Maaşlar tamam... Panik yok

Yayın Tarihi: 21/04/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Ama gelin görün ki güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgilere göre Maliye Bakanı Denktaş ay sonu maaşları ödemek için gerekli kaynağı çoktan buldu bile, hem de Ankara'nın kapısını çalmadan. Haa siz Serdar Denktaş maliye bakanı oldu diye parayı bulma meselesini Denktaş'ın boynuna asarsanız, Denktaş bu parayı bulur, para bulmak, yaratmak zaten bir yetenek işidir. Örneğin bu ay için bu durum gerçekleşti. Demek ki devleti iyi tanırsanız para bir şekilde bulunabiliyor.

Ne kadar saçma bir durumla karşı karşıyayız. 70 milyon paraya ihtiyacı var hükümetin. Maliye bakanı kim olursa olsun bu parayı bulmak zorunda deniliyor, herkes yeni Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ı işaret ediyor, sanki de bu parayı bulmak zorunda olan tek kişi maliye bakanıymış gibi. Maaşların ödenmesi değil yalnızca devletin tüm alacaklılarına ödemeye mecbur olduğu parayı bulmak elbette ki Hükümetin yani Başbakan Hüseyin Özgürgün'ün sorumluluğu altındadır.

Maliye bakanı her kim olursa olsun tek başına hareket etme şansı yok ki. Yani yarın sabah Maliye Bakanı Denktaş, telefonu kaldırıp "Tuğrul beyciğim biliyorsunuz daha yeni kurduk hükümeti, siz verin bize 70 milyon da anlaşırık gene" deme lüksü olsa emin olun derdi.

Hükümet bir bütün ve hem hükümetin işleyişinden hem de devletin halkına olan borçlarından hükümetin başı sorumlu. Evvala bunu ayırt edelim.

Ama gelin görün ki güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgilere göre Maliye Bakanı Denktaş ay sonu maaşları ödemek için gerekli kaynağı çoktan buldu bile, hem de Ankara'nın kapısını çalmadan.

Haa siz Serdar Denktaş maliye bakanı oldu diye parayı bulma meselesini Denktaş'ın boynuna asarsanız, Denktaş bu parayı bulur, para bulmak, yaratmak zaten bir yetenek işidir.

Örneğin bu ay için bu durum gerçekleşti. Demek ki devleti iyi tanırsanız para bir şekilde bulunabiliyor.

Demokrat Parti her ne kadar güçlendirilmiş olsa da üç tane bakanlık tutuyor. Yani eti ne budu ne. Her ne kadar başbakan yardımcısı olsa dahi hemen yanı başında yedi bakan ve bir başbakanla UBP kanadı duruyor. Onlar ne yapacak peki? Hani "ne yapacan bulacan Serdar bey bu parayı "diyenler için yazıyorum bunu.

Birileri Serdar beye "asıl başbakan sensin yürü de korkma, sen yaparsın sen kahramansın "gazı vermeye başladıysa haliyle o da başbakan gibi davranmaya başlayacaktır.

Parayı veren de bulan da düdüğü çalar günün sonunda.

Tabii borç çok, onu da söylemek lazım. Hükümetin güncel borçlarını saymaya kalksam, maaş borçlarını saymaya başlasam, sigortalara olan borcunu yazsak bir de iç borcunu yazsak lazımdır ki Serdar bey hiç eve gitmesin.

BAŞBAKAN ÖZGÜRGÜN'ÜN SORUMLULUKLARI AĞIR

Elbette ki hükümet bir bütün ve üç bakanlıkla dahi olsa maaş bulup ödemek ya da vatandaşa olan borcunu ödeme konusunda sorumluluk ortak. Bunu da ekleyelim ki demesinler Serdar beyi kayırıyor. Ancak gelin görün ki şu an ülkeyi yöneten Başbakanın kendisi.

İşte bu nedenle hala bir açıklama yapmamış olan Başbakan Özgürgün Ankara ile yıpranmış olan ilişkileri iyileştirmek için ortağını da yanına alarak Ankara'ya Başbakan Davutoğlu'nu ziyarete gitmeliler.

Tabii ki bu durum yarın sabah olamaz. Bir kere hükümet borçlarını ve üreticiyi rahatlatma formülünü de cebine koyup öyle gitmeli. Yani bu iş ciddi bir Mali-Ekonomik çalışma istiyor. Ekonomi bakanı Sunat Atun'un da istekler listesine dahil olması gerekiyor.

Kim hangi bakanlığı alacaktı, kim müsteşar müdür olacaktı. Hangi bakanlıkta mamma daha çoktur tartışmaları artık geride kalmalı. Hükümeti oluşturan partilerin vekilleri adeta küçük çocuklar gibi pastanın en büyüğünü yemek için birbirine çelme atıyor. Hal böyleyken de yalnızca ekonomik protokolü imzalayıp maaşların ödenmesini çözmek yeterli mi Allah aşkına?

ALIN SİZE MAAŞTAN GAYRI GÜNCEL BORÇLAR

Devletin tarım sektöründe faaliyet gösteren üreticilere Eylül ayı itibari ile toplamda 100 Milyon 270 bin TL borcu bulunuyor. Devlet ödeme yapamıyor, bütçe tam takır, üreticiler borç batağında can çekişiyor

Devletin, çiftçilere 62 Milyon TL, hayvan üreticileri ve yetiştiricilerine 28 Milyon 500 TL, narenciye üreticilerine 7 Milyon 770 bin TL, patates üreticilerine ise 2 Milyon TL borcu var

Çiftçilerin devletten 62 Milyon TL alacağı var. Nisan ayında ödenmesi gereken 16 Milyon TL Doğrudan Gelir Desteği'nin yanı sıra Toprak Ürünleri Kurumu'na teslim edilen ürünün 38 milyon TL'yi bulan bedeli de ödenmedi. Ekim ayında ise 8 Milyon TL mazot desteği ödenmesi gerekiyor.

Bunlar önemli..

İşin özeti anlayacağınız Başbakan Özgürgün'ün daha güven oyu da almadan çözüm paketi hazırlayıp Ankara'nın yolunu tutması lazım. Biz oturmuşuz maaşları nasıl ödeyeceğiz ya da ödeyemeyecek miyiz diye tartışıyoruz.

ANKARA İLE İLETİŞİM ŞART

Unutmadan belirtmek istediğim bir başka konu daha var ki oda son zamanlarda hükümet olan partilerin Ankara ile aralarında ciddi mesafeler koyma problemi yaşamaları. Bir kere hiç kimse hangi parti olursa olsun Ankara'yı düşman olarak bilmemeli, önceleri de yazdık yine yazmakta fayda var; Kıbrıs'ın kuzeyinin en azından şimdilik değişmesi zor bazı gerçekleri var. Tanınmamışlık, mali yetersizlik, eksiklikler; özet olarak parasızlık ve Ankara hükümeti, Kuzey Kıbrıs'ın ciddi anlamda destekçisi olarak yanı başımızda duruyor. Bu nedenle CTP hükümeti döneminde bozulan bu ilişkiler bir an evvel düzeltilmeli. Ankara'dan yardım istemek, dertlerimize bir süreliğine dahi olsa çözümü oradan aramak zor gelmemeli.

Mesele şu ki kendi ayaklarınızın üzerinde durana kadar ve bu süre tamamlanana kadar gerekli yardımları alırsınız sonra gün gelir bu devlet kendi ayakları üzerinde durmasını öğrenir. Ancak şuan geldiğimiz noktada KKTC'nin sıkıntılarının aşılması için Ankara'nın kapısı çalınmalıdır. Emir almadan, boyun eğmeden, hassasiyetler anlatılarak her sorunu aşarsınız. Elinde kırbaçla bekleyen bir başbakan yok Türkiye'de.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Konuşma bir bayanın etekliği gibi ilgiyi sürdürecek kadar kısa,konuyu kapsayacak kadar uzun olmalıdır.

Dale Carnegie

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları