FETÖ, para ve sakinlik !

Yayın Tarihi: 08/08/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
Cumhurbaşkanın duruşu da bellidir tavrı da geçmişi de bellidir. Ne banka hesapları doludur ne de onlarca malı mülkü. Kıbrıs'ta bir çözüm bulma yönünde çalışan bir lider; Türkiye'ye de son derece yakındır; Tayyip beyle arası da çok iyidir. Mitingde olması ya da olmaması onu ne fetöcü ne de Ak partici yapmaz. Mesele mitingde olan şekilcilerle Fetöcülerdir. Asıl laf söylenecek olan onlardır.

En önemli soru b Kimin kaç parası var. Örneğin kabinedeki bakanların hesaplarında kaç parası var; nereden bulmuşlar bu kadar çok parayı. İşadamı olan var olmayan var. İşadamı olmayanların hesapları kabarıksa nereden bulmuşlar. Şimdi bu araştırılacak mı? Tabii ki hayır. Hangi bakan hangi işadamıyla yakın ilişki içinde? Sorulacak mı bu soru? Hayır.Ortada ben Tayyipçiyim diye gezen ve kazancının nereden olduğu belli olmayan işadamları var, bunların peşine düşülecek mi? Tabii ki hayır.Eğer bu soruların cevabı hayırsa Hükümetin pasif kalması son derece normal, o zaman hiç yadırgamam.

KKTC'de Fetö falan çıkmaz. Çıkamaz çünkü siyasiler bu maddi yapının içine sokulmuş olabilir.

Şu FETÖ meselesi ülke siyasetinin ne kadar şekilci olduğunu bir kez daha gösterdi. Hoş, bizim ülke siyaseti hem şekilciydi zaten. Velev ki şekilci olmasaydı küçücük bir ülke olarak çok başka durumlarda ve çok kalkınmış olurduk. 15 Temmuz'da Türkiye'de bir darbe girişimi yaşandı. Çok şükür ki herkes el birliğiyle bu darbe girişimini durdurdu ve engelledi. Daha bir yıl öncesinden cemaatın uzantısının ve parasının KKTC'de olduğu söylendi, yazıldı çizildi. Tüm siyasiler bunun üzerine yattı, hiç kimse bunu konuşmak istemedi. Bugün bunu nedenlerini daha iyi anlıyoruz. Bu yapı maddi olarak o kadar bir güçlü ki ülke siyasetçileri de anlaşılan bu paralardan bolca yararlandılar, kimse kusura bakmasın ben bunu anlıyorum.

Belki Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir darbe ihtimali üzerinde duruyordu ama sanırım bu boyutta değil. Kelime anlamıyla bir terör yaşandı. Sonra noldu peki? Ortalık daha toz dumanken kimse konuşmadı sadece şekilsel olarak kınandı. Ne zaman ki AK parti hükümeti olaya el koydu ve darbenin tekrarlanmayacağı ayan beyan belli oldu o zaman herkes kahraman kesildi.

Peki şu an KKTC'de durum ne?

Daha önce de yazdım yeri gelmişken bir daha yazalım ki pekişsin. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu daha ilk günden adeta kendini hırpalarcasına Fetö uzantısının KKTC'de olduğunu ve bir an önce gerekli adımların atılması gerektiğini defalarca kez açıkladı. Buna bizden tepki koyanlarda oldu.

Bir başka ülkenin bakanı bunu bir söyler üç söylerdi değil mi? Kaç kez söyleyecek kaç kez açıklama yapacaktı. Haddine mi düşmüştü bir başka ülkeye bu kadar müdahale etmek. Peki neden Çavuşoğlu bu konuyu ısrarla tekrarlamak ihtiyacı hissetti? Çünkü KKTC siyasetinin bunu hem ağırdan alacağını hem de olayın ciddi olduğunu vurgulamak için.

MİTİNG DE DESTEK DE ŞEKİLDEN İBARET KALDI

Gelelim geçtiğimiz Cuma günü yapılan demokrasi mitingine. Hayli kalabalık oldu. İnanan da inanmayan da gitti o mitinge. Fetöcü olan da olmayan da oradaydı. Mesele Ak Partili gözükmek. Mesele "aman ben de orda bir görüneyim ne olur ne olmaz". Tabii bin tane gözlemci vardı çünkü ellerinde kalem not aldılar kim geldi kim gelmedi diye. Bizim millet böyle sanıyor sanırım.

FETÖ VAR MI YOK MU?

Gelelim bu önemli soruya. Türkiye'ye göre KKTC'de Fetö var; uzantısı burada, sermayesi burada hatta hatta liste dahi belli.

Peki Başbakan Hüseyin Özgürgün'e göre burada Fetö var ama izini bulamadılar, ihbarlar asılsız falan filan. Netice itibariyle "tık" yok beyler. Ne bir soruşturma, ne bir araştırma ne bir hareket yok. Darbenin üzerinden üç hafta geçti bizde tık yok. Peki neden tık yok? Bu soruyu elbette ki yanıtlaması gereken Başbakanın kendisinden başkası değil.

Güvenlik güçleri hazırda bekliyormuş. Peki ne için? Darbe için mi? Olası bir ihbarda harekete geçmek için mi? Polis teşkilatının kısmen bu yapının içinde olabileceği iddiaları var, askerin kısmen işin içinde olma ihtimali iddiaları var ama Başbakana göre Güvenlik güçleri hazırda bekliyor. Peki ne için bekliyor bu güçler?

HÜKÜMET SAKİN VE PASİF

Hükümetin bu konuda son derece pasif ve sakin davrandığını kaç kez yazdık yine yazalım; evet hükümet sakin. Bazı bakanların, bazı vekillerin ve işadamların Fetö ile ilişkisi olduğu iddia ediliyor. Eğer hükümet bu işin peşine düşmezse masumu suçlu suçlusu da masum olarak kalacak. Yanlış yanlışspekülasyonlar olmaya devam edecek.

Peki benzin döküp memleketi ateşe mi verelim. Elbette ki kastettiğim o değil ama bu ülke de Fetö varsa Başbakan şekilci politikaları bir yana bırakıp harekete geçmeli.

KİMİN KAÇ PARASI VAR?

En önemli soru bu. Kimin kaç parası var. Örneğin kabinedeki bakanların hesaplarında kaç parası var;nereden bulmuşlar bu kadar çok parayı. İşadamı olan var olmayan var. İşadamı olmayanların hesapları kabarıksa nereden bulmuşlar. Şimdi bu araştırılacak mı? Tabii ki hayır. Hangi bakan hangi işadamıyla yakın ilişki içinde? Sorulacak mı bu soru? Hayır.

Ortada ben Tayyipçiyim diye gezen ve kazancının nereden olduğu belli olmayan işadamları var, bunların peşine düşülecek mi? Tabii ki hayır.

Eğer bu soruların cevabı hayırsa Hükümetin pasif kalması son derece normal, o zaman hiç yadırgamam.

Bir vekil maaşı onbin tl olsa bile ki değil değeri milyonları aşan villalarda yaşıyorsa sahip olanlar,bunun perde gerisine bakılmalı. Bakılacak mı peki? Hayır.

İşte bu nedenle KKTC'de Fetö falan çıkmaz. Çıkamaz çünkü siyasiler bu maddi yapının içine sokulmuş olabilir.

Ben vardır demiyorum; var mıdır diye soruyorum, araştırılsın diyorum. Varsa önlem alınsın diyorum.

Kimseyi yaka paça tutup içeri atmazlar velev ki aktif olarak bu darbe girişimini desteklemiş olmasın ama burada dönen maddi bir çark olduğunun yüksek sesle dedikodusu yapılıyor.

KABİNE NE OLACAK?

Başbakan Özgürgün'e kabineyi değiştirmesi konusunda baskı var. İddia o ki Fetö ile maddi ilişki içine giren siyasiler var. Ne kadar doğrudur bilemem ve Başbakanın kabine değişimi konusunda ciddi sıkıntıları var. Değişse vay değişmese vay. İsimler dahi belli ve bu isimlerin Hüseyin beye yakın siyasiler olduğu iddia ediliyor.

Sonuç olarak kabine değişir ya da değişmez; mitinglerde en büyük Ak parti, kahrol Fetö diye sloganlarda atılabilir ama ben hükümetin bu süreci "sin da gülle geçsin "politikasıyla aşacağını sandığını düşünüyorum.

Son söz de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı için söyleyelim, Cumhurbaşkanın duruşu da bellidir tavrı da geçmişi de bellidir. Ne banka hesapları doludur ne de onlarca malı mülkü. Kıbrıs'ta bir çözüm bulma yönünde çalışan bir lider; Türkiye'ye de son derece yakındır; Tayyip beyle arası da çok iyidir. Mitingde olması ya da olmaması onu ne fetöcü ne de Ak partici yapmaz. Mesele mitingde olan şekilcilerle Fetöcülerdir. Asıl laf söylenecek olan onlardır.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

SEN BANA BAKMA BEN SENİN BAKTIĞIN YERDE OLURUM

CEMAL SÜREYA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları