Denktaş, Talat ile anlaştı mı?

Yayın Tarihi: 15/05/15 08:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

*İddiaya göre " CTP Genel başkanı olacak olan Talat ile Serdar Denktaş görüştür ve Haziran'da kurulacak yeni hükümette CTP-DP koalisyonunun devam etmesini istedi. Talat da Denktaş'a bir genel başkan yürütmede diğeri yürütme dışında olacaksa bu tür bir koalisyonun mümkün olmayacağını söyledi. Bunun üzerine Serdar Denktaş, partiyi de toparlamam lazım deyip bir ay önceden görevinden istifa etti". Bildiğiniz gibi Talat ile Denktaş arasında oldukça sıkı bir dostluk vardır. Bu dostluk Denktaş'ın Talat'a seçim kaybettirmesinin ardından hala devam ediyor mu bekleyip göreceğiz.

** Allah aşkına Türkiye'nin buraya gönderdiği görevliler ister TC Yardım heyeti başkanı olsun ister Büyükelçisi olsun, Ankara'daki hükümetin talimatları dışında hareket edebilirler mi? Denktaş'ın açıklamasında AK parti hükümetinin KKTC'ye görevlendirdiği bürokratların ya da temsilcilerinin tavırlarından rahatsızlık var, bu rahatsızlığı açıkçası ben Denktaş'ın, Türkiye Başbakanı Erdoğan'a duyduğu rahatsızlık olarak görürüm.

Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş'ın dünkü basın toplantısını öyle sanıyorum ki siyasetle ilgilenen tüm kesimler izledi. Uzunca yapılan klasik bir Serdar Denktaş konuşması olarak izledim bu toplantıyı. Konuşmanın geneline baktığınızda çok net olarak Türkiye Yardım heyetinin varlığından rahatsızlığını dile getirdi ve ardından Kıbrıslı Türklerin aslında Türkiye hükümeti ile bir problemi olmadığını ancak Türkiye'yi temsilen ülke de bulunan görevlilerin Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye'nin ilişkilerini bozduğundan yakındı.

Karşımızda adeta Kıbrıs Türk milliyetçiliği şovu yapan bir siyasetçi vardı. Serdar Denktaş'a zaten siyasi görüşünüzü sorsanız size hemen ben sosyal demokratım, Kıbrıs Türk milliyetçisiyim der ama biz bugüne kadar Serdar Denktaş'tan hiç böyle bir politik vizyon görmedik. Serdar Bey'in uzun yıllardır Ak parti hükümeti ile arasının iyi olmadığını bilmeyen yok ; Zaten Ankara hükümeti CTP'ye vakti zamanında Serdar Denktaş'la hükümet kurmaması yönünde ciddi telkinlerde bulunmuştu. Ne kadar hatırlarsınız bilmem ama yakın geçmişte yine Serdar Bey'in Türkiye Lefkoşa büyükelçisi ile aynı zamanda Türkiye yardım heyeti ile de bazı problemler yaşadığı ve Türkiye'nin buradaki kurumlarıyla ilişkilerinin pek de iyi olmadığını hepimiz biliyoruz.

Dünkü basın toplantısında Serdar bey açıkçası iç politikaya oynayarak bir tür kendi ayakları üzerinde durması gereken, yalnızca kendi halkına hesap vermesi gereken, egemen ayakları üzerinde duran bir devlet modelinden, bir siyasi kültürden bahsetti. Denktaş'ın, bu tavrında politik olarak mantıklı ama icraat olarak samimi olmadığını hepimiz biliyoruz; en azından ben böyle olduğunu düşünüyorum.

Ortada sorulması gereken önemli bir soru var. Denktaş, durup dururken bir başbakan yardımcısıyken, her türlü hükümet imkanı elinin altındayken neden bu görevden sizce istifa etsin. Serdar Bey'in açıklamalarına bakarsanız bozulan politik düzen, hükümetin başarısızlığı, çalışmalarda yaşanan uyumsuzluk ve dahasını sabaha kadar dinleyebilirsiniz.

SENARYO BİR " ÇÖKÜŞTE OLAN DP'Yİ TOPARLAMA"

Peki asıl gerekçe ne? Yapmış olduğum bazı araştırmalar neticesinde önemli bulgulara ulaştım. Yerel seçimlerde yaşanan başarısızlığın ardından cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yaşanan başarısızlığın ardından ve her geçen gün demokrat partinin kendi öz üyelerini, yöneticilerini bir bir kaybetmesinin ardından demokrat partinin ilk erken seçimde baraj altında kalma ihtimalinin kaçınılmaz son olduğunun Serdar bey de farkına varmış durumda.

Yapılan anketlerde de olası bir erken seçimde ya da normal bir seçimde demokrat partinin barajı geçme ihtimali son derece zor.

Birinci senaryoya göre Serdar Denktaş'ın asıl istifa gerekçelerinin altında bu neden yatıyor. Demokrat parti içerisindeki güvenilir kaynaklarımdan aldığım bilgilere göre Denktaş, partiyi hızlı bir şekilde toparlama kararı almış durumda. Bol bakanlıklara sahip olan bir siyasetçi olarak hiçbir partiliye gereken zamanı ayıramıyor olması, zaten kırgın olan partililerin daha da kırılmasını ve Demokrat Parti'ye küsmesine neden oluyor.

Farkındaysanız bu kadar zamandır neden Serdar Bey bu istifa hareketini yapmadı, çünkü erken seçim uzunca bir aradan sonra ufukta gözüktü. 2016 yılında öyle ya da böyle erken seçim olacak. İşte baraj altında kalma ihtimali olan Demokrat Parti'nin hızla toparlanması gerekiyor.

SENARYO İKİ "TALAT'LA ANLAŞTI"

İkinci ve üzerinde en çok konuşulan senaryolardan biri de yakın zamanda gerçekleşecek CTP kurultayının ardından başbakanın da değişeceğinden hükümetin istifası ve yeni bir hükümet kurma ortamının doğacak olmasının arkasındaki sır perdesi.

İddiaya göre " CTP Genel başkanı olacak olan Talat ile Serdar Denktaş görüştür ve Haziran'da kurulacak yeni hükümette CTP-DP koalisyonunun devam etmesini istedi. Talat da Denktaş'a bir genel başkan yürütmede diğeri yürütme dışında olacaksa bu tür bir koalisyonun mümkün olmayacağını söyledi. Bunun üzerine Serdar Denktaş, partiyi de toparlamam lazım deyip bir ay önceden görevinden istifa etti". Bildiğiniz gibi Talat ile Denktaş arasında oldukça sıkı bir dostluk vardır. Bu dostluk Denktaş'ın Talat'a seçim kaybettirmesinin ardından hala devam ediyor mu bekleyip göreceğiz.

Dünkü basın toplantısında Denktaş'a teknokrat hükümet modelleri de soruldu ve Denktaş bunu daha önce denediklerini, hem olumlu hem olumsuz tepkiler aldıklarını anlattı.

CTP içindeki güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre Talat CTP kabinesini ağırlıklı olarak dışardan atayacak. Bakalım aynı şartlar DP içinde geçerli olacak mı?

TALAT ÇARK EDER Mİ?

Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına; her iki senaryo da son derece mantıklı geliyor ama kimsenin gözardı etmemesi gereken bir başka etken var. Ankara, Denktaş'a karşı tepkili ve limoni.

Kimse bu gerçeği inkar etmeye kalkmasın. Eğer ki Talat ile Ankara'nın arası hala iyiyse, kesinlikle CTP-DP hükümeti kurulmaz. Bunu aklınızdan çıkarın.

DP ile hükümet kurulmaması konusunda ve geniş tabanlı bir hükümet modeli olan CTP-UBP hükümetine en sert şekilde çağrı yapan Talat şimdi DP ile hükümete devam eder mi?

Siyasette koşullar her zaman değişir ama bu konuda ki politik yapı bence pek de değişmez. Bunu bekleyip göreceğiz.

Açıkçası ben Talat'ın kendisine seçim kaybettiren bir Serdar Denktaş ile, Ankara'nın istemediği bir Serdar Denktaş ile hükümet kurabileceğine pek ihtimal vermiyorum. http://www.cnnturk.com/video/dunya/2010/04/16/talattan.serdar.denktasa.sok.suclama/20316.334816/index.html

Bu linki bir izleyin derim.

Dikkatinizi çekmek isterim ki Serdar Denktaş dünkü toplantıda Türkiye'nin KKTC'ye görevlendirdiği kişilerden rahatsızlığını dile getirdi "Kendi kendimizi yönetecek ortam yaratılmamıştır. Türkiye kanadından baktığımda, neyi şikayet ettiğimiz anlaşılmamaktadır. Şikayet ettiğimiz, Türkiye değil, görevlendirdiği bireylerin tavrıdır. Türkiye'nin hiçbir bürokratı, demokratik iradenin üstünde olamaz. Zaman zaman çarpıtılmakta ve bu nedenle, Kıbrıs Türk halkının anavatana bağlılığında zayıf halkalar ortaya çıkmaktadır." http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/162475/PageName/KIBRIS_HABERLERI

Allah aşkına Türkiye'nin buraya gönderdiği görevliler ister TC Yardım heyeti başkanı olsun ister Büyükelçisi olsun, Ankara'daki hükümetin talimatları dışında hareket edebilirler mi? Denktaş'ın açıklamasında AK parti hükümetinin KKTC'ye görevlendirdiği bürokratların ya da temsilcilerinin tavırlarından rahatsızlık var, bu rahatsızlığı açıkçası ben Denktaş'ın, Türkiye Başbakanı Erdoğan'a duyduğu rahatsızlık olarak görürüm. Umarım ben yanılıyorumdur.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Yaptığım sakanın ardından gözlerimin içine bakıp, "aşk olsun" dediğinde "keşke!" diyebilmek için can atıyordum.

KÜÇÜK İSKENDER

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.