Öğretmenler kabak tadı verdi

Yayın Tarihi: 17/09/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

* Eğer KTÖS'ün felsefesi sosyal devletse, eğer fakir çocuklar da okumalıdır ise felsefesi KTÖS'ün, Şener hoca ağırlığını koyacak bu işi çözecek. Bakan Dürüst de bu işe el atacak, parası yok bu insanların kaç ay daha öğretmenin grev engellemesiyle mağdur edilecekler?

* Pekala sürekli itaatsizlik yapan öğretmenler bu cesareti her kimden alıyorlarsa ki bana bu işin arkasında biraz sendika var gibi geliyor; kimden alıyorlarsa alsınlar öğretmenleri neden eğitim bakanlığı ülkenin dört bir yanına dağıtmıyor, neden KTÖS bu konuda ön ayak olmuyor, ders başı yapmayı reddeden bir öğretmen eğer bu işten mutlu değilse istifa eder, yerine kapının dışında bekleyen binlerce işsiz genç işe girer.

* Anlamadık gitti bu grev meselesini, öğretmenlerin işe gitmeme meselesini. Öğretmenler birbirini dövecek noktaya geldi, olacak gibi değil.

Çocukluğumuzdaki öğretmen figürünü hatırladım birden; neydi öğretmenin bizim için ifade ettiği şey, taşıdığı anlam, neydi? Hepiniz takdir edersiniz ki özellikle daha da eski yıllarda bir öğretmenin neredeyse bir lider kadar kıymeti, değeri, önemi ve saygınlığı vardı. Öğretmen doğru adamdı, asla yanlış yapmazdı, yapılan yanlışları düzeltmek doğru insan olmak örnek insan olmak hep öğretmenlerin üzerinde olan önemli görevlerdi.

Bizler öğretmenlerimizi hep böyle tanıdık, hatta hatta eskiden dayak da vardı. Çok mızırlık yaparsanız avucunuzun içerisine bir cetvel yiyebilirdiniz. Olur da öğretmene karşı bir saygısızlığınız olursa tokat yiyebilirdiniz ama bunların öğretmen tarafından yapılmasında hiçbir kusur yoktu.

Bunun da en büyük gerekçesi illaki öğrenci çok büyük bir kabahat işlemiş ve öğretmen tarafından bu şekilde cezalandırılmış şeklindeydi.

Hepimiz çocukken dayak yemişizdir öğretmenlerimizden ama ne kadar ilginçtir ki onlara karşı hiçbir saygımızı hiçbir sevgimizi yitirmedik, kaybetmedik.

Hala bugün olur yollarda sokaklarda karşılaştığımızda inanılmaz bir saygı gösteririz, onlar da bizi son derece güzel karşılar ve güzel hatırlarlar.

Şimdi bu güne dönelim Şht Ertuğrul ilkokulunda geçtiğimiz yıl çeşitli sıkıntılardan dolayı bitmek tükenmek bilmeyen grevler gerçekleşti. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ciddi anlamda sıkıntı yaşadı, eğitimleri aksadı, eğitimleri zora girdi. Bu yılki eğitim döneminde ise sendika ben grev yapmıyorum dedi ancak okuldaki belli sayıdaki öğretmen çeşitli nedenlerden dolayı okula gitmedi, eğitimi başlatmadı. Sendika ben yokum bu işin içinde diyor ama birileri bu öğretmenleri örgütlüyor orası belli. Ortalık birkaç gündür karışık.

Veliler haklı mı haklı, öğrenciler haklı mı haklı peki grev yapan öğretmenden haklı mı derseniz kesinlikle haksız.

Her ne sıkıntıları olursa olsun haksızlar, kendi kendilerini haksız duruma düşürdüler çünkü çocuklarımızın eğitim hakkını gasp eder duruma düştüler, eğitim alma haklarını ellerinden aldılar.

Kabahatin büyüğü Eğitim Bakanlığında, bakın bunun peşinen söyleyim. Bunun nedeni de uzlaşıdan yana olmayan ve ısrarla grev yapan öğretmenlere gereken cezanın verilememesi. Bakanlığın eli kolu bağlı, caydırıcı hiçbir gücü yok. Öğretmenlerin atamaları bile sendika ile uzlaşı içinde yapılabiliyor. Belki ilk başta bakanın keyfi uygulamalarını engelleme konusunda sendikanın bir tür eşik bekçiliği yapıyor olması anlaşılabilir. Ancak okula gitmeyen öğretmeni öğretmen olarak tutmanın bir manası var mı?

Daha önce Mustafa Arabacıoğlu ile de bir söyleşi yapmıştım. Arabacıoğlu bana söyleşisinde bakanlığın ne yazık ki müdürler ve öğretmenler üzerinde gerekli otoritesi yok demişti. Şimdi öğretmenler hangi gerekçeden dolayı ders başı yapmıyor olurlarsa olsunlar bir çocuğun eğitime başlamasını engellemek diğer arkadaşları öğrenme aşkıyla derslerine girerken başka bir grup öğrenci öğretmenlerinin kendi menfi çıkarlarını koruma yönünde yaptıkları sivil itaatsizlikten ötürü mağdur oluyorsa öğretmenin tüm saygınlığı orada bitti demektir.

Çocukların olaylar karşısında yaşadığı duygusal yıkımı, kaybedilen zamanı ve kaybedilen eğitimi kim nasıl yerine koyacak.

Söz konusu öğretmenler her ne gerekçeyle eğitim yapmıyorlarsa yapmasınlar, Eğitim bakanlığı söz konusu öğretmenlerin maaşlarını ay sonu ediyor mu? ! Ödüyorsa burada kabahat kesinlikle Eğitim Bakanlığındadır.

Pekala sürekli itaatsizlik yapan öğretmenler bu cesareti her kimden alıyorlarsa ki bana bu işin arkasında biraz sendika var gibi geliyor; kimden alıyorlarsa alsınlar öğretmenleri neden eğitim bakanlığı ülkenin dört bir yanına dağıtmıyor, neden KTÖS bu konuda ön ayak olmuyor, ders başı yapmayı reddeden bir öğretmen eğer bu işten mutlu değilse istifa eder, yerine kapının dışında bekleyen binlerce işsiz genç işe girer.

Anlamadık gitti bu grev meselesini, öğretmenlerin işe gitmeme meselesini. Öğretmenler birbirini dövecek noktaya geldi, olacak gibi değil. Bakınız net söylüyorum bu işin arkasında kim ya da kimler varsa toplumun vicdanında fena yargılanacaklar.

Herşeyden önce bir öğretmen ders başı yapmamazlık diye bir şey yapamaz, velev ki ay sonu devletten maaş almasın!

Aileleri zorla özel okullara teşvik etmekse niyet tutmaz bu iş, fakir insanların sayısı oldukça fazla, parası olmayan da okusun diye var devlet okulları ama benim öğretmenim banane mi diyor şimdi? !

Bu konu hakkında açıkçası dün bir yazı kaleme alacaktım ancak önceden kaleme aldığım yazılı yayınlamak durumunda kaldım. Şunu söylemek isterim ki bir gazeteci ve bir aydın olarak sürekli Şht Ertuğrul İlkokulu'ndaki öğretmenlerin ders başı yapmamaları kabak tadı verdi. Eğer mutsuzsalar istifa etsinler gitsinler başka iş yapsınlar, onlardan boşalan kadrolara da başka öğretmenler atansın. Kapının dışında iş bekleyen binlerce öğretmen mezun var.

Eğer KTÖS'ün felsefesi sosyal devletse, eğer fakir çocuklar da okumalıdır ise felsefesi KTÖS'ün, Şener hoca ağırlığını koyacak bu işi çözecek. Bakan Dürüst de bu işe el atacak, parası yok bu insanların kaç ay daha öğretmenin grev engellemesiyle mağdur edilecekler?

Bu işi bu ikili çözer diyorum.

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır.

Paulo Coelho

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.