New York'ta gizli beşli zirve

Yayın Tarihi: 22/09/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • İşte asıl mesele şurada gizli. Kapalı kapılar ardında yapılacak gizli ve çoklu görüşmelerde neler konuşulacak? Yani Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Çipras'ın da yer alacağı ve tarafların kapalı kapılar ardında gizli şekilde yapacağı görüşmeler son derece önemli. Yapılacak bu görüşmeler eğer pozitif geçerse liderler Kıbrıs'a döndüğünde müzakere süreci de olumlu yönde devam edecek, eğer bu gizli görüşmeler negatif geçerse, süreç illaki tıkanmalar yaşayacak.

  • Elbette ki New York'ta yapılan ve yapılacak olan temasların hiçbiri boş değildir, hepsinin bir anlamı ve hedefi vardır. Yani dün gece Cumhurbaşkanı Akıncı ile İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson'un görüşmesi önemlidir ya da Akıncı'nın yapacağı diğer temasların hiçbiri boş ve anlamsız değildir ancak hepsini günün sonunda topladığımızda bir bütün yapacak mı? Sorulması gereken soru budur. Bence yapmayacak; yapmayacak çünkü asıl sorun burada; Kıbrıs kamuoyunda. Hatta hatta yalnızca Kıbrıs'ın güneyinde değil aynı zamanda kuzeyinde. Halkların çözüme hala hazır olmadığını net bir gözle görebiliyoruz.

  • Öte yandan Talat, uzlaşılan bir plana evet demeye hazır olmadıklarını ve çanta keklik evet demeyeceklerini açıkladı. Her ne kadar çözüme engel olan parti damgası yemek istemese de CTP görünürde evet ama çözümün kahramanı olarak Akıncı'yı Kıbrıs konusunu çözen ve en az bir dönem daha Cumhurbaşkanı yapmamak için gizlice hayıra çalışacak bir Talat tehlikesinden söz edebiliriz.

Kıbrıs'ın geleceği için gözler şu an New York'a çevrilmiş durumda. Kafalarda oluşan onlarca sorunun himayesinde bir New York zirvesi gerçekleşiyor. Bu zirveden Kıbrıs'a bir ekmek çıkacak mı yoksa her zaman yapılan ve umut vadeden sözcüklerle süslenmiş yazı başlıklarının ardından yine her şey fos mu çıkacak? Bunu öğrenmek için çok değil 5 gün daha bekleyip göreceğiz.

Bir kere şunu peşinen söylemek lazım tek kelimeyle "çözüme gidiyoruz, çözüm kapının arkasında" algısıyla yönetildiğimizi bilin. Bunu ağırlıklı olarak bizim taraf yani Akıncı cephesi yapıyor. Yapılmasını yanlış ama çok yanlış bulmuyorum çünkü böyle süreçlerde eğer sizin umudunuz ve inancınınız yoksa halkınız niye olsun ki?

Daha da ilginç olanı Rum lider Anastasiadis'in genel olarak çizdiği "çözüm istiyorum, sanırım bu sefer olacak" iması fotoğrafın geneline baktığımızda "bu sefer olacak galiba" dedirttiriyor hepimize. Peki gerçekten öyle mi gelin bir inceleyelim.

New York içi boş bir zirve mi?

Elbette ki New York'ta yapılan ve yapılacak olan temasların hiçbiri boş değildir, hepsinin bir anlamı ve hedefi vardır. Yani dün gece Cumhurbaşkanı Akıncı ile İngiltere Dışişleri bakanı Johnson'un görüşmesi önemlidir ya da Akıncı'nın yapacağı diğer temasların hiçbiri boş ve anlamsız değildir ancak hepsini günün sonunda topladığımızda bir bütün yapacak mı? Sorulması gereken soru budur. Bence yapmayacak; yapmayacak çünkü asıl sorun burada; Kıbrıs kamuoyunda . Hatta hatta yalnızca Kıbrıs'ın güneyinde değil aynı zamanda kuzeyinde. Halkların çözüme hala hazır olmadığını net bir gözle görebiliyoruz.

Ama elbette ki görüşmeler zaten halkları ikna edebilecek bir planı oraya koymak için verilen bir uğraşın parçası.

Hala aşağılanıyoruz

Bir başka önemli nokta daha var ki şu an New York'ta bulunan taraflar aslında BM Genel Kurulu'na katılmak, lobi çalışmalarında bulunmak ve kapalı kapılar arkasında konuşmak için oradalar. Burada sadece bir aşağılama var ki Rum lider Nikos hiçbir surette Akıncı'yı olası bir ortak ya da eşit bir lider olarak görmüyor. Toplum lideri sıfatı ile Akıncı'yla görüşecek. Yani bir tarafta bir devletin başı diğer tarafta bir toplumun lideri. Çözüm aradığımız ve güya çok yakınlaştığımız şu günlerde hala aşağılanıyor olmak tabii ki kötü. Ama işin raconu da Rumlara göre böyle.

Kıbrıs halkı çözüme hazır mı?

Daha önce de dile getirdik; çözüm Kıbrıs'ta olacak. Liderler uğraşlarının sonunda bir çözüm planı yaratsa bile her iki taraf da bu plana hayır çıkartabilme konusunda son derece avantajlı bir duruma sahip. Şöyle ki hem Rum tarafının hem de Türk tarafının çeşitli gerekçelerle çözüm isteyen güçlü bir cephesi var ve bu cepheler kaygıları fazla olan kitleyi hayır demeye çok kolay yönlendirebilir. Rum tarafındaki faşist kesime bildiğiniz gibi bir de AKEL partisi eklendi. Solcu ve dünya barışını kendine ilke edinmiş bu parti bir süreden beridir yeniden iktidar olma umuduyla çırpınıyor. Üstelik de artık Hristofyas gibi karizmatik bir parti liderleri yok. Bu nedenle Rum tarafında şu an herkes milliyetçi duyguları körüklüyor. Alın size daha şimdiden peşin bir hayır kitlesi.

Öte yandan Talat, uzlaşılan bir plana evet demeye hazır olmadıklarını ve çanta keklik evet demeyeceklerini açıkladı. Her ne kadar çözüme engel olan parti damgası yemek istemese de CTP görünürde evet ama çözümün kahramanı olarak Akıncı'yı Kıbrıs konusunu çözen ve en az bir dönem daha Cumhurbaşkanı yapmamak için gizlice hayıra çalışacak bir Talat tehlikesinden söz edebiliriz.

Tüm bu saydıklarım göz ardı edilemeyecek "hayır" faktörleridir. Yine de umutsuz olmamak lazım.

Kapalı kapıların ardı önemli

İşte asıl mesele şurada gizli. Kapalı kapılar ardında yapılacak gizli ve çoklu görüşmelerde neler konuşulacak? Yani Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Çipras'ın da yer alacağı ve tarafların kapalı kapılar ardında gizli şekilde yapacağı görüşmeler son derece önemli. Yapılacak bu görüşmeler eğer pozitif geçerse liderler Kıbrıs'a döndüğünde müzakere süreci de olumlu yönde devam edecek, eğer bu gizli görüşmeler negatif geçerse, süreç illaki tıkanmalar yaşayacak.

Yakın gelecekte New York'ta beşli bir zirve yapılma planından söz ediliyor ya işte onun bu hafta bir denemesi yapılacak. Her şey bu toplantıda belli olacak.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna değmediğini gördüğün andır. Ve en büyük kaybın ona harcadığın zamandır.

Paul Auster

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.