Asıl sorun dönüşümlü başkanlık!

Yayın Tarihi: 27/10/16 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Rumların duruşunun ardında yatan asıl sorunun başkanlığı dönüşümlü olarak paylaşmak istememeleri olduğu yatıyor ki Rum Başpapazı Hrisostomos da bu konuda bir açıklama yaptı. Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti'nde olduğu gibi başkanlığın sadece kendilerinde olmasını istiyor. Hali hazırda birçok kez de Kıbrıs Cumhuriyetinden vazgeçmek istemediklerini açıklamışlardır.

Yani papaza göre her konuda anlaşılsa bile dönüşümlü başkanlığı kabul etmeyecek kendisi ve ona inananlar.Ne kadar komik bir durum değil mi?..

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın dönüşümlü başkanlık konusunda dün açıklaması vardı. Duruşu olan bir başkanımızın olması beni gerçekten rahatlatıyor. Dönüşümlü başkanlık yoksa çözümde yok diyebiliyor. Garantiler olmazsa çözüm yok diyebiliyor. Sn Derviş Eroğlu'nun taviz verildi açıklamasını da okudum, gerçekten merak ediyorum nerede taviz verildi. Neredeyse sağ ideolojiye sahip tüm vatandaşların hassasiyetleri şu an Akıncı savunuyor ve dile getiriyor. Zaten ülkeyi satıyorlar diyememelerinin de gerekçesi sanırım bu olsa gerek.

Geçtiğimiz gün gerçekleşen ara bölgedeki görüşmelerin bir hayli gergin geçtiğini öğrendim. Kıbrıs sorunu ne olur da çözülmez diye sık sık sorduğumuzda karşımıza en belirgin olarak çıkan iki ana başlık vardır. Birincisi garantiler ikincisi de toprak ve mülk sorunu. Halbukiciddi sorun olarak gördüğümüz bu iki başlığın en kolay aşılabilecek başlıklar olduğu artık kulislerde konuşulmaya başlandı.

Herkesin elinde bu iki önemli sorunun çözümü için reçeteler var. Asıl gözden kaçırdığımız ve sorun teşkil eden meselenin ülke yönetiminin Rumlar tarafından paylaşılmak istenmemesi.

Her ne kadar dönüşümlü başkanlığın nasıl olacağı konusunda bir fikir birliğine varmış olsalarda liderler Rumların hiçbir şekilde başkanlığı paylaşmak istemediklerini ve sorun olarak da garantileri gündeme taşıdıkları iddia ediliyor.

RUMLAR UZLAŞMAYACAK İDDİASI

Çözüm olmasını en çok isteyenlerden biri olarak Rumların tavırları ve şu an görüşmelerdeki olumlu gidişat bana hırsızların hikayesini anımsatıyor.

Hani hırsızlar bir banka soyar ve başarıyla kaçmayı başarırlar, bir de bakarlar ki arkadan gelen kimse yok ve derler ki "bu işte bir gariplik var herşey çok kolay oldu".

Geldiğimiz noktada Rumlar her ne kadar nazlı gelin gibi kapris yapsalar da çözüm süreci pozitif ilerliyor. Ancak genel de bir yargı var ki Rumlar bir başlığı bahane edip bu işten yan çizecekler. Şu an için üzerinde en çözülmeyecek sorunmuş gibi garantiler konusunu sorun ediyorlar.

Dünkü yazımda da garantiler ve toprak konusunun çok da zorlanmadan aşılabileceğini yazmıştım. Halen de aynı düşüncedeyim.

Rumların duruşunun ardında yatan asıl sorunun başkanlığı dönüşümlü olarak paylaşmak istememeleri olduğu yatıyor ki Rum Başpapazı Hrisostomos da bu konuda bir açıklama yaptı.

Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti'nde olduğu gibi başkanlığın sadece kendilerinde olmasını istiyor. Hali hazırda birçok kez de Kıbrıs Cumhuriyetinden vazgeçmek istemediklerini açıklamışlardır.

Yani papaza göre herkonuda anlaşılsa bile dönüşümlü başkanlığı kabul etmeyecek kendisi ve ona inananlar.

Ne kadar komik bir durum değil mi?..

AKINCI'NIN DURUŞU NET!

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın dönüşümlü başkanlık konusunda dün açıklaması vardı. Duruşu olan bir başkanımızın olması beni gerçekten rahatlatıyor. Dönüşümlü başkanlık yoksa çözümde yok diyebiliyor. Garantiler olmazsa çözüm yok diyebiliyor.

Sn Derviş Eroğlu'nun taviz verildi açıklamasını da okudum, gerçekten merak ediyorum nerede taviz verildi. Neredeyse sağ ideolojiye sahip tüm vatandaşların hassasiyetleri şu an Akıncı savunuyor ve dile getiriyor. Zaten ülkeyi satıyorlar diyememelerinin de gerekçesi sanırım bu olsa gerek.

Dönüşümlü başkanlık kaç yıla kaç olur bilemeyiz ama ortada bir gerçek var ki bu ada birleşecekse Kıbrıslı Türklerin lideri de ada üstünde söz sahibi olacak. Aksi takdirde daha en başından azınlık olmayı kabul etmiş oluruz.

ÇÖZÜMDEN SONRA FAKİRLEŞME KORKUSU YAYILIYOR

Her ne kadar ağlayan bir millet olsak da ya da ağlamayı seven bir millet olsak da kabul etmemiz gereken bir gerçek var ki her birimizin altında son model bir araba ve iyi durumda bir ev var. Ya aileden bulduk geçiniyoruz ya da devlette memur olduk Türkiye'den gelen parayı yiyoruz. Sonuç olarak KKTC'nin nerden bakarsanız bakın genel çoğunluğu refah düzeyi iyi noktalarda yaşıyor.

Maddi olarak en zor durumda olanımız dahi başka ülkelerle kıyaslanabilecek fakirlikte değil kesinlikle. Olası bir çözümden sonra elde edilen bu menfaatlerin kaybedileceği korkusu hızla halk arasında yayılıyor. Memur olan memurluğunu kaybedebileceği, Rum malından menfaatler elde etmiş olanlar bu menfaati kaybedeceğini, kırk kanaat bir ev satın alan ve koçanda Rum tarafında karşılığı olmayan malların üzerinde oturuyor.

İşte tüm bu saydıklarımda sahip olduklarını kaybetme korkusu var. Zira bu toplum hem ganimete oturdu hem de ciddi menfaatler elde etti. Sonuç olarak küçük bir toplumun ganimet furyası, devlet menfaatleri ve susma payı olarak zenginleştirilmesi gerçeği dururken olası bir çözümde bu kazanımlardan vazgeçme korkusu Akıncı'nın çabalarını boşuna çıkarabilir. Şu an tek hedef referanduma sunulabilecek bir antlaşma metni ortaya çıkarmak olsa dahi bu yazdıklarımı hiç hafife almayın.

************

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat zamanda iz bırakmaz, bir boşluğa düşersin bir boşluktan. Birikip yeniden sıçramak için. Elde var hüzün.

ATTİLA İLHAN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları