Görüşmelerde kopma tehlikesi

Yayın Tarihi: 27/09/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • New York zirvesi, Kıbrıs meselesinin nerede olduğunu görmemiz için son derece isabetli oldu. Bir kere şunu idrak etmek lazım, şu an Kıbrıs'ın güneyinde çözüm isteyen bir halk yok. Buna bağlı olarak yani çözüm istemeyen bir halka rağmen Rum lider çözüm yapamaz. Açıkçası Nikos'un tavırlarında ve açıklamaların da bunu net olarak gözlemleyebiliriz. İşte bu nedenle Ekim sonu zirve olmayabilir ve dahası görüşmeler kopabilir.

  • Görüşmeler tabii ki iyi gidiyor, zaten sorun da bu. Görüşmeler iyi gittiği için ve anlaşmamak için bir bahane bulamadığı için Rum tarafı, çözüm sürecini 2016 sonrasına bırakmak istiyor. İşte bu manevra da sürecin nerden bakarsanız bakın 2018'e ertelenmesi anlamına geliyor.

  • Rumları çözüme zorlayamazsınız, köşeye sıkıştıramazsınız, diplomaside iyi bir savaş verip bunu başarabilirsiniz belki, zaten Akıncı da bunu başardı şu an ama çözüm istemeyen biriyle tavizler dahi verseniz anlaşamazsınız..

Her Allahın günü Kıbrıs sorunuyla yat kalk artık satır aralarını okuyabilir hale geldik. New York zirvesinin genel fotoğrafını gördüğümüzde Rumların takvime girme konusunda zora girdiğini ve masadan kaçmak için yakında bir bahane uyduracağını düşünüyorum. Akıncı'nın bu zirveden mutlu olduğunu söyleyemeyiz, zira Rum lider Nikos niyetini bir kez daha belli etti ve takvime girmek istemediğini ortaya koydu.

Takvime girmemek ne demek peki? Salla külahı gün geçsin demek, uzatmalara oynayıp ara vermek demek. Ve korkarım ki bu en sonunda gerçekleşecek. Anastasides takvime girmek istemedi belki ama Ekim sonu yeni bir zirve yapılacak olması aslında sürecin Anastasiades'i tren gibi raya konulduğu nu ve bu yolu yürümeye zorlandığını anlatıyor bize. Peki, asıl sorulması gereken soruya gelelim; Nikos bu zorlamayı kabul edecek mi?

EKİM ZİRVESİ GERÇEKLEŞECEK Mİ?

Heyetler artık dönüyor ve Kıbrıs'ta yani kendi evlerinde yeniden buluşmaya başlayacaklar. Bakınız tarihe not düşmek adına burada yazıyorum, ilk toplantı kuvvetle muhtemel gergin geçecek ve kopma tehlikesi gündeme gelecek ve bu gerginlik kısa bir süre sonrasını yani Ekim sonunda gerçekleştirilmesi planlanan New York zirvesinin gerçekleşmesini zora sokacak.

Tabii her şey yolunda gidebilir cümlesini de yazalım ne olur ne olmaz bulunsun ama fotoğraf bize bunu söylemiyor.

Anastasiades çözüm konusunda, hele hele seçime gideceği 2017 yılında süt dökmüş kediyi ve çözüm istemeyen Rum kamuoyuna karşın çözüm heveslisi rolünü üstlenemez. Yani bir başka deyişle kuzu postu giyemez, şayet giyerse seçimleri kaybeder.

GÖRÜŞMELERDE KOPMA TEHLİKESİ

New York zirvesi, Kıbrıs meselesinin nerede olduğunu görmemiz için son derece isabetli oldu. Bir kere şunu idrak etmek lazım, şu an Kıbrıs'ın güneyinde çözüm isteyen bir halk yok. Buna bağlı olarak yani çözüm istemeyen bir halka rağmen Rum lider çözüm yapamaz. Açıkçası Nikos'un tavırlarında ve açıklamaların da bunu net olarak gözlemleyebiliriz.

İşte bu nedenle Ekim sonu zirve olmayabilir ve dahası görüşmeler kopabilir.

Diyelim bu kötü senaryo ve böyle bir şey olmayacak.

Gelin iyi senaryoyu konuşalım. Nikos takvim istemiyor, 2017 yılına kalmak ve yeni genel sekreter yeni Amerika'yla bu işi götürmek istiyor, üstelik bir de seçimi var; ajandasında yazılı olan bunlarken 2016 sonu nasıl bir referandum hayal edeceğiz şaşarım doğrusu. Yani anlayacağınız iyi senaryo yok.

GÖRÜŞMELER İYİ GİDİYOR AMA!

Görüşmeler tabii ki iyi gidiyor, zaten sorun da bu. Görüşmeler iyi gittiği için ve anlaşmamak için bir bahane bulamadığı için Rum tarafı, çözüm sürecini 2016 sonrasına bırakmak istiyor. İşte bu manevra da sürecin nerden bakarsanız bakın 2018'e ertelenmesi anlamına geliyor.

Rumları çözüme zorlayamazsınız, köşeye sıkıştıramazsınız, diplomaside iyi bir savaş verip bunu başarabilirsiniz belki, zaten Akıncı da bunu başardı şu an ama çözüm istemeyen biriyle tavizler dahi verseniz anlaşamazsınız..

***************

TURANLI'YI ÖRNEK ALSANIZ DİYORUM

Taş Yapı'nın sahibi Emrullah Turanlı vergi ödeme sırasında birinciliğe oturdu, kendisini tebrik ediyorum. Havalimanı ile ilgili tartışmalarda adı hep ön plana atıldı ve itibarsızlaştırılmaya çalışıldıysa da günün sonunda hep birlikte gördük ki güneş balçıkla sıvanmıyor. Vergi rekortmenlerinin listesi açıklandığında ilk sırada görünce açıkçası şaşırdım ne yalan söyleyeyim; çok daha başka şirket sahiplerinin ilk beşe girmesini beklerdim ama Turalı ilk sırayı çekti. Emrullah bey iyi işler yapıyor ve Havalimanını adam etmek için uğraşıyor, kim ne derse desin hem de KKTC gibi bürokrasisi oldukça zor çetrefilli ve rüşvetlerle döşenmiş olmasına rağmen. Turanlı kirlenmeden işini yapıyor. Ama sormak da vacip oldu tabii, neden birçok zengin işletme sahibi Kıbrıslı Türk işadamı ilk ona giremedi. Ne dersiniz siz bu duruma dostlar; sizce zarar mı ettiler bu yıl yoksa az karla mı kapatıyorlar seneyi, yoksa bu yıl da devletten iyi vergi kaçırdılar. Her işletme için aynı eleştiriyi yapamayız belki ama birçok aşırı zengin işletme sahibi vergi kaçırmayı iyi başarıyor, başardıkları için de ne ilk ona ne de ilk yirmiye girmiyorlar. Peki, nasıl oluyor da devlet bunu sorgulamıyor. Yani nasıl oluyor da can çekişen küçük esnafın batması için devlet elinden geleni yaparken ya da Emrullah Turanlı gibi adamlar yıpratılmaya çalışılırken vergisini ödeyip asli görevini yerine getirirken aşırı zengin işadamları ki bunların içinde otel sahipleri başı çekiyor, üst sıralara çıkmadığı gibi devlet takibine de alınmıyorlar. Nedeni basit, en azından bana göre nedeni basit, siyasilere gerekli menfaati sağladıkları için dersem mübalağa etmiş olmam sanırım.

**************

TDP'NİN HUZURA İHTİYACI VAR

TDP son zamanlarda görevden el çektirilen Mustafa Emiroğluları'nın olayıyla ilgili olarak hayli karışık ve zor günler yaşıyor. Olayı derinlemesine bilmeme rağmen bu konuda yazı kaleme almayacağım ancak şunu net bir dille söyleyebilirim ki Emiroğluları sorunu bir şekilde çözülmeli ve aşılmalı. Öyle sanıyorum ki burada bu sorumluluk TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ile TDP eski Genel başkanı Mehmet Çakıcı'ya düşüyor. Zira yaşanan sorunlar her geçen gün artacak ve TDP'yi çok zor günlere taşıyacak. Kim ne derse desin yavaş da olsa TDP'nin bir tırmanış trendi var ve bu tırmanışın parti bölünmeden, istifalar yaşanmadan ve rezillikler olmadan atlatılması gerekiyor. Çoğulcu demokrasinin önemli bir temsilcisi olan TDP'nin siyaset arenasında yaklaşık bir yıl sonra gelecek seçimlere sansasyonlarla değil birlik içinde gitmesi gerekiyor. Bence herkes aklını başına toplamalı.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

GÖNÜLSÜZ KÖPEĞİ AVA GÖTÜRMÜŞLER, SAHİBİNİ ISIRMIŞ

ANONİM

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.