UBP çekilmek istemiyor ama çekilecek

Yayın Tarihi: 25/02/16 07:59
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Son birkaç gündür hayli telefon alıyorum hükümetin biteceğine dair. Hatrı sayılır UBP camiasından dostlar hükümetin bitecek olmasını o kadar çok arzuluyorlar ki sanki de hükümet son bulursa ve UBP-DP hükümeti kurulur gökyüzünden bir melek inecek ve tüm sorunlar ortadan kalkacak. Yok böyle bir şey. Gelelim hükümetle ilgili son durumun ne olduğuna.

Dediğim gibi dün gün boyu hükümetin birkaç saate düşeceğinin dedikodusu yapıldı. Hükümetin düşme ihtimali yok mu elbette ki var. Zaten bu hükümet düşerse de istemeye istemeye düşecek. Bildiğiniz gibi Başbakan Ömer Kalyoncu, ortağı UBP'den ek süre istedi ve Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ile görüşme talep etti. Gelin görün ki bu saat oldu hala kendisine bir randevu verilmedi. Verilmemesinin sebepleri var. İddiaya göre bu randevu yoğunluktan değil CTP kanadının hala su anlaşması üzerinde BESKİ'nin aktif olmasını istemesinden kaynaklanıyor. Bilindiği gibi alım garantisi konusunda da bazı sıkıntılar var. Alım garantisi suya dahil olmayacak belediyeleri kapsamasın istiyor CTP kanadı ancak anlaşma şartları böyle değil.

Ankara'nın Başbakan Kalyoncu'ya randevu vereceğine dair şüphelerim olsa da büyük ihtimal Sn Erdoğan'ın isteği üzerine bu randevu verilebilir.

SORUN AŞILABİLECEK Mİ?

Yazımı kaleme almazdan önce hem UBP hem de CTP kanadından yapmış olduğum görüşmeler sonucunda şunları öğrendim. Başbakan Ömer Kalyoncu bu anlaşmayı imzalamak istiyor. Aslında Talat da istiyor ancak parti meclisi bu işe sıcak bakmadığı ve sert tepki koyduğu için istemez görünüyor. Bir başka iddiaya göre ise olumsuz yönde tüm operasyonu yöneten Sn Talat'ın kendisinden başkası değil ancak Sn Erdoğan ile yapmış olduğu görüşmede "Ankara ve Lefkoşa hükümetlerinin arasında bir mesele olduğuna ve kendisinin karışmadığını söylediği " iddia ediliyor.

CTP'nin kabinedeki bakanları su anlaşmasını imzalamak istiyor ve bu yönde Başbakan Kalyoncu'ya baskı yapıyor; başbakan zaman zaman bu baskının etkisi altında kalıyor ancak Talat'ın çizgisinden de çıkmıyor. Açıkçası CTP'nin su anlaşmasına evet diyebileceğini pek sanmıyorum. Başbakan ve bakanlar işin ciddiyetinin farkında ama CTP Parti meclisi inceldiği yerden kopsun politikasıyla hareket ediyor anladığım kadarıyla.

UBP ÇEKİLMEK İSTEMİYOR AMA ÇEKİLECEK

Gelelim UBP kanadına. UBP'li bir bakan ile yapmış olduğum telefon görüşmesinde Genel Başkan Hüseyin Özgürgün'ün hükümetten çekilmeyi istemediğini, hükümetin bozulmasını istemediğini ancak günün sonunda hükümetin bozulmaya gittiğini konuştuklarını anlattı bana.

UBP'li Bakan "Hüseyin bey ile sürekli konuşuyoruz, daha bugün "dün" yine konuştuk. O da hükümetin bozulmasını istemiyor ama CTP anlaşmayı imzalamakta direnirse hükümet bozulacak. İnan ki biz de tedirginiz ve bu durumdan rahatsızız. Memleket ne hale getirildi. Maaşlar ödenecek durumda değil. Maliye bakanının çırpınışını görüyorum. Olacak iş değil. Bu ülke böyle mi yönetilmeyi hak ediyor" dedi ve daha buraya kaleme alamayacağım başka şeyleri de konuştuk.

ÜST DÜZEY CTP'Lİ "HÜKÜMET BOZULMAZ"

UBP'li bakan ile konuşmamın ardından CTP içerisinde Talat'a yakın üst düzey bir CTP'li ile konuştum. Görüşü netti; "hükümet bozulmayacak". Emin misin soruma karşılık "Türkiye bozulmasını istemiyor, CTP de istemiyor, bir hal çaresini bulup bu işi çözecekler, göreceksin bozulmayacak" dedi.

İstihbaratına her zaman güvendiğim ve beni asla yanıltmayan bu kadim dostuma her zaman olduğu gibi güvenmek istediğimden söylediğine inanmayı tercih ediyorum. Çünkü bu hükümetin bozulmasını ne Ankara ne hükümetin kendisi ne de halk istiyor. Herkesin beklediği adam gibi hizmet.

"TALAT BAŞARISIZ OLDU BIRAKMASI LAZIM" DİYENLER ARTIYOR

Bu ara başlığı daha sonra ana yazı olarak kaleme alacağım. Çünkü ne yazık ki bu başlığın altını sabaha kadar doldurabiliriz. Nedir yani bu yaşadıklarımız? Bu halkın yaşadığı tedirginliğin nedeni nedir? Zaten fakir olan bu halk bireysel hırslar ve kıskançlıklardan ötürü hizmet alamamayı ya da kötü yönetilmeyi bir yana bırakın ay sonu maaş alamamakla karşı karşıya geldi. CTP içindeki genç kadro ve bakanlar duyduğuma gör Mayıs ayında genel kurula gidip Talat'ı başkanlıktan indireceklermiş. Ne kadar doğrudur bilemem. Her ne kadar kurultayın kasım ayına kalacağı söylense de şu günlerde yaşana krizin getirileri CTP'nin kurultayını çok erkene çekip Talat'ı genel başkanlıktan dolaylı olarak da Kalyoncu'yu başbakanlıktan uzaklaştırmayı hedefleniyor diye yüksek sesle duymaya devam ediyorum. Talat başarısız oldu bırakması lazım cümlesini söyleyen ben değilim, bizzat CTP'lilerin dominant taşları söylüyor bunu ve her geçen gün daha yüksek sesle söylemeye başlayacaklarını tahmin ediyorum.

Sonuç olarak CTP-UBP hükümeti son bulmayla karşı karşıyadır. Bu hükümet olur da düşerse bunun tek sorunlusu CTP Genel Başkanı Talat ile CTP parti meclisi olacaktır. Burada mesele birilerini yargılamak ya da suçlu ilan etmek değildir; mesele Kıbrıs Türk Halkını fakirleştirmemektir, ezmemektir. CTP-UBP hükümeti kurulduğu günden bugüne ülkeye sadece belirsizlik ve umutsuzluk yaşattı. ilerleyen aylarda iş yapacak CTP kadroları CTP'nin başına geçebilir ve CTP toparlayabilir belki, bilemiyorum ama bildiğim birşey var ki varsın vatandaş fakir olsun, kırılsın, perişan olsun ama ben onurumla yaşayım düşüncesi bir başkaldırı ve bir savaş düşüncesidir. Öyleyse şunu sormak gerekiyor Kıbrıs Türk halkının Ankara ile bir savaşı mı var? ! Veya CTP'nin Ankara ile bir savaşı mı var ? CTP'nin ya da CTP'yi yanlış yönetenlerin Ankara ile bir savaşı varsa da bu savaşı gelecek haftadan itibaren artık muhalefette vermeye hazır olacaklar. Zira bu ülkeyi adam etmek için CTP önemli bir şans olarak görüldü ve CTP elinin tersiyle daha ilk sorundan bu ülke için çalışmayı reddetti. Kimse kusura bakmasın beyler ama birileri aslanı kediye boğdurmak üzere…

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

Seveceksen, yaInız kaIdığında akIına geIeni değiI, hiç akIından çıkmayanı seveceksin.

Can Yücel

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları