Amerika ne kadar samimi?

Yayın Tarihi: 22/04/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın, Amerika'nın Avrupa ve Asya İşlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland ile görüşmesi ve Amerika'nın o bildik repliklerle çözüm sürecine katkı göstermeye hazır oldukları söylencesinin basına "çözüme Amerikan desteği" diye yansıması açıkçası bana son derece sıradan ve samimiyetsiz geldi. Yani bir diğer deyişle Amerika, Annan Planı dönemindeki Amerika mıdır? O yıllarda çözüme çok ciddi destek vermişlerdi; yine aynı noktada olup olmadıklarına ben artık şüpheyle bakmaya başladım.

Nuland'ın, Akıncı ile vermiş olduğu poz son derece samimi. Nuland ile Akıncı'nın birbirlerinin ellerini sıkı sıkı tutmaları ve birbirlerine samimi bakışmaları öyle sanıyorum ki gazete manşetlerine "çözüme Amerika desteği" başlıklarının atılmasına neden oldu. Keza Nuland'ın, Akıncı'ya bakışı ve vücut dili düşüncelerindeki samimiyeti anlatıyordu güya. Peki öyle midir gerçekten?

Nuland'ın bu sevimli hali bana Amerikan Başkan Yardımcısı Biden'in sevimsiz halini hatırlattı. Biden'in birkaç yıl önce Kıbrıs'ı ziyaretinde Rumları göklere çıkaran ifadelerinin yanı sıra Kuzey Kıbrıs'taki halkı ve devleti adeta aşağılayan sözlerini hatırladım bir an için. Dönemin Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun elini sıkmakta gösterdiği tereddüttü hatırlattı bana açıkçası. Bu tür davranışlar Türkiye'nin yakın müttefiki olan bir ülkenin yapmaması gereken tutumlar. Havalimanında "ben buraya iş yapmaya geldim meydanı Ruslara bırakmayacağım" diyen bir petrolcü işadamı vardı karşımızda adeta, bir devletin başkan yardımcısı değil. Bu birçok Kıbrıslı Türkün canını sıkmıştı.

2006 yılında Amerika'nın yolunu tutup onların desteği ile senatör seçimlerini izleme fırsatı bulmuştum yakından. Kıbrıs'a bir Amerikan hayranı olarak döndüğümü itiraf edebilirim. Sorumluluklarım el verse Amerika'ya yerleşebilirim de ama Amerika'nın 2003-2010 yıllarındaki çözüme olan desteğinin aynısını şu an Kıbrıs'ta göremiyoruz diye düşünüyorum. Söylemlerden öteye bir yol kazanımı yok çünkü.

Nuland açıklamasının bir yerinde Amerika Kıbrıs'a yatırımlarını yedi kat artırdı ifadesini kullandı, nerede o yatırımlar ben herhangi bir Amerikan yatırımı göremedim. Gören varsa söylesin.

AMERİKA'NIN DESTEĞİ ÖNEMLİ

Meslek hayatım boyunca Amerika'nın Akdeniz'deki varlığını her zaman desteklemişimdir. Bunun zıttını düşünenler de var ama benim düşüncem bu yönde; eğer bir bölgede Amerika varsa, yakınında Amerika varsa orada emniyet vardır. Bana sosyalistler katılmayabilir. Bu nedenle ben Kıbrıs'ta Avrupa Birliği'nden çok Amerika'nın daha çok etkisinin olmasını savunuyorum. Ancak gelin görün ki Kıbrıs'ta gerek kalıcı barışın gerekse Kıbrıs Türk halkının üzerindeki ambargoların kaldırılmasının gerekse Kıbrıs'ın Kuzeyinin yaptırımlardan kurtarılmasında Amerika belirleyici rol üstlenmelide geri kalıyor.

Uzunca bir süredir Amerika'nın Kıbrıs'ta böyle bir rolü yok, varsa da ya bu gizleniyor, biz gazetecilerin görmesi engelleniyor ki en azından Amerikan elçiliği Türk gazetecileri bu konuda bilgilendirebilir, bu tür bilgilendirmeler olmadığı sürece Nuland gibi önemli pozisyondaki kişiler gelir gider çözüme destek belirtir ve giderler.

Peki ya sonuç? Çözümsüzlük yani Elde var hüzün…

MAL-MÜLK SORUNU NE OLACAK?

Yine günlerdir aklımı kurcalayan bir başka soru var. Malk- Mülk sorunu ne olacak.

Yıllar önce Dönemin Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu ile bir söyleşi yapmıştım.

Hiç unutmuyorum şu sözlerini "sanıyormusun ki sorun asker ya da Türkiye'nin burdaki varlığıdır.

Asıl sorun Kuzeyde Rum Mallarına koçan dağıtılmasıdır.

Keza Güneydeki Türk malları.

Bunları çözmektir asıl mesele".

Evet şimdi ne olacak?

On binlerce dönüm tarla, arsa var ki üzerinde yüzbinlerce euro değerinde evler ve iş yerleri var.

Bunların tazmini nasıl olacak.

Birçok dedikodu aldı başını gidiyor, en belirgin dedikodu ise "Rum mallarında oturanların, ya da Rum mallarına ev yapanların bir miktar uzun taksitlerle tazminat ödemeye mahkum edilecek olması"..

Bu ne kadar doğrudur bilemeyiz ama bir süre önce Ankara'da yapılan gizli zirvedeki görüşme metinlerini yine ben sizlere bu sütunlardan yazmış ve yayınlamıştım.

"9 Kasım 2010 tarihindeki yazılarımın arşivlerinde bu belgeler mevcuttur…

Zar zor mal edinen ve hayattaki başka yatırımı olmayan insanlardan tutun da, hiçbir şekilde bu tür tazminatı ödeyemeyecek insanlarımıza kadar; birçok kesim bu tür tazminat ödeme yükünün altından kalkamaz.

Kimse kusura bakmasın ama hala herkes "yahu benim malım ne olacak" sorusunu soruyor ve cevap alamıyor ama beyler siz bir taraftan 2016 da referandumdan bahsediyorsunuz. Kimsenin ne olup bittiğinden zerre kadar haberi yok. Bu HAYIR'ı kolaylaştırıyor.

AKINCI ELİNDEN GELENİ YAPIYOR

Akıncı'nın çözüm sürecinin zarar görmesinden duyduğu kaygıdan olacak ki olup biten mümkün mertebe sınırlı bir şekilde paylaşılıyor. Bunu yadırgamıyorum ancak sözcüsü ya da Cumhurbaşkanlığı danışmanlarınca gazetecilerle görüşülmeli ve off the record bilgilendirilmeler yapılmalı. Açıkçası Saray tarafından bu en son geçen yaz yapıldı. Saraydaki kabulü gazeteci toplantısını söylemiyorum.

Saray okunan yazarları off the record olsa dahi bilgilendirmeli. Çözüme destek verecek olanlar arasında gazeteciler başı çeker bu unutmamalı.

Herşeye rağmen sürecin iyi gitmesi için uğraşan bir Cumhurbaşkanımız var. Akıncı'ya ben sonuna kadar güveniyorum siz de güvenin. Sizin, benim; yaşadığımız tüm kaygıları görüşmeci olarak o da yaşıyor bunu bilenlerdenim. Yani halkın menfaatine olmayacak bir çözüm mümkün olmaz.

Ama halk olarak unutulmaması gereken bir konu daha var ki menfaatimize olan bir çözüm olmadığı sürece hak, hukuk ve adaletten yoksun, kimliksiz bir yapıyla azala azala bu ülkede tükeneceğiz.

Bu kaygıyı herkes taşımalı.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur, zamanında "O'na güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum" diye bir şey vardır.

Aziz Nesin

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.