Cihaz pasaportu tanımadı beyfendi

Yayın Tarihi: 24/11/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kısa bir Roma tatili sonrası zar zor memlekete dönmenin sevincini yaşıyorum desem yeridir. Çok kısa değinmek gerekirse terör alarmı Avrupa'yı ciddi anlamda kuşatmış durumda. Kalabalıkların yoğun olduğu yerlerde bolca asker gördüm diyebilirim. Dün yazamamamın nedeni ise İstanbul'a da Kıbrıs'a da fırtına nedeniyle geç gelmemden kaynaklanıyor. Memleket her zaman olduğundan daha karışık ve umutsuz. Kıbrıs konusunu aslında uzun uzun tartışmamız gerekiyor. Biliyorum herkes bundan sıkılıyor ama inanın ki asıl çözüm Kıbrıs Sorununun çözülmesinin ötesinde Kıbrıs'ın kuzeyinin kimlik sorununu çözmekten geçiyor. Açıkçası tanınan bir devletin vatandaşı olmamak beni rencide ediyor ve Avrupa'ya sırf vize derdini çekmemek adına vatandaşları tarafından istenmediğimiz bir başka ülkenin pasaportuyla gitmek zorunda kalmak da beni rahatsız ediyor.

KKTC PASAPORTU VE TÜRKİYE

Bu konuda her ne kadar TBMM kararı bulunmasa da Türkiye KKTC'yi tanıyan tek ülke. Birçok konuda Türkiye'nin verdiği destekle yolumuzu rahat yürüyebiliyoruz, bu bu kadar net ve açık. Ama öyle ince pürüzler var ki aklınız durur. Hemen kendimden örnek vereyim. İstanbul Atatürk havalimanındayım, malum Roma'ya uçacağım. Kontuara valizimi verip uçağa biniş kartımı alacağım. Görevli kızcağız "pasaportunuz" dedi yer hostesi havasıyla, uzattım tabii KKTC pasaportunu hemen. Bilmeyenler öğrensin bende çok sonra öğrendim ; "eğer ki Avrupa gidecekseniz Türkiye girişinde çıkışında KKTC pasaportunu kullanın Kıbrıs Cumhuriyetini değil, o zaman vize almak zorunda kalmıyorsunuz Türkiye'den".

Neyse KKTC pasaportunu uzattım, kız pasaportu birkaç cihazdan geçiriyor, bana bakıyor derken "kusura bakmayın işlem yapamıyorum, pasaportu cihaz tanımlayamıyor" demez mi. Tabii gazeteci zekasıyla "olur mu hanımefendi her yerde geçiyor de sizden mi geçmiyor" dedim. Bir baktıralım dedi ve bizim pasaportu verdik gitti, KC pasaportunu da verdim, KKTC kimliğini de verdim. Görevli gitti bir saat sonra geldi ve ben Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla geçebildim, üzerine bir de laf duyarak madem KC vardı niye vermediniz diye.

Anlıyor musunuz yaşadığım sıkıntının ötesinde rencide olmayı. Devlet bizim ama cihazlar bile tanımlayamıyor.

Yeri gelmişken çiçeği burnunda İçişleri Bakanımız Asım Akansoy yeni pasaportların Türkiye'deki cihazlar tarafından kabul edilebilirliğini bir kontrol ettirsin. Eminim benim gibi birçok Kıbrıslı Türk yeni pasaportlarla sorun yaşıyor olabilir.

BİR BAŞKA ÇÖZÜM ŞEKLİ MÜMKÜN MÜ?

Zaman zaman bu soruyu çok sorarım kendime, bir başka çözüm şekli mümkün mü diye. Çoğu zaman ya kocaman bir soru işareti ya da hayır cevabını alırım. Ki bu hayır, hayırlı bir hayır değildir. Görüşmeleri hep birlikte görüyoruz, açıkçası biraz iş ola havasında yürüyor. Biz zaten melek rolündeyiz de şeytan rolünde olan Rumlar, çözüm istermiş havasındaymış gibi davranmaktan öteye gitmiyorlar.

En basit örneğini verelim. Rum tarafında üç beş tane haydut Rum genci Türklere saldırdı, az kalsın bizde ki bazı çevreler affediyordu onları. Hele hele hükümet hiçbir tepki göstermedi. Halkı savunma işini sadece Cumhurbaşkanı Akıncı üstlendi. Bu konuda baskı da yaptı elinden geldiği kadar. Rum mahkemesi bu olayı cezasız bıraktı. Ve gelin görün ki Anastasiades'in bugünkü açıklamalarının genelinde hiç de çözüme hevesli olmayan ve isteksiz olan bir liderin izleri vardı.

İşte tüm bunları bir karenin içine topladığımda Kıbrıs konusunun çözülmeyeceğine dair karamsar olmak istememekle birlikte hızla uzaklaştığımızı gözlemliyorum. Bir başka çözüm şekli var mı diye sorduğumda da zayıf bir ekonomi ve başarısız yönetimlerle, dahası hala Türkiye'nin elinde bir pazarlık kartı imajı varken omuzlarımızda bir başka çözüm şekli de zor gelir bana.

Daha da acısını söyleyim dostlar; kendi devletine inanmayan ve kabullenmeyen siyasilerin de yardımıyla ülkesinden soğutulan bir toplum dünya da nasıl mutlu olmayı başarabilir.

Havalimanına önceki gece döndüğümde beni tanıyan birkaç çalışanın duymaya alışık olduğum şu sözleri söylemesi aslında herşeyi özetliyor "bu ülke de bir şey olmaz artık kaçmaktan başka çaremiz yok ve gideceğiz".

Evet birçok genç gitmeyi düşünürken bu insanlara kim hangi mavi boncuğu göstererek kandıracak onları ?

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

Aşkın bir erkeğin Kişisel Menkıbesinin peşinden gitmesine engel olmadığını anlaman gerekiyor. Böyle bir şey söz konusu olduğu zaman bil ki Evrenin Dili'ni konuşan aşk değildir bu, yani gerçek Aşk değildir.

Paulo Coelho - Simyacı

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları