CTP: 5 - UBP : 5

Yayın Tarihi: 05/06/15 07:37
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Ülkede pek çok sorun devam ede dursun öte yandan herkes 14 Haziran sonrasında kurulacak olan yeni hükümeti ve perde gerisinde yaşananları konuşuyor. Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre Cumhuriyetçi Türk Partisi yetkilileri ile Ulusal Birlik Partisi yetkilileri ve aynı zamanda Demokrat Parti yetkilileri son haftada iki kez görüştüler. CTP ile UBP'nin yeni bir koalisyon hükümeti kurmaya daha yakın olduğunu duyuyorum.

Ulusal Birlik Partisi içerisindeki güvenilir kaynaklarımdan aldığım bilgilere göre son bir hafta içerisinde Sn Özgürgün ile Sn Talat iki kez temasta bulmuşlar. Tabii bu ne kadar doğru ne kadar eksik bilemeyiz, hatta hatta beş bakanlık konusunda da anlaşmış bulunuyorlar.

Tabi neticede bu bir iddia ne kadar doğrudur bekleyip göreceğiz ancak öte yandan sıkı bir pazarlık içerisine giren ve sırf hükümette olabilmek adına oluşacak yeni hükümette geniş kadrolardan oluşacak iki büyük bakanlığa razı gelmiş bir Demokrat Parti olduğu konuşuluyor.

Açıkçası ben buna pek ihtimal vermiyorum; neticede her ne kadar Demokrat Partinin sayısı bugün sekiz vekile düşmüş olsa da sekiz vekille iki bakanlık üzerine anlaşmış olabileceklerine pek ihtimal vermiyorum.

Tabi siyasete ne olur ne kalır son dakikaya kadar bilemezsiniz. Demokrat Parti ile ilgili tek bildiğim hükümete girme konusunda son derece ısrarcı ve tavizkar oluklarıdır.

İki güçlü bir zayıf bakanlıkla CTP-DP hükümeti yoluna devam edebilir diye de konuşulmuyor değil.
Önceki yazılarımda da kaleme almıştım. 14 Haziran'dan sonra CTP genel başkanlığına gelecek olan Talat'ın kiminle nasıl bir hükümet kuracağına çok iyi dikkat etmesi gerekiyor.

Bildiğiniz gibi Türkiye hükümeti ve Türkiye Hükümeti'nin buradaki temsilcileriyle arası hayli açık olan Serdar Denktaş'la, Talat'ın hükümeti ısrarla daha çok bakanlık edinecek yada uyum içerisinde olacağını düşünerek kurması elbette ki Talat ile Ankara'nın da arasını açacaktır.

Serdar Denktaş'ın Başbakan yardımcılığı görevinden istifa etmesinin arkasında yatan nedenlerden biri olarak da Denktaş'ın Türkiye'nin KKTC'deki temsilcileri ile hiçbir münasebet kuramaması ciddi bir uyumsuzluk yaşadığını hepimiz biliyoruz, zira bu yüksek sesle konuşulan konular. Zaten Serdar beyde her açıklamasında her konuşmasında Türkiye yardım heyeti ile olan uyumsuzluğunu dile getirmekten kaçınmıyor.

Unutmamak gerekir ki Türkiye'de yeni dönemde de yani 7 hazirandan sonraki dönemde de iktidarda illaki bir AK Parti hükümeti olacaktır. AK partinin olduğu bir hükümette de KKTC'de kurulacak bir koalisyon hükümetin içerisinde Serdar Denktaş'ın olmasına asla sıcak bakılmayacağını biliyoruz. Bu nedenle Talat'ın 14 Haziran kurultayından sonra hükümet kurarken çok dikkatli olması gerekiyor.

Belki de bugün Talat için yedi bakanlık alıp üç bakanlığı DP'ye vermekle karlı bir hükümet yapısı kurmak heyecanlı gelebilir ama unutmamak gerekir ki parasız hükümette içi boş hükümet oluyor işte.

Yedi bakanlıkla hükümet etmek oldukça heyecanlı, güçlü ve itibarlı gelebilir ancak unutulmaması gereken bir şey var ki Ankara hükümeti, Talat'ın ile Demokrat Parti ile koalisyon yapmasına asla hoş bakmayacaktır; Özkan Yorgancıoğlu'na bakmadığı gibi.

Bu nedenle Talat'ın 14 Haziran sonrasında hükümeti Ulusal Birlik Partisi ile kuracağına daha ciddi bir ihtimalle bakıyorum ben. Şimdilik gelen bilgiler bu yönde.

CTP'nin başkanlığında UBP ile kurulacak geniş tabanlı bir hükümetin, aslında reform hükümeti olacağı ve yaklaşık bir buçuk yıl sonra erken seçime gidileceği konuşuluyor.

KKTC'de bir reform hükümetinin kurulması demek uzun süredir uygulanmayan mali protokolünün de uygulanacağı anlamını taşıyor.

İşte bu noktada CTP'nin önümüzdeki yıl planladığı erken seçime güçlü bir imajla girebilmesi ancak geniş tabanlı bir reform hükümeti ile yola çıkmasına bağlıdır.

Tabi unutmadan şunu da söylemek gerekir ki Talat hangi parti ile hükümet kurarsa kursun başarılı olmak zorundadır. Aksi takdirde hükümet dışı kalacak olan TDP olsun ya da herhangi bir parti olsun doğal olarak güçlenecektir.

Bilhassa TDP'nin her geçen gün solda güçlendiği fark edilen bir gerçek.

Bütün mesele Talat'ın bu süreci ne kadar iyi yönetebileceğini bağlıdır.

Unutulmaması gerekir ki Kıbrıs'ın kuzeyi ekonomik olarak çok zor günler yaşıyor, defalarca kez tekrarlanan seçimler aslında ülkenin menfaatine olmamış bilakis zarar vermiştir.

4 Haziran'dan sonra kurulacak olan yeni hükümetin ivedi bir şekilde Kıbrıs'taki ekonomik yapıyı iyileştirme zarureti vardır. Sayın Talat'ın sorumlulukları çok ağırdır derken yeni kurulacak hükümetin reform hükümeti olma zorunluluğu vardır. Talat "artık Kıbrıs müzakere sürecine karışacak ona buna laf gönderecek, görüş beyan edecek" bir yapıda olmayacağını bilmelidir.

CTP Genel başkanlığına ve doğal olarak başbakanlık koltuğuna geldiğinde; ki yıllar önce kısa süreli, üstlendiği ve hemen ardından cumhurbaşkanlığı makamına yükseldiği, başbakanlık görevini artık bu sefer layıkıyla yapmasıdır.

Önceki yazılarımda da kaleme almıştım şimdi yine söylüyorum; 14 Haziran sonrası Talat ya siyaseten lider olur ya da yok olur. Bu nedenle Talat bu süreci son derece iyi kullanmalı ve iyi yönetmelidir.

Bir canlı yayında Başbakan olma heveslisi değilim ifadesini kullandı. Bu sözlerinde kendisini samimi bulmadığımı söylemek isterim. Talat başbakan olma hevesinde değilse bile, CTP genel başkanı olduktan sonra başbakan olma hevesinde de olmak zorundadır.

Bu ülkeyi aydınlık yarınlara taşımak istiyorsa başbakan heveslisi olmak kötü bir şey değil, eğer bu ülkenin derdini, gailesini ve geleceğini herkesten çok düşünüyorsanız, evet başbakan olma heveslisi olmalısınız; ülkesini seven her lider Başbakan olma heveslisi olur çünkü.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

BEN AŞIK OLDUĞUMDA ELLERİMİ ADIMLARIMA GÖRER SALLAMASINI UNUTURUM

SÜLEYMAN ULUÇAMGİL

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.