluyor.

Anlatmaya çalıştığım şu, biz şu an ki halimizde bırakın Avrupa'ya mal satmayı Türkiye'ye bile mal satamıyoruz, bunun sorumlusu Türkiye makamları değil, bizim yetersizliğimiz. Ürün var ama sağlıklı ürün yok ya da bahçe de doğrudan kontrol ve denetim yok. Hal böyle olunca da, toprakla uğraşan, tarımla uğraşan vatandaş bu işi amatörce yapar duruma düşüyor.

Tüm bu gerçekler masanın üstündeyken su gelmiş neyime diye sorası geliyor insanın.

HÜKÜMET KENDİ İÇİNDE İŞBİRLİĞİ YAPMAKTAN UZAK

Öyle anlıyorum ki hükümet kurulduğu günden bugüne uyum içinde çalışmaktan son derece uzak. Bakan Dinçyürek'in su ile yaptığı temaslar bana bu uyumsuzluğu bir daha hatırlattı. Hatta hatta bildiğim kadarıyla Bakan Dinçyürek Türkiye'ye yaptığı ziyaretin ilk gününde Türkiye Cumhurbaşkanı Sn Erdoğan ile de görüşmüş. Buraya kadar herşey tamam ama Tarım Bakanı Önder Sennaroğlu ile Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek söz konusu suyun gelişi ve sonrası için kaç kez birlikte toplantı yapmışlardır, konuyla ilgili ne tür hazırlıkları mevcuttur ve en önemlisi de son derece ciddi bir mesele olan su projesi hakkında neden Çevre bakanı ile birlikte Tarım bakanı da hareket etmemektedir. Bu sadece Çevre bakanının atacağı adımlarla olacak bir mesele değil. Mesele suyu kimin nasıl yöneteceği meselesi de değil, o işin sadece bir boyutu, o ap ayrı bir tartışma konusu, asıl önemli mesele gelecek olan suyun farklı ekonomik kazanımları olacağından Tarım alanında nasıl kullanılacağı meselesidir.

Hocam biz bu suyla sadece duş mu alacağız, araba mı yıkayacağız, ne yapacağız bu suyla? Bir bilen var mı?

Temmuzda bu su geldi, baraj doldu, ne yapacağız bu suyla? Kaça satılacağını, kimin yöneteceğini bıraktım bir yana;

Umarım Tarım Bakanı Sennaroğlu ile Doğal kaynaklar bakanı Dinçyürek bir an evvel konuyla ilgili dirsek çürütmeye başlarlar.

*******************

KOPMAZ KOPMAZ KORKMAYIN

KTFF Başkanı Hasan Sertoğlu'nu yerden yere vurduk, vurdular. Adamı biraz daha hain ilan edebilecek kadar hem de. Kıbrıs konusunda yıllardır siyaseten sadece lafazanlık yapılıyor. Çok da sıkıştık mı Rumlar çözüm istemez deyip çıkıyoruz işin içinden. Siz neden bu sorun çözülmüyor sanıyorsunuz.

KOP konusunda Sertoğlu istediği an geri dönebilir, her şey tam yolunda yürürlüğe girse dahi geri dönebilir ama düşünüyorum da bunu neden yapsın. Ben futboldan pek fazla anlamam, anlamakta istemem ama işin siyasi boyutu var.

Gelin buna bir bakalım, hem de çok basit bakalım.

Yıllardır Türkiye dahil olmak üzere KKTC üzerinde ambargo var. Sabaha kadar örnek verebilirim size. Haaa Türkiye'nin uyguladığı ambargolar uygulamak zorunda kaldığı ambargolar. Yani bir Yenicami takımı gidip Beşiktaşla maç yapamaz, Fenerbahçe Çetinkaya ile maç için Kıbrısa gelemez. Bu Türkiye'nin kasıtlı uyguladığı bir ambargo değil, zoraki yaptığı bir ambargo ama gelin görün ki ambargo işte.

Bir bakıyorsunuz takımların yarısı ya arap dolmuş ya başka ülkeden ithal oyuncu; peki neden? Çünkü bizde yetişen oyuncu yok, bu mesleğin en parası ne de geleceği yok. Haliyle futbola merağı da olsa gençlerin gidip de futbolcu olmuyorlar.

İşte Federasyon Başkanı Sertoğlu KKTC'deki takımların önünü açtı. Aman da efendim Rum boyunduruğu altına girmiş, ne alakası var. Tanısak da tanımasak da kabul etmesek de kapı gibi bir Kıbrıs Cumhuriyeti var. Türkiye dahi bu devleti tanıyor ve birçok alanda yer veriyor, ticaret yapıyor, bayrağını dalgalandırıyor.

Biz buna seyirci kalalım, görüşmeler devam etsin, görüş babam görüş, Kuzey Kıbrıs'taki futbol takımları kendi başına oynasın maçları kendi başına kursun bozsun.

İyi de hocam nereye kadar?

Bazıları da çıkıp demiyor mu KKTC şöyle dışlandı böyle karalandı, KKTC'yi tanıtmak için kim ne yaptı ki konuşuyorlar.

Açık yüreklilikle söylemek isterim ki ben Hasan Sertoğlu'nu destekliyorum, doğru bir adım attı. Eğer bundan rahatsız olanlar varsa Kıbrıs Türk Futboluna daha iyi bir yol açsınlar, Sertoğlu da vazgeçsin bu işten. Var mı öyle bir yol planı? Yook; ama lafazanlık diz boyu.

Ya devletinize sahip çıkın, onu tanıtın, imkanlar yaratın bu ülkenin gençlerine ya da susun. Mesele bu kadar basittir, üzerinde durmaya da gerek yoktur. Kıbrıs Cumhuriyeti gerçeği orda durmaktadır ve bunun avantajlarını kullanmakta gerekiyorsa herkes kullanmalıdır. Noldu?

Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğini aldık hepimiz, O helal da KOP'a üye olduk haram mı oldu? Yani ne işgüzar milletiz öyle.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Olmuyorsa, olmuyordur! Gönlün rahat mı? Elinden geleni yaptın mı? Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…

CAN YÜCEL

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.