Türkler yapsaydı "barbar" olmuştuk

Yayın Tarihi: 20/11/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Ama bir Rum yargıcın sırf Türklere zarar verdiği gerekçesiyle hem de yaşı küçük Rumları cezalandıracağına ben inanmıyorum. Cezalandırmayacak ve bu iş sürüp gidecek, ileride başka kötü olaylarda yaşanacak. Sonra bu olayların benzeri Türk tarafında da yaşanacak. Bu sefer de Kuzeye geçen Rumların araçları tartaklanacak.
  • Gelin bir da olaya şöyle bakalım. Siz çocuğunuzu İngiliz okuluna gönderiyorsunuz, ya da ailenizle birlikte Rum tarafında dolaşmaya çıkıyorsunuz. Derken birkaç Rum araç gelip önünüzü kesiyor ve size saldırıyor ve velev ki bu saldıran gerek eşiniz gerekse çocuğunuz yaralanıyor. Siz olayı Rum makamlarına şikayet ediyorsunuz. Sonuç. Bunu yapanlar tutuklanıyor ve basit bir ceza ile serbest kalıyorlar. Hade bakalım "barış hemen şimdi".

Rum öğrencilerin saldırılarının ortaya çıkmasının ardından Rum polisi okula söz konusu çocukları tutuklamak için gidiyor fakat derste oldukları için tutuklayamıyor. Bu haberi okuduğumda Cumhurbaşkanı Akıncı'nın olayın ciddiyetine vurgu yapması ve 1963 hadiselerinin de öğrencilerle başladığına dikkat çekmesi geldi aklıma.

Hemen bu eyleme karşın barış eylemleri yapıldı ve barış vurgusuna dikkat çekildi. Bence Rum polisinin yapması gereken çok doğrudan gidip bu suçu işleyen Rum öğrencileri diğer arkadaşlarının gözü önünde kelepçeleyip götürmesiydi. Çünkü Türklere karşı bu faşist eylemi yapabilecek kadar gözünü kan bürümüşse bu gençlerin herkes kendi arkadaşlarının aslında ne kadar tehlikeli tipler olduğunu öğrenmeliydi.

Rum gençler cezasız kalırsa hiç şaşmayın. Açıkçası ben Rum adaletine güvenmiyorum. Bir başka önemli nokta var ki bu gençler Türkleri ciddi anlamda yaralayabilir ya da öldürebilirdi de. Çünkü bir eylemi başlattığınızda bunun sonunun nereye varacağını bilemezsiniz. Liselerde bu işler hep böyledir. Kendini kabadayı zanneden tipler ilerde ömürlerini hapiste geçirecek örgütlere karışır, işlerde bulunurlar.

Rum düşmanlığı yapmak adına söylemiyorum bunu ama eğer ki Kuzeydeki tepki yumuşar ve sakinleşirse Rum yönetimi bu baskının erken geçmesinde ötürü konuyu kapatır ve bu iş unutulur. Yasalar en küçük suçu işleyen birine dahi hapislik verebilecek niteliktedir genelde. Hem Türkler hem de Rumlar hala İngiliz yasalarını kullanıyorlar. Eğer Rum yargısı bu çocukları hiç de yaşına bakmadan birkaç ay içeriye atarsa ya da yüklü bir para cezasına çarptırırsa o zaman Elam'ın diğer okullarda örgütlediği ve de örgütlemeye çalıştığı gençler başlarına aynı sorunların açılabileceğini göreceklerdir.

Ama bir Rum yargıcın sırf Türklere zarar verdiği gerekçesiyle hem de yaşı küçük Rumları cezalandıracağına ben inanmıyorum. Cezalandırmayacak ve bu iş sürüp gidecek, ileride başka kötü olaylarda yaşanacak. Sonra bu olayların benzeri Türk tarafında da yaşanacak. Bu sefer de Kuzeye geçen Rumların araçları tartaklanacak.

Hani derler ya eskiler sallandıracaksın birkaç tane gör bak nasıl düzelir.

Barışseverler belki bana kızabilirler. Gelin bir da olaya şöyle bakalım. Siz çocuğunuzu İngiliz okuluna gönderiyorsunuz, ya da ailenizle birlikte Rum tarafında dolaşmaya çıkıyorsunuz. Derken birkaç Rum araç gelip önünüzü kesiyor ve size saldırıyor ve velev ki bu saldıran gerek eşiniz gerekse çocuğunuz yaralanıyor. Siz olayı Rum makamlarına şikayet ediyorsunuz. Sonuç. Bunu yapanlar tutuklanıyor ve basit bir ceza ile serbest kalıyorlar.

Hade bakalım "barış hemen şimdi". Rum tarafında yaşanan olay ne yazık ki münferit bir olay değil beyler, bu olay ciddi anlamda dikkate alınması ve üzerine gidilmesi gereken bir konudur.

Eğer ki bunu yapan Rumlara ağır cezalar verilmezse, Elamın örgütlendiği okullardaki havası şu olacak "bize kimse bir şey yapamaz". Bu sonuç da diğer saldırıların zeminini hazırlayacaktır.

Mesele bu kadar basit ama bir kadar endişe vericidir.

*********************

TRAFİK KAZALARININ SORUMLUSU AİLELER

Ülkemizde her gün trafik kazası haberi okumaktan ve de duymaktan hepimiz bunalır hale geldik, neredeyse ya evden çıkmayacağız ya da yaya olarak gideceğiz gitmemiz gereken yerlere.

Neden kazaların önüne geçilemiyor peki?

Polis kontrolleri, radarlar, ağır cezalar ve en nihayet hapis cezaları…

Peki neden tüm bu önlemler kazaların durmasına ya da yavaşlamasına neden olmuyor.

Nedeni çok basit. Biz Kıbrıslı Türkler gösterişe, sinirli hareketlerle artistik hareketler yapmaya ve en nihayet çocuklarımıza sahip çıkmamaya alıştık.

Son bir ay içerisinde gerçekleşen kazalarda tüm bu saydığım nedenler var.

Kimi gencimiz motorla show yapayım derken öldü; kimi gençlerimizde hızlı ve sinirli araç sürüşünden dolayı kaza yaptı öldü ya da öldürdü.

Peki aileler nerde?

Bence ailelerin büyük bir çoğunluğu çocuklarını yeteri kadar önemsemiyor ya da yeteri kadar değer vermiyorlar.

Şimdi son günlerde yaşanan ölümlü kazalara bir bakalım.

Geçtiğimiz Pazar gerçekleşen feci kazada bir vatandaşımız hala yoğun bakımda yatıyor.

Dün kazaya sebebiyet veren sürücünün yakın arkadaşları bana mesaj atarak canlı yayında kazaya sebebiyet veren arkadaşlarını acımasız ve yanlış bir şekilde eleştirmemi kınadılar.

Yanlış bir şekilde eleştirmediğimi uygun bir dille onlara anlatan bir mesaj yazdım ve yolladım.

Çift şerit bir yolda yolun kenarında park halinde duran bir arabaya dikkat etmezde gidip vurursanız bunun neyini savunacaksınız?!

Öte yandan önceki gece Girne-Lefkoşa anayolunda meydana gelen ve 15-16 yaşında iki çocuğumuzun feci şekilde can verdiği kazada birinci sorumluluk anne-babalarda değildir de kimdedir.

Daha yaşları reşit bile olmayan iki çocuğun o saatlerde motosikletle dışarıda işleri neydi?

Anne ile Babaları neden onlara izin verdiler ya da yeteri kadar göz kulak olmadılar diye sormazlar mı adama?

Eğri oturup doğru konuşalım.

Evet kaza herkesin başına gelebilir ve umarım gelmez ama sürat, dikkatsizlik başkalarının ve de kendinizin hayatını sönmesine neden oluyor.

Aileler çocuklarının altına süratli araçlar vermeseler ya da gençler araba kullanmasını iyice öğrenmeden sürat yapmaya kalkmasalar "ki bunun hiçbir zaman haklı nedeni olamaz" ve aileler çocuklarına biraz daha fazla sahip çıksalar bir nebze bu kazalar azalır.

*******************

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna değmediğini gördüğün andır.Ve en büyük kaybın ona harcadığın zamandır.

Paul Auster

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları