Ankara , Nami'yi istedi?

Yayın Tarihi: 04/05/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

*Yine güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre bir süre önce Ahmet Sözen ile Cumhurbaşkanı Akıncı arasında yaşanan bir diyalog da görüşmecinin kim olacağı konusunda bir fikir teatisi yapıldığı ve bu yönde Akıncı'nın Sözen'in görüşmeci olabileceğini ciddi anlamda gündemine almış olduğunu öğrendim. Peki ne oldu da sonradan Sn Akıncı fikir değiştirerek Nami'yi görüşmeci yaptı; bunu hafta sonu iyice bir araştırdım.

** Yaptığım araştırmalarda Ankara'nın Nami'nin atanması ile ilgili bir girişimi olduğu yönünde, önce bunu teslim edeyim. Yani Ankara doğrudan Sn Akıncı'ya biz Nami'yi istiyoruz gibi bir söz söylemiş olabilir mi ? Benim fikrim İlla ki görüşmeci kadrosunun nasıl oluşacağı ve nasıl şekilleneceği yönünde Sn Akıncı ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ile ortak bir değerlendirmenin ve sonrasında bir karara varıldığı yönündedir.

*** CTP ile Akıncı'nın dolaylı olarak da TDP'nin önümüzdeki bu süreçte ilişkilerinin son derece iyiye gideceğini gözlemleyebiliriz aslında. Talat'ın da CTP-BG Genel Başkanlığına aday olduğunu açıklamasının ardından artık TDP'yi hükümette görebiliriz diye düşünüyorum. Bu uzak bir ihtimal olmaz.

Hatırlayacağınız bir hafta önce ilk kez ben Müzakereci olarak Prof Dr Ahmet Sözen'in atanacağını yazmıştım. Ortaya at da tutarsa tutar diye yazı yazanlardan biri değilim. Bana ulaşan son derece güvenilir bir bilgiydi. Kıbrıs Postası bu haberimi manşete taşıdığında ortalık oturup kalkmış deyim yerindeyse herkes, demek ki Sn Akıncı bu işi sıkı tutmaya karar verdi ki hızlı bir şekilde kadrosunu oluşturmaya başladı diye konuşulmuştu. Öyle anlıyorum ki Sözen'in atanması TDP kanadının bir bölümünde bir rahatsızlık yaratmıştı; çünkü bu göreve talip olan başka isimler de vardı

Bu tür yazıların ardından bir gazeteci olarak ilk beklediğim haberin yalanmasıdır. Bu olmadı; ta ki Cumhurbaşkanı Akıncıyeni görüşmecinin Dışişleri Bakanı Özdil Nami'nin olacağını açıklayana kadar.

AKINCI-SÖZEN ANLAŞMIŞ GİBİYDİLER

Yine güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre bir süre önce Ahmet Sözen ile Cumhurbaşkanı Akıncı arasında yaşanan bir diyalog da görüşmecinin kim olacağı konusunda bir fikir teatisi yapıldığı ve bu yönde Akıncı'nın Sözen'in görüşmeci olabileceğini ciddi anlamda gündemine almış olduğunu öğrendim. Peki ne oldu da sonradan Sn Akıncı fikir değiştirerek Nami'yi görüşmeci yaptı; bunu hafta sonu iyice bir araştırdım.

SÖZEN YANLIŞ İSİM DEĞİLDİ

Öncelikle şunu söylemek lazım ki Prof Dr Sözen eğer Müzakereci yapılmış olsaydı, yanlış bir isim olmazdı. Gerek Ankara gerekse AB ile iyi ilişkileri olan, sürece hakimisimlerden biridir. Hatta hatta Sn Özersay'ın müzakereci olma durumu gündeme geldiğinde; Nami ile birlikte üç isimden biri de Ahmet Sözen'di. Ama Sözen bu sefer de tercih edilmedi.

ANKARA , NAMİ'Yİ Mİ İSTEDİ?

Bu soru iki gündür yüksek sesle konuşuluyor. Yaptığım araştırmalarda Ankara'nın Nami'nin atanması ile ilgili bir girişimi olduğu yönünde, önce bunu teslim edeyim. Yani Ankara doğrudan Sn Akıncı'ya biz Nami'yi istiyoruz gibi bir söz söylemiş olabilir mi ? Benim fikrim illa ki görüşmeci kadrosunun nasıl oluşacağı ve nasıl şekilleneceği yönünde Sn Akıncı ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ile ortak bir değerlendirmenin ve sonrasında bir karara varıldığı yönünde.

Unutmayın ki bir çözüm sürecine giriliyor ve müzakere ekibinin kimlerden oluşacağı Ankara Dışişleri ile mutlaka birlikte yürütülür, bu da son derece doğrudur. Çünkü Kıbrıs meselesi Ankara-Lefkoşa düzleminde ciddi bir ittifakla yürütülen bir meseledir.

Bu nedenle mutlaka Sn Cumhurbaşkanı özgür iradesiyle hareket etmiş olsa da bu tür şeyler de Ankara ile mutlaka konuşulur. Öyle sanıyorum ki Nami'nin atanmasında da Ankara'nın rolü oldu.

ÖZDİL NAMİ ÖNEMLİ BİR İSİM

Gelelim Özdil Nami'nin adaylığına. Özdil Nami bilgi, birikim ve tecrübesiyle müzakereci koltuğunu dolduracak bir isim. Yani o görevde hiçbir şekilde sırıtmayacak bir isim, diyebiliriz. Nami'nin Başbakan Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile iyi ilişkileri olduğu bilinen bir gerçek. Yani Ankara'nın kabullendiği ve çalışabileceği bir isim. Öte yandan BM Genel Sekreteri Özel Danışmanı Eide ile oldukça yakın bir dostluğu var ve Talat döneminde müzakereci heyetinde olduğu için sürece son derece hakim bir isim. Netice itibarıyla ister beğenin ister beğenmeyin Nami bu işe olmadı diyebileceğiniz biri değil.

Başarılı bir dış politikacı diyebiliriz, bu nedenle sırıtmadı ama şunu da söylemeden geçmeyeyim hem TDP tabanında hem de CTP Parti meclisinde bu olayı onaylamayanların sayısı da az değil bunu da bilin.

ÇÖZÜM UMUDU

CTP ile Akıncı'nın dolaylı olarak da TDP'nin önümüzdeki bu süreçte ilişkilerinin son derece iyiye gideceğini gözlemleyebiliriz aslında. Talat'ın da CTP-BG Genel Başkanlığına aday olduğunu açıklamasının ardından artık TDP'yi hükümette görebiliriz diye düşünüyorum. Bu uzak bir ihtimal olmaz.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Nami'yi süreci hızlandırmak için ekibine dahil ettiğini ve çözümü erkene alma konusunda hızlı bir diplomasi atağı başlatacağını bir başka Güvenilir kaynağımdan öğrendim. Düz mantık ile düşündüğümüzde pek inandırıcı bulmayanlar olabilir ama durum gerçekten böyle. Anlayacağınız önümüzdeki üç yıl çözüm güçlerinin sıkı bir işbirliği yapacağı ve Kıbrıs meselesini çözme anlamında kararlı adımlar atacağını söyleyebiliriz.

***************

VE TALAT ADAY

İkinci Cumhurbaşkanı Talat en nihayet CTP-BG Genel Başkanlığına aday olduğunu dün açıkladı. Uzun zamandır Talat'ın dönüşü bir çok CTP'li tarafından bekleniyordu. Tabii CTP'nin bir kısmı Talat'ın dönüşünden memnuniyet duyuyor ancak belli bir kısmı da bu olayın karşısında. Bundan ötürükurultayda Talat'ın karşısına öyle ya da böyle bir rakip çıkacak. Şimdi merak edilen iki konu var birincisi Talat'ın kurultaydaki rakibi kim olacak ikincisi de Talat başkan olduktan sonra yeni başbakan kim olacak?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.