Bu ayırımın sebebi ne?

• Konuyla ilgili konuşmak için Eğitim bakanı Dürüst'ü Perşembe günü aramışsam da ulaşamadım. Yoğundur geri dönememiştir. Olabilir normal bir durum ancak bu konunun aydınlığa kavuşup ortada olan haksızlığın Bakan Dürüst tarafından giderilmesi gerekiyor. Bir kere bir bakanlık müdürü bakanın talimatını eğer ki bir hukuksuzluk yoksa asla geri çeviremez. Hele hele Kemal Dürüst gibi otoriter bir bakanın talimatını hiçbir bürokrat geri çeviremez.
• Konuyla ilgili benim duyumumu da ekleyim yazıma son vermeden, bu adaletsizliğin yaşanmasında Kemal beye çok yakın bir vekilin özel ricasının yattığını da duydum. Gerçek olmamasını temenni ediyorum !

UBP Dikmen Belediye Meclis üyesi Mehmet Özsezer sanırım en çok mağdur olan işadamlarından biridir. Ne UBP'li oluşu ne de partideki onurlu duruşu ona hiçbir zaman bir şey kazandırmadı. Uzun yıllardır ailesiyle birlikte otobüs işletmeciliği yapan genç bir Kıbrıslı Türk. Dikmen ve bölgesinde öğrenci ve yolcu taşıyor.

Sırf UBP belediye meclis üyesidir de bu nedenle jest yapılmadı, kayrılmadı, desteklenmedi diye kaleme almıyorum bu yazıyı. Hatta hatta belki de koyu bir UBP'li yerine bir CTP'li olsaydı CTP onu kanatlarının altına çoktan almıştı bile.

Hangi partiden olursa olsun hiç kimse kimseden bir ayrıcalık beklememeli, hiçbir bakan da hiçbir adamına partilisidir diye destek çıkmamalı ya da partilisi değil diye köstek olmamalı.

Gelelim bizim Mehmet'in sorununa. Mehmet diyorum çünkü benim de çocukluk arkadaşım. Çocukluk arkadaşım olmasına karşın benden defalarca kez sorunlarını dile getirmem konusunda ricacı oldu. Her defasında da reddettim ve kendisine diyalog yoluyla sorunlarını çözmesini salık verdim.

Günün sonunda Mehmet dostum diyalog yoluyla sorunlarını çözemedi ve yine beni aradı; ben de anlat dostum, ne noktadasın. UBP'lisin, belediye meclis üyesisin, eğitim bakanlığı UBP'de ve sen KKTC siyasi anlayışına göre hala mağdursun.

İŞTE O MEKTUP

Mehmet'in anlattığı tablo hayli ilginç ve sorgulanması gerekiyor.

İşte Mehmet'in mektubu;

"Dikmen yeni mahalle muhtarlığı bölgesinden 55 öğrenciyi Dikmen İlkokuluna taşıyorum. Hacıyarım ve Arzum ortaklığı şirketi de 15 öğrenci taşıyor. Bu yıl ilk kez Eğitim Bakanlığı taşımakta olduğum öğrencilerin ücretlerini taşıma iznim olmasına ve herhangi bir kusurum olmamasına karşın bana ödemeyi reddetmeye başladı. Bunun sebebini sorduğumda ise komisyon toplandı ve biz buna karar verdik cevabını aldım. Araştırmalarım sonrasında taşımacılık komisyonunun toplanmadığını öğrendim. Konuyu çözemeyince genel başkanım Hüseyin Özgürgün'den yardım talep ettim, Hüseyin bey de konuyla ilgilenmesi için Eğitim Bakanımız Kemal Dürüst'e beni yönlendirdi. Kemal bey de gözümün önünde Bakanlık Müdürü Hüseyin Cahitoğlu'nu arayarak gerekli iyileştirmenin yapılması talimatını verdi. Zira ortada ciddi bir haksızlık var. Cahitoğlu'nun yanına gittiğimde ise bana bu durumun değişmeyeceğini ve komisyonun kararının net olduğunu söyledi. Kendisine bakanın talimatını hatırlattığımda ise bana bakanın talimatının bir şeyi değiştirmeyeceğini bana söyledi. Ben mağdurum ve haksızlığa uğramış durumdayım. Benim ne Hacıyarım şirketiyle ne de bir başkasıyla sorunum yok. Herkes çalışsın ekmeğini kazansın, buna da saygım var ancak Eğitim Bakanlığı adeta bu konuda ayrıcalık yapmış ve taraflı davranmıştır. Gerekli izinlere sahip olmama karşın, bu konuda Eğitim Bakanı Dürüst'ün talimat vermesine karşın taşıdığım öğrencinin karşılığı bana ödenmiyor. Üstelik de komisyon kararı var deniliyor ama komisyon da toplantı yapmamış durumda".

Evet, Mehmet Özsezer'in bana göndermiş olduğu mektup böyleydi. Konuyla ilgili konuşmak için Eğitim bakanı Dürüst'ü Perşembe günü aramışsam da ulaşamadım. Yoğundur geri dönememiştir. Olabilir normal bir durum ancak bu konunun aydınlığa kavuşup ortada olan haksızlığın Bakan Dürüst tarafından giderilmesi gerekiyor. Bir kere bir bakanlık müdürü bakanın talimatını eğer ki bir hukuksuzluk yoksa asla geri çeviremez. Hele hele Kemal Dürüst gibi otoriter bir bakanın talimatını hiçbir bürokrat geri çeviremez.

Umarım Mehmet kardeşimizin uğramış olduğu bu adaletsizlik Kemal bey tarafından giderilir ve sezarın hakkı sezara verilir.

Konuyla ilgili benim duyumumu da ekleyim yazıma son vermeden, bu adaletsizliğin yaşanmasında Kemal beye çok yakın bir vekilin özel ricasının yattığını da duydum. Gerçek olmamasını temenni ediyorum !

*****************

GARDİYANOĞLU BU İŞİ GÖĞÜSLEYECEK

UBP Kurultayının gerçekleşmesine çok az bir süre kalmış olsa dahi ilçe başkanlıkları seçimi 17 Ekim de gerçekleşiyor. Yalnızca UBP'ye değil topluma da hizmetleriyle tanıdığımız Sadık Gardiyanoğlu da UBP Lefkoşa İlçe Başkanlığına aday. Geçtiğimiz hafta bir kahve içtik ve uzun bir sohbet yaptık. Sadık, bir gazeteci olarak da benim yakınen tanıdığım ve çok takdir ettiğim biridir. Siyasette topluma hizmet etmek için aday olan biri olduğunu şahsen ben imzalarım. İşte bu nedenle Lefkoşa ilçe başkanlığı seçimlerini alnının akıyla kazanacak. İyi de bir desteği ve gücü var. Yıllarca yakın çalıştığı bazı siyasiler her ne kadar ona şu sıralar sırtını dönmüş gibi duruyor olsa dahi, Sadık Gardiyanoğlu'nun bu seçimi açık ara farkla kazanacağını herkesten duyuyorum. İnan ki ben ve birçok meslektaşımın desteği seninle sevgili Sadık. 366 inisiyatifi için yaptıklarını kimse unutmadı. Siyaset çoluk çocuk işi değil, bunu hepimiz biliyoruz.

****************

HÜDAOĞLU GENEL SEKRETERLİĞİ BIRAKIYOR MU?

Yalnızca iyi bir doktor değil aynı zamanda iyi de bir sosyal demokrat ve siyasetçi olan Dr Suphi Hüdaoğlu; TDP Genel Sekreterliğini bırakmaya hazırlanıyor diye duydum. Gerçek olmamasını temenni ediyorum. Bir yandan da böyle kaliteli doktorların siyasette değil de çocuklarımızın sağlığının başında olacak olmaları beni sevindiriyorum. Cemal başkan bakalım Suphi beyin yerini dolduracak birini bulabilecek mi…

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Kendinizi mutsuz saydığınız an elinize bir kağıt alınız ve Allah´ şükretmenizi gerektirecek mutluluklarınızı sıralayınız. Listenize bir bakınız ve derhal neşeleniniz. Allah´a şükür mutluluğun anahtarıdır.

RAUF DENKTAŞ