Kalyoncu Ankara'ya gidebilecek mi?

• Türkiye'nin su ile ilgili yaptığı açıklamalarda suyu belediyeler kontrol etsin hükümet kontrol etsin ama işletme başka bir şey deniliyor. İşte asıl önemli nokta burada. CTP hükümeti yani Talat Türkiye'nin şu beklentisini kabul edecek; "suyu KKTC yönetsin ama bizim söyleyeceğimiz şirket işletecek" ki Talat'ın kabul etmediği nokta bu. Talat'ın istediği ise tamamen suyun kontrolü de işletmesi de yönetimi de KKTC devletinde olsun, olsun ki suyu kimin işletip de para kazanacağını da CTP hükümeti belirlesin.
• Su konusunda çok ciddi bir menfaat vardır beyler, ciddi oranda para vardır. Öyle anlıyorum ki kavga bunu kim yiyecek kavgasıdır.

Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Benli ile Kıbrıs Genç TV'deki programımda dün bir araya geldik. Konu haliyle ağırlıklı su konusuydu. Birçok açıdan konuyu benim nezdimde izleyicilerin de iyi anlayabilmesi için sordum. Su konusu ile özet olarak anladığım kesin nokta şu; "suyu Kıbrıs Türk halkı yönetecek, yani bir diğer deyişle KKTC Devleti ve de Belediyeleri. İşletme konusunda ise gerekli görüldüğü hallerde ihaleye çıkılacak ve buna göre işletilmesi konusunda hizmet alınacak". Evet aynen gelinen noktanın böyle olacağını anlattı Ahmet başkan.

Birkaç gün önce Tarım Bakanı Erkut Şahali ile de yapmış olduğum telefon görüşmesinde su ile ilgili bir kriz olup olmadığını sorduğumda bana su konusunun çözüldüğünü ve hiçbir sorunun olmadığını söylemişti.

Fakat benim dün güvenilir kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre mesele öyle değil. Bana su konusunun hala ciddi bir kriz olarak ortada durduğu ve bu sorunun çözülemediğini hatta hatta çözülmesinde de ciddi sorunlar yaşanacağı anlatıldı.

Şöyle ki; Hükümetin UBP kanadında su konusu ile ilgili yapılan toplantılar sonrasında bir karar varılmış ve bu karar CTP'ye aktarılmış CTP hafta sonuna kadar birkaç toplantı daha yapıp bu sorunu aşmaya çalışacak. Ancak CTP içindeki güvenilir kaynaklarımda su konusunda CTP içinde farklı seslerin olduğunu ve bu konunun çözülemeyeceğini ifade ettiler. Çözülemeyecek su sorunu nedeniyle hafta sonu Ankara'ya gidecek olan Başbakan Ömer Kalyoncu'nun da Ankara'ya gitmesi halinde elinin boş gideceğini ve masaya Ankara'yı tatmin edecek herhangi bir şey sunamayacağı yönünde.

Bu nedenle CTP içindeki bazı kaynaklarım Başbakan Kalyoncu'nun Ankara ziyaretini iptal edebileceğini iddia ettiler.

Olaya bir başka açıdan bakalım. Türkiye'nin su ile ilgili yaptığı açıklamalarda suyu belediyeler kontrol etsin hükümet kontrol etsin ama işletme başka bir şey deniliyor. İşte asıl önemli nokta burada. CTP hükümeti yani Talat Türkiye'nin şu beklentisini kabul edecek; "suyu KKTC yönetsin ama bizim söyleyeceğimiz şirket işletecek" ki Talat'ın kabul etmediği nokta bu. Talat'ın istediği ise tamamen suyun kontrolü de işletmesi de yönetimi de KKTC devletinde olsun, olsun ki suyu kimin işletip de para kazanacağını da CTP hükümeti belirlesin.

Olayın arkasında yatan tartışma aslında bu. Ancak olay neye çevrildi "biz suyu kendimiz yönetemez miyiz" duygusallığına çevrildi ve şu an bunun üzerinde propaganda yapılıyor. Kıbrıslılar beceriksiz mi ahmak mı falan filan; olay aynen buna çevrildi.

Su konusunda çok ciddi bir menfaat vardır beyler, ciddi oranda para vardır. Öyle anlıyorum ki kavga bunu kim yiyecek kavgasıdır.

Haaa eğer çok sığ bir düşünce ise bu benimkisi ya da külliyen bir yalansa, saçmalıksa su neden çeşmelerden hala akmıyor sorusunu çıksın biri net bir şekilde açıklasın ! eğer bu konuda Türkiye ile ciddi bir krizimiz yoksa Başbakan Kalyoncu neden su konusunu müzakere etmek için Türkiye'ye gitmek zorunda kalsın ve en önemlisi neden Sn Erdoğan, Talat ile olan randevusunu iptal etsin.

Ben de bu soruların cevabını merak ediyorum. Umarım Kıbrıslı Türklerin lehine bir çözüm üretilir.

****************

ARTER'E KAÇ KEZ SÖYLEDİM

Eski CTP Milletvekili Okan Dağlı'nın Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter'e karşı yapmış olduğu haksız eleştirileri okudum geçtiğimiz gün, yazacaktım şimdi fırsat buldum. Okan bey değerli bir adamdır önce bunu teslim edelim, yani boş bir adam değildir. Ancak Okan beye de şunu hatırlatmak lazım; bir kere Arter ile aralarında ciddi bir siyasi rekabet olduğunu bildiğimiz hani kötü anlamda demiyorum tabii Tarım Bakanımız Erkut Şahali'nin talimatıyla Mağusa'ya su verilmediğini biliyor musunuz? Şimdi ben diyebilirim ki Erkut bey İsmail beyin başarısız olmasını istediği için suyu kesti, Okan beyde bu konuda Arter Mağusa'yı susuz bıraktı diye veryansın ediyor. Danışıklı dövüş anlayacağınız. Peki olay öyle mi? Öyle değil muhtemelen. Ciddi bir su sıkıntısı olduğu belli. Erkut bey bir Mağusalı bakan olarak bu hatayı yapar mı? Yapmaz, yapması düşünülemez dahi. Gelelim mali konulara; Okan bey, siz bence Arter'in bir yanına uğrayın ve Kayalp'in kaç tane karşılıksız çek bıraktığını size göstersin.

Gelelim İsmail Arter'e; İsmail beyin politika anlayışını hiç beğenmiyorum. Siyasette bu kadar alçak gönüllü ve beyefendi davranılmaz; açıklasın geçmiş dönemin banka ekstrelerini Mağusa belediyesinden kime ne çekler çıkmış öğrenelim.

******************

AKINCI'YI ORADAN KİMİN ALMAYA GÜCÜ YETER?

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün gerekirse Cumhurbaşkanı Akıncı'yı görüşmecilikten alabileceklerini ifade eden bir açıklamasını okudum. Doğru meclis çoğunluğu böyle birşeye karar verebilir. KKTC'de halk Cumhurbaşkanından ziyade görüşmeci seçer, çünkü hem dünyanın hem de Rum tarafının görüşmelerde tanıdığı tek kurum devlet başkanıdır, bunun da sebebi teamüller denilse de aslında teamüllerden ziyade bir halkı lider olarak temsil eden kişi olmasından ileri gelir. Yani reisi Cumhur aslında o toplumun lideridir, mesele budur. Özgürgün gibi İngiltere de siyaset bilimi okumuş bir politikacı daha ciddi açıklamalar yaparsa daha uygun olur. Mesela ülkenin daha refah içinde yönetilmesi ile ilgili sn genel başkanın bir tek önerisini duyamadık hala.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin.

Paulo Coelho - Simyacı