Tatar artık bir otorite

Yayın Tarihi: 09/10/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Tatar şu an UBP Genel Başkan adayı. İlk başlarda benim dahi çok fazla popüler bulmadığım ama bugün geldiğimiz nokta da birçok kesim tarafından ikinci tura kalma ihtimali hayli fazla biri haline geldi. Gerek cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde gerekse sonrasında adada ayak basmadığı yer kalmadı. İlgiyi ve umudu kendini yönetenlerden çoktan kesmiş olan yurttaşların elini sürekli sıkmaya başlamış, girilmeyen birçok eve bir kereden fazla girmeye başladı.
  • Yenilenen UBP tüzüğünün ardından UBP'ye üye olan her bireyin üyeliğinin geçerli olacağı ibaresi UBP tüzüğünde mevcutken; ilçe başkanları kendilerine oy vermeyecek endişesi ile birçok kök UBP'liyi üye yazmayı reddediyor şu an. Üstelik UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün ilçe başkanlarına oluşan birçok şikayetin ardından net bir şekilde talimat vermesine karşın, UBP İlçe başkanları "sana ve bana oy vermeyecekler, hayır üye yazmayacağım" demekle yetiniyor. Bu durum UBP'de bölünmelerin ve intikam duygusunun zirve yaptığı bir olay haline geldi.

Gergin birkaç program sonrasında tanıştık Ersin Tatar'la. Maliye Bakanlığı görevini yürüten, deyim yerindeyse eli sıkı, devletin bütçesini son derece dikkatli harcayan Cambridge mezunu zor bir ekonomistti benim için tanımı. İnanılmaz huy kaptığım bu adamdan çok sonraları iyi bir dost olacağımız hiç aklıma gelmemişti. Ne yapsa eleştirilen ve eleştirdiğimiz bir politikacıydı. Zaman geçtikçe ve tanıdıkça aslında çok sağlam bir bilgiye ve donanıma sahip olduğuna şahit olmuştum. Tek sıkıntısı siyasete yeni atılmış olması ve zaman içinde pişmesiydi.

Evet; Ersin Tatar zaman içinde pişti ve olgunlaştı. Bugün herkesin sevdiği ve değer verdiği, her ortamda kabul gören ve "adam bu işi biliyor" diyebileceğimiz biri haline geldi. UBP Genel Başkanlığına aday. Kader mi desek ilk adaylığını benim programımda açıkladı. Her ne kadar da yüzünde açıkladığına dair hafif bir pişmanlık olsa dahi iş işten geçmişti. Benim için bir gazetecilik başarısıydı. Tatar'ın adaylık açıklaması UBP'nin bazı kesimleri üzerinde soğuk duş etkisi yaratmıştı adeta.

Tatar ile hiç yapmadıysak yüze yakın söyleşi yaptık birçok kez de söyleşi. Ekonomi konusunda, maliye konusunda söylediği herşey zaman içinde gerçekleşiyordu. Tatar'dan sonra kamuoyundan ve basından uzak bir süreç yaşayan KKTC Maliyesi bugün geldiğimiz noktada toplum içindeki güvenini yitirmiş, heyecanını yitirmiş, hatrı sayılır bir açıkla üreticiyi yok olma noktasına getirdi ne yazık ki.

Tatar bir gün maliye bakanı mı olur UBP genel başkanı mı olur bilemem ama bir gerçek var ki bıraktığı yerden çok uzakta ülke ekonomisini toparlamakta oldukça çaba sarfetmek zorunda kalacağıdır.

Tatar şu an UBP Genel Başkan adayı. İlk başlarda benim dahi çok fazla popüler bulmadığım ama bugün geldiğimiz nokta da birçok kesim tarafından ikinci tura kalma ihtimali hayli fazla biri haline geldi. Gerek cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde gerekse sonrasında adada ayak basmadığı yer kalmadı.

İlgiyi ve umudu kendini yönetenlerden çoktan kesmiş olan yurttaşların elini sürekli sıkmaya başlamış, girilmeyen birçok eve bir kereden fazla girmeye başladı.

İnsanlar Tatar'ın oy istemek için değil kendilerini dinlemek ve sorunlarına ortak olmak için bu ziyaretleri yaptığını artık anlamış durumda.

Hızla imaj ve prestij kaybeden Ulusal Birlik Parti'nin kurultayı kazanır ya da kaybeder yeniden toparlamayı başarmış ender UBP'lilerden biri haline geldi en azından.

UBP'YE ÜYE YAZMA İŞİNDE HİLE Mİ YAPILIYOR ?

En önemli konulardan biri de bu. Yenilenen UBP tüzüğünün ardından UBP'ye üye olan her bireyin üyeliğinin geçerli olacağı ibaresi UBP tüzüğünde mevcutken; ilçe başkanları kendilerine oy vermeyecek endişesi ile birçok kök UBP'liyi üye yazmayı reddediyor şu an. Üstelik UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün ilçe başkanlarına oluşan birçok şikayetin ardından net bir şekilde talimat vermesine karşın, UBP İlçe başkanları "sana ve bana oy vermeyecekler, hayır üye yazmayacağım" demekle yetiniyor. Bu durum UBP'de bölünmelerin ve intikam duygusunun zirve yaptığı bir olay haline geldi.

Elbette ki bu son derece tehlikeli bir oyun, bunu söylemek lazım. Zira kurultay sonrasında olacak herhangi bir erken seçimde bazı popüler milletvekillerin seçimi kazanmaları daha şimdiden zora girdi bile.

Sonuç itibariyle Ulusal Birlik Partisi kurultayı için hafta sonu yaşanan kargaşanın ardından derin cepheleşmeler derin çatışmalar öyle görünüyor ki başlamış olacak. Tabi işin bir başka boyutu daha var; bildiğiniz gibi Ulusal Birlik Partisinde artık delege sistemi ortadan kalktı. UBP'ye üye yazılan yurttaşlar oylarını kullanabilecek.

Bu durum her ne kadar demokratik görünse de içerisinde bir tehlikeyi barındırıyor. Çünkü hangi aday kaç üye yazarsa o kadar çok oy alma hakkına sahip olacak ve ne kadar ilginçtir ki bunun aslında pek de bir sınırı yok. Ülke seçmeninin ciddi bir oranı, Ulusal Birlik Partisi'nin kurultayında oy verme hakkına sahip üye olması halinde tabii.

Zaten iki yada ikiden fazla aday çıkmasının sebebi de aslında bu. Ulusal Birlik Partisi kurultayı için tüm adayların kendilerine yakın görüp üye yazdıkları ve son derece bölünmüş, fazladan cepheleşmiş bir kurultay izleyeceğiz aslında.

Neler getirecek neler kaybettirecek bekleyip göreceğiz. En popüler aday mutlak çoğunluğu sağlayamayacak ve ikinci tura kalacak, ikinci tura da kalındığında popüler olan ilk adayın kazanma şansı zora girmiş olacak.

Bunun farkında olan Özgürgün kabinesini kurarken ilçe başkanlarını tercih etti ağırlıklı olarak. Bir partide hepimiz biliriz ki bir ilçe başkanının gücü hatrı sayılı derecede güçlüdür. Ve sonuç olarak ilçe başkanları üyeler üzerinde daha hakim olmakla birlikte daha fazla üye yazmaktadırlar. İşte bu durum Özgürgün'ün lehine çalışacak bu kurultayda.

Ancak unutulmaması gereken bir başka konu var ki. Küçük-Kaşif kurultayında salonda oturan delegelerin büyük bir çoğunluğu İrsen Küçük'ü kıyasıya alkışlarken, daha az bir kesim de sessiz duruyor ve Kaşif'ten yana tavrını belli ediyordu.

Peki ne oldu kurultay sonucunda. İrsen bey az bir farkla kurultayı kazanabildi. Yani demem o ki Özgürgün kanadının yazacağı üyeler özellikle ikinci turda alacakları telkinlerle Özgürgün'e değil de rakibine oy verebilir. UBP'de bunlar yaşanabiliyor.

Öyle sanıyorum ki Hüseyin Bey'in yanında bulunan ya da kendisine fikir veren arkadaşlarını bir daha gözden geçirmesi gerekiyor. Hüseyin beyin ciddi anlamda yanlış hamleler yaptığını yalnız ben değil bir çok UBP'li vekil ve partilileri düşünüyor; hafta sonu hep bu konular konuşuldu.

Sonuca varacak olursak 31 Ekimde nasıl ve nerede dahası hangi üye listesiyle gerçekleşeceği belli olmayan UBP kurultayında Ersin Tatar'ın hatrı sayılı bir oy olarak ikinci tura kalacağına gözlemliyorum ben.

Genel Başkan Özgürgün'ün ise hızla ikinci turdan uzaklaştığını görüyorum.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Bir insanın büyüklüğü, çenesinden yukarıya b?kıl?r?k ölçülür.

Lloyd George

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.