Nikos geri döner mi acaba?

Yayın Tarihi: 14/11/16 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kameraya baktı "kapalı mı?" dedi, kameramana kameranın pilini çıkarmasını ve başka bir yöne çevirmesini söyledim. Kameraman dediğimi yaptıktan sonra Hristofyas kayıt dışında olduğumuza inandı ve " Türk askeri gider mi sence" diye bir soru sordu; " bunun hayalini bile kurmayın" dedim; "işte o zaman çözüm asla olmayacak" diye yanıtladı.


Rumlar Türkiye'nin fiili ve etkin garantisinin devamını kabul ederse, dönüşümlü başkanlığı sembolik olmanın ötesinde kabul ederse, toprak tavizi konusunda makul istekleri olursa evet çözüm olur ve güzel de bir çözüm olur, olmalı da.Peki sizce Rumlar bunu kabul eder mi?Rumlar bunu kabul edecek olsaydı Mont Pelerinden beşli zirve tarihi çıkardı. Nikos o kadar bir zorda kaldı ki görüşmeleri koparmak yerine ara vermek zorunda kaldı.Sözüm ona bir hafta ara verip yeniden Mont Pelerine gidecek. Umarım o bir hafta bir yıl değildir ve umarım Nikos, Mont Pelerine geri döner.

Tarih tekerrürden ibarettir sözünü hayatım boyunca hiç sevmedim zira bu söz insan oğlunun sürekli aynı hataları yaptığını anlatır bana. Çok sevdiğim bir siyasetçiyle telefonda konuşuyorum, Mont Pelerin Zirvesini değerlendirmesini istedim. "Mont Pelerin zirvesi bana Denktaş-Kiprianu görüşmelerini hatırlattı. Görüşmelerde yine kritik bir safhaya gelinmişti ve Kiprianu bir hafta müsaade isteyip, bir Atina'ya gidip geleyim dedi, masadan kalkış o kalkış bir daha geri dönmedi. Umarım aynısı olmaz" diye yorumladı.

Şöyle bir gerçekle karşı karşıyayız. NikosAnastasides çok zor bir sınav veriyor. Her ne kadar liderlik sergilemeli dense dahi bu işler hele hele Rum kamuoyuna karşı öyle kolay olmuyor. Bir kere Nikos'un karşısında güçlü bir muhalefet var. Dahası Akel de çözüm istemediğini net ifadelerle ortaya koyuyor. Çözüm istemem demiyor ama Türk tarafının kabul etmeyeceği ne varsa sıralamaktan çekinmiyor.

RUMLAR ÇÖZÜM İSTEMİYOR

Rumların istediği çözüm şeklini yazmadan önce Rumların ciddi anlamda çözüm istemediğini bir kez daha ifade etmek lazım. Bu adamlar biz Kıbrıslı Türklerle eşit ortamda bu ülkeyi paylaşmak istemiyor. Durum bu kadar netken neyi ne diye zorluyoruz diye sormaya başladım kendime. Yapılan barış etkinliklerini de saçma buluyorum. Bir grup insan bir araya gelip etkinlik yapıyorlar. Belki 200 kişi peki ya geriye kalan 800 bin kişi. Onların binde biri neden bu etkinliklerde yok.

Peki bu Rumlar hiç mi çözüm istemiyor. Rumların çözüm diye istediklerinin de özetine bakalım. Asker gitsin hemen anlaşırlar. Aynen 1960 Cumhuriyetinde olduğu gibi. Asker adadan çıktıktan sonra et de bıçak da ellerinde olacağından, ekonomileri bizden beş kat daha büyük olduğundan her şekilde Kıbrıslı Türkleri sindirebilirler.

Bakınız geçtim "dönüşümlü başkanlıktı, toprak konusuydu" falan filan.

Peki bu yalnızca benim fikrim mi? Hani kulağa çağ dışı bir düşünce gibi gelmiş olabilir. Gelin bu yazdığımı bir de Hristofyas'ın dilinden dinleyelim.

Vakti zamanında hem Hristofyas hem de Anasatasiades ile sık sık söyleşi yapıyorum. Hristofyas ile yakın bir dostluğumuz oluşmuştu. O zamanlar Akel Genel Sekreteri ve Meclis Başkanıydı.

Söyleşi yaptığımız günlerden bir gün röportaj bitti ve kendisine bir soru sordum. Dedim ki samimiyetimize sığınarak bir şey sormak istiyorum; neden çözüme yanaşmıyorsunuz ?cevabı ve cevap verme şekli çok ilginçti.

Kameraya baktı "kapalı mı?" dedi, kameramana kameranın pilini çıkarmasını ve başka bir yöne çevirmesini söyledim. Kameraman dediğimi yaptıktan sonra Hristofyas kayıt dışında olduğumuza inandı ve " Türk askeri gider mi sence" diye bir soru sordu; " bunun hayalini bile kurmayın" dedim; "işte o zaman çözüm asla olmayacak" diye yanıtladı.

Bu benim Hristofyas ile yaşadığım ve hiç unutmadım önemli bir anekdottur.

Askerin gitmesi neyi kapsıyor neyi anlatıyor bize aslında? "garantilerin kalkmasını, garantiler kalkarsa askerde gide, Rumlar toprak düzenlemesinde hayli yer alır" sonrasında da Allah yardımcımız olsun.

1974 de Türkiye garantör olduğu için müdahale edebildi, peki ya bu sefer? Anlıyor musunuz?

Mesele aslında bu kadar basit. Varsın dönüşümlü başkanlık olsun, varsın başkanlık süresi 7 yıl olsun ve dört yıl bizden biri başkan olsun, varsın Uluslararası kimliğimiz olsun, bunu yaşayamayacağız ki ne olmasa. 1960 da yaşayabildik mi?

Zaman değişmiş midir acaba? Rumlar değişmiş midir? Türk bir tüccardan patates aldı diye kendi yurttaşını döven ve tehdit eden bir topludan bahsediyoruz beyler. Değişen bir şey yok.

ÇÖZÜM VE MONT PELERİN OLUR MU?

Bu soruya da cevap verelim.

Rumlar Türkiye'nin fiili ve etkin garantisinin devamını kabul ederse, dönüşümlü başkanlığı sembolik olmanın ötesinde kabul ederse, toprak tavizi konusunda makul istekleri olursa evet çözüm olur ve güzel de bir çözüm olur, olmalı da.

Peki sizce Rumlar bunu kabul eder mi?

Rumlar bunu kabul edecek olsaydı Mont Pelerinden beşli zirve tarihi çıkardı. Nikos o kadar bir zorda kaldı ki görüşmeleri koparmak yerine ara vermek zorunda kaldı.

Sözüm ona bir hafta ara verip yeniden Mont Pelerine gidecek. Umarım o bir hafta bir yıl değildir ve umarım Nikos, Mont Pelerine geri döner.

************

GÜNÜN SÖZÜ

Büyük bir hayaI kırıklığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzelçiçeklermezarlıklarda yetişir.

Nazım Hikmet

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.