Hükümetin kendi s(z)abit değil ki!

Yayın Tarihi: 04/09/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Hükümet sözüm ona bazı şeylerde de bazı düzenlemeler yaptı neyse artık o "şeyler". Açık yüreklilikle söylemek gerekirse nerede kur sabitlendi bu kur sabitleme işi neye yaradı, kime yaradı hiçbirimiz anlamış değiliz. "Zaten hali hazırda yönetsel anlamda zafiyet yaşayan bir hükümetin tanınmamış bir ülkede zayıf bir merkez tarafından yönetilmeye çalışılması" takdir edersiniz ki sorunların çözülmesinden ziyade işte bugün yaşadığımız belirsizlik tablosunu yaratıyor.
  • Hatırlıyorum da Ferdi Sabit Soyer döneminde her ne kadar yanlışlar yapılmış olsa dahi döneminin başbakanında bir heyecan, sorunları çözme çabası olduğunu görürdük. Ferdi bey belki uzun uzun konuşurdu ama sorunları çözsün diye canını yer dururdu. O'na iş yaptırmayan da zaten bugünün kadrosuydu. Neyse eskileri deşmeyelim ama eğer hükümetin adı CTP ise ben vizyon, siyaset ve heyecan görmek isterim. Noldu bu CTP'ye?

Ne yazık ki yaşadığımız bu ülke genel olarak ciddi bir karmaşa içinde bulunuyor. Partilerin kendi içlerindeki tuhaf ve kin dolu hesaplaşmaları bitmek bilmiyor. Bir süre önce bu çatışmayı Cumhuriyetçi Türk Partisi içerisinde izledik, onlar güya daha disiplinli daha çağdaş bir şekilde kurultaylarını yaşadılar ama işte son günlerde hep birlikte görüyoruz ki parti içi görevden almalar atamalar devam ediyor. Bu durum kelime anlamıyla CTP'nin kendi içinde yaşadığı bir çatışma.

Öte yandan Ulusal Birlik Partisine bakıyoruz, her ne kadar fazla ses getiren bir çatışma içerisinde olmasalar da ki olmamalarıdır doğru olan, altı tane genel başkan adayı ile iki ay sonra kurultaya gitmeye hazırlanan bir parti görüyoruz. Karşımızda kimin ne için bakan olmak istediği kimin ne için bakan kalmak istediği ve yine bununla birlikte kimin neden genel başkan olmak istediği ya da kimin neden genel başkan kalmak istediğinin belli olmadığı, adeta siyaset üretmekten yoksun bir partinin kurultayına tanıklık edeceğiz.

Genel anlamda tüm partiler içerisinde bir politik vizyonsuzluk, bir ne yapacağını bilememe, nasıl bir yol haritasından yürüyeceğini bilememe, halkını peşine takıp da güzel günlere götürebilme inancının şevki ve heyecanı olmayan bir siyasi anlayışsızlık karmaşasının içerisinde günlerimiz geçip gidiyor.

Düşünsenize; Türkiye'nin kendi içinde yaşadığı kargaşalardan ötürü yabancı sermayenin parasını Türkiye'den çekmesi sonucunda dövizin alıp başını gitmesi, bu durumun ülkemize oldukça kötü bir boyutta yansıması sonrasında, yazdık çizdik hükümeti uyardık en nihayet bir kur sabitleme yöntemine gidildi.

HÜKÜMET NEYİ SABİTLEDİ ANLAMADIK

Hükümet sözüm ona bazı şeylerde de bazı düzenlemeler yaptı neyse artık o "şeyler". Açık yüreklilikle söylemek gerekirse nerede kur sabitlendi bu kur sabitleme işi neye yaradı, kime yaradı hiçbirimiz anlamış değiliz.

"Zaten hali hazırda yönetsel anlamda zafiyet yaşayan bir hükümetin tanınmamış bir ülkede zayıf bir merkez tarafından yönetilmeye çalışılması" takdir edersiniz ki sorunların çözülmesinden ziyade işte bugün yaşadığımız belirsizlik tablosunu yaratıyor.

Partilerin kendi içerisinde vermiş olduğu kavgalar kimin başkan olacağı kimin başbakan olacağı aslında toplumun pek de umurunda değil. Kim seçilirse seçilsin aynıdır algısının yerleşmiş olduğu bir ülkede ki bu ne yazık ki haklı bir algıdır, toplumun ya da sendikaların sert tepkiler vermesi beklenemez. Kendi adıma konuşacak olursam her akşam üzeri bilgisayarın başına köşe yazımı yazmak için oturduğumda, şöyle bir bakıyorum, ne yazayım diye adeta konu fukarası olduğumuzu görüyorum. Dedikodu yazacak olduktan sonra adayların, bakanların, vekillerin nasıl bir menfaat kavgasında olduklarını bir bir yazsam aile düzenleri bozulur. Bende okunma rekoru kırarım ama bunun topluma ne faydası var, ne kazandıracak ki bizlere.

Koca bir hiç.

Sonuç olarak dostlar, bu küçücük ve bazı dokunuşlarla iyileşmeye başlayabilecek vitaminsiz genç ülkemizde hükümet neyle neyi satın aldığını önce kendi sonra da bize anlatması gerekiyor. İyileştirmelerin dokunulmazlığının kalkması gerekiyor, yani iyi olanı görüp anlayıp, hissedebilmeliyiz.

HEYECAN YOK

Hatırlıyorum da Ferdi Sabit Soyer döneminde her ne kadar yanlışlar yapılmış olsa dahi döneminin başbakanında bir heyecan, sorunları çözme çabası olduğunu görürdük. Ferdi bey belki uzun uzun konuşurdu ama sorunları çözsün diye canını yer dururdu. O'na iş yaptırmayan da zaten bugünün kadrosuydu.

Neyse eskileri deşmeyelim ama eğer hükümetin adı CTP ise ben vizyon, siyaset ve heyecan görmek isterim.

Noldu bu CTP'ye? Diye sormaktan kendimi alamıyorum.

**************

MESAJI OLAN ALSIN

Sn Yakup Latifoğlu, her ne kadar bensiz gezmelere gitseniz dahi özlendiğinizi bilin. Nerde o Kıbrıs işi öğle yemekleri? Ahmet Kaptan'ın Orhan Gencebay'a benzeyen tostçusuna gitmek zorunda kalacağız en sonunda.

Sn Ahmet Kaptan, sizi telefonla arayacağım, gece gideceğimiz bir yer vardı, öylece kaldı. İlhamınızı mı kaybettiniz yoksa izin mi alamıyorsunuz? Görüşelim.

Sn Sami Dilek, yüzünüzü gören cennetlik olsun diyen dostlarınız var.

Sn İsmet Akim, yine size saldırılar başladı. Anlaşılan parti içinde birileri kuyunuzu kazıyor. Sizinle uğraşanlar elektrik çarpmışa dönebilir, bizden uyarması.

Sn Tahsin Ertuğruloğlu, adaylar bakan olamadıkları için aday oldu dediniz. Acaba bu durum sizin içinde geçerli değil mi? Biz de siz genel başkan olursunuz diye bekliyorduk ama bakan oldunuz.

Sn Hüseyin Özgürgün, genel başkan kalma ihtimaliniz var ama bu atadığınız bakanlar size çalışacağı için değil ! karşı cephe daha organize olamadığı için.

Sn Ömer Kalyoncu, bu kur sabitleme işinden kimse bir şey anlamadı. Siz akıllı bir siyasetçisiniz bu işi biraz daha güçlendirin ve halka yarasın.

Sn Alihan Pehlivan, kurultayda kimi destekliyorsun. Ansızdan vekil olmayan bir UBP'li aday çıkabilir haberin olsun.

Sn Sunat Atun, ara sıra verdiğiniz sözleri de hatırlarsanız dostlarınız daha mutlu olacak. Hayırlı cumalar diliyorum.

*************

GÜNÜN SÖZÜ

Çok dengesizsin, dedi.. Sol tarafıma çok yüklendin ondandır, dedim. .

ANONİM

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları