Akıncı artık sağın da lideri

Yayın Tarihi: 30/09/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
Daha da ilerisini söyleyecek olursak artık çözümün gerçekleşme ihtimalinin zayıfladığını ve bir yol ayırımına gidilebileceğini de hissediyoruz. Tüm bunlar yaşanırken UBP-DP hükümeti "Aman Akıncı memleketi satacak" nağraları atarken Akıncı'nın açıklamaları sonrasında Akıncı bir anda sağ düşüncenin de lideri oldu. Talat'ın çözüm hemen şimdi şeklindeki çözümü bulma arzusundaki şiddet Akıncı'da aynı şekilde tezahür etmedi.

Çözüm evet çözüm olmalı ama bizi enayi yerine koyacak bir çözüm değil duruşu Akıncı'da güçlenince sağ düşünceye sahip seçmen de derin bir nefes aldı. İddia eder ve derim ki yarın sabah Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa Akıncı'nın yüzde bilmem kaç oy alacağını buraya yazmak yerine karşısına aday çıkabilecek biri olduğunu dahi düşünmüyorum.

2016 yılı sonuna kadar Akıncı çözümü zorlayacak veya bir çözüm elde edilecek ya da Rumların çözüm istemediği bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya çıkacak. İşte o zaman şartlar ne olacak ya da nasıl şekillenecek bekleyip görmek lazım. Açıkçası ben 2017 yılını hayli heyecanlı geçeceğine inanıyorum.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı adaya döndü ve ayağının tozuyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamanın geneline baktığımızda sitem, çözümün gerçekleşmesindeki zorluk ancak tüm bunlarla birlikte çözüme olan inanç gördüm. Aslında Akıncı çözüme olan inancını ve kararlılığını ifade ederken bir nevi Anastasiadis gibi de davrandı.

Nikos uzlaşı konusunda yan çizdi, peki bunu neden yaptı? Kendi halkının huzuru ve endişeleri için. Kabul edelim ki çözüm istememenin de ötesinde ağırlıklı olarak biz Kıbrıslı Türkleri aşağı gören ve sevmeyen bir yapıları var Rumların. İşte Nikos, bu hissiyattaki halkını mutlu etti New York zirvesinde.

Akıncı'nın açıklamalarının içinde bir farkla tam anlamıyla Nikos ruhu vardı; kelime anlamıyla Kıbrıslı Türkleri yücelten, garantiler gibi Türk halkının ciddi anlamda hassasiyet gösterdiği konularda dik duruş ve Kıbrıs Türk halkının sırf çözüm olsun diye feragat etmeyen bir havası vardı Akıncı'nın.

Adeta Nikos'a "Sen çözüm istemiyor musun? Ya da Kıbrıslı Türklerin yaşamını rencide edecek bir çözüm mü istiyorsun? Ben bunda yokum" dedi.

Nikos ruhu taşıyor demem bundan.

Bir farka ifadesini kullandım; Akıncı'nın Nikos'tan bir farkı var. Akıncı çözüm istenci konusunda son derece samimi ama Nikos son derece yalancı bir görüşmeci.

Akıncı tam bir lider oldu

Akıncı'nın Cumhurbaşkanı seçilmesinde yalnızca bir tek neden bulamayız. Akıncı'ya sol görüşlü olmasından ötürü oy verenler de oldu, çözümcü olan kitle de Akıncı'ya oy verdi, aynı zamanda çözümsüzlüğü savunan Eroğlu'ndan usanan kesim de Akıncı'ya oy verdi.

Akıncı'ya en büyük desteği haliyle CTP verdi. Hem seçim sırasında hem de seçimlerden sonra. Hatta ilk başlarda yani Akıncı Cumhurbaşkanı olduğunda Talat'ın Akıncı'ya desteği tamdı. Ne olmasa Rumlar uzlaşmazdı ve Akıncı çözümü elde edemeyecekti. Yaklaşık bir ay önce çözüm konusunda işaretler pozitife dönünce ilk tepki Talat'tan geldi. "Bizi referandumda evet diye çantada keklik görmeyin" dedi.

Öyle sanıyorum ki Talat da bir an için olsun çözüm olacağına inanmıştı ve bu gelişme onun bir daha cumhurbaşkanı olmaması demekti.

Bu kısa analizden sonra geldiğimiz noktaya bakacak olursak, 2016 sonunda bir referandum olmayacağına artık kesin gözle bakabiliriz.

Daha da ilerisini söyleyecek olursak artık çözümün gerçekleşme ihtimalinin zayıfladığını ve bir yol ayrımına gidilebileceğini de hissediyoruz.

Tüm bunlar yaşanırken UBP-DP hükümeti "Aman Akıncı memleketi satacak" nağraları atarken Akıncı'nın açıklamaları sonrasında Akıncı bir anda sağ düşüncenin de lideri oldu.

Talat'ın çözüm hemen şimdi şeklindeki çözümü bulma arzusundaki şiddet Akıncı'da aynı şekilde tezahür etmedi.

Çözüm evet çözüm olmalı ama bizi enayi yerine koyacak bir çözüm değil duruşu Akıncı'da güçlenince sağ düşünceye sahip seçmen de derin bir nefes aldı.

İddia eder ve derim ki yarın sabah Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa Akıncı'nın yüzde bilmem kaç oy alacağını buraya yazmak yerine karşısına aday çıkabilecek biri olduğunu dahi düşünmüyorum.

2016 sonunda eğer referandum gerçekleşmese bile Akıncı hem BM nezdinde hem dünya nezdinde en önemlisi de kendi halkının gözünde başarılı bir lider olacak, bir başka deyişle yüzü asılmayacak ve boynu bükülmeyecek.

Sonuç olarak 2016 yılı sonuna kadar Akıncı çözümü zorlayacak veya bir çözüm elde edilecek ya da Rumların çözüm istemediği bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya çıkacak. İşte o zaman şartlar ne olacak ya da nasıl şekillenecek bekleyip görmek lazım.

Açıkçası ben 2017 yılının hayli heyecanlı geçeceğine inanıyorum.

*************

Hükümetin pozitif algısı çöküyor

Hükümete muhalif partilerin peş peşe ara emri için mahkemeye başvurmaları ve hem seyrüsefer affı hem emirnamedeki ara emri ardından da Mercedeslerin kullanımı konusundaki mahkemenin pazartesi günü ara emrini görüşecek olması hükümet sağlam bir darbe oldu.

Mahkeme ara emri verdikten sonra hükümetin kendince olumlu yönde almış olduğu kararlar mahkemece bozulabilir ve Başbakan Özgürgün yeni aldığı Mercedesini Devlet Emlak Malzeme Dairesi'nin bahçesine yollayabilir.

Mahkeme sonucu bekleyip göreceğiz neticede ama hükümetin aldığı kararlar konusunda muhalefetin iktidara yapmış olduğu manevra bir an hükümeti kilitledi ve pozitif algısını iş yapamaz algısına çevirdi.

Alınan ara emirleri ve alınacak olan ara emirleri bir diğer deyişle hükümet yasa dışı ya da kural dışı iş yapıyor, kafasına göre iş yapıyor yani özetle yanlış iş yapıyor fikrini ortaya koymuş oldu.

İşte bu nedenle hükümet adına olumsuz günler başladı.

İş kamuoyu yaratıp güçlü muhalefet yapma becerisine kaldı. Muhalefet partileri UBP ile DP'nin hızla yükselen trendini durdurmak için kolları fena sıvadı diyebiliriz.

**********

GÜNÜN SÖZÜ

Biliyorsun, ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkenti orası. Ve yine sevgili çocuk, biliyorsun, kişi tutkularıyla yalnızlığını adlandırıyor o kadar…

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.