AKEL'in ışığı sahte olmasın

Yayın Tarihi: 17/11/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • AKEL'in çözüm konusunda toprak ve mülkiyet konusundaki sıkıntıların aşılması halinde kırmızı çizgilerini kaldıracaklarını açıklaması elbette ki önemli oldu. Hepimiz biliyoruz ki, AKELve DİSİ'nin onay verdiği bir antlaşma Rum halkından büyük ölçüde evet alabilir.
  • Rum tarafında yılların meşhur İngiliz Okulu'nun yönetimi 15 Kasım cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde Türk öğrencilere okula gelmemelerini söyledi ve geçtiğimiz gün Türk öğrenciler okula gitmediler. Rum öğrencilerin olası bir saldırısını önlemek için okul yönetimi böyle bir tedbir almış.

Kıbrıs sorununda AKEL'in çözümle ilgili destek açıklamasının ardından çözümle ilgili ibre bir anda olumluya doğru şekillenmeye başladı. En azından böyle bir algı oluştu. Fakat yeri gelmişken söylemekte fayda var, Rum tarafında hala çözümü provoke etmek isteyen DİKO ve Kilise çözüm aleyhine tüm güçleriyle çalışıyorlar.

AKEL'in çözüm konusunda toprak ve mülkiyet konusundaki sıkıntıların aşılması halinde kırmızı çizgilerini kaldıracaklarını açıklaması elbette ki önemli oldu. Hepimiz biliyoruz ki, AKEL ve DİSİ'nin onay verdiği bir antlaşma Rum halkından büyük ölçüde evet alabilir.

Açıkçası benim hala her ne olursa olsun Rumların bir antlaşma metnine evet diyeceklerine yönelik inancım yok. Belki bu bende bir ön yargı oluşturdu.

Her iki lider çözüm yapmaya çalışırken diğer taraftan Rum gençler KKTC'nin kuruluşunu protesto eden eylemler yapıyorlar.

AKEL'in çözüm içim ortaya koyduğu şartlar bana yıllar önce dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas için kullandığı sözleri hatırlattı. Demişti ki Talat "Kandırıldım." Evet aynen bunu söylemişti AKEL için. Hatta o dönem iki yakın dost olan Talat ile Hristofyas bu sorunu çözemezse kimse çözemez.

Bu AKEL'i destekleyen sol kesim ile kiliseydi. Türk askeri adaya çıkmasaydı siz sanıyor musunuz ki Kıbrıs'ta ya herkes EOKA'cı olacaktı ya da cuntacı. Yunan Cuntası bir tane sosyalist bırakmayacaktı. Yani Türk askerini kimse istemiyor ama söz konusu 1974 harekatı olmasaydı ne biz Türkler ne de AKEL'ciler hayatta olmayacaktık büyük olasılıkla.

AKEL Rum tarafında her ne kadar düşüşte olan bir parti olsa dahi önemli bir seçmene sahip. Şu an Avrupa'nın birçok ülkesinde olduğu gibi Rum tarafında da milliyetçi söylemler güçleniyor; bu biraz da ırkçılığa bile varabilir. Zaten Avrupa'daki ülkeler yüzyıllar boyunca birbirleriyle savaşıp durmuş insanlar.

İngiliz Okulu Türk öğrencileri uyardı

Bakın taze bir bilgi daha aktarayım size. Rum tarafında yılların meşhur İngiliz Okulu'nun yönetimi 15 Kasım cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde Türk öğrencilere okula gelmemelerini söyledi ve geçtiğimiz gün Türk öğrenciler okula gitmediler. Rum öğrencilerin olası bir saldırısını önlemek için okul yönetimi böyle bir tedbir almış.

Yine geçtiğimiz gün BKP Genel Başkanı İzzet İzcan ile Kıbrıs Genç TV'de yaptığımız söyleşide İzcan da bana "İngiliz Okulu'nda sekiz yıl direktörlük yaptım, öğrencilerimize göz kulak oldum. Etkiye tepki olabiliyor ve gerginlikler yaşanabiliyor" değerlendirmesini yaptı.

Küçük birkaç örnek olması nedeniyle anlattım bunları. Bir yandan çözüm yapmaya çalışıyoruz ama öte yandan Rumlar hala bize bileniyor. Nasıl olacak nasıl başaracağız gerçekten merak ediyorum.

Rumlar taleplerinde aşırıya kaçtığı sürece

"Garantiler kalksın, garantörlerin tek taraflı müdahale hakkı da olmasın, asker gitsin, toprak daha çok toprak" şimdi bunu diyen zihniyetin yapılacak tek bir hareket var ama bana yakışmadığı için yazmıyorum.

Neden garantilerin kalkmasını istiyor Rumlar? Bir daha 1963'ü yaşatmak için mi?

Neden Türk askerinin gitmesini istiyorlar? Yunanistan'da bir gün ola ki darbe olursa ve bu Kıbrıs'a sıçrar o Türk askeri Rum sosyalistler için de lazım olacak. Olmaz demeyin; kim derdi ki Türkiye'de darbe denemesi olacak. Kitap her şeyi yazıyor.

Peki neden daha çok toprak?

Adamlar diyor ki donunuza kadar vereceksiniz. Yani diyor ki bir başka deyişle biz çözüm istemiyoruz, siz de ne olmasa bizim şartlarımızı kabul etmeyeceksiniz biliyoruz. O nedenle boşuna yorulmayın.

Asker giderse her Rum'un evinde sakladığı AK-47'ler de gidecek mi?

Rumlar eğer Türklere düzenli saldırı başlatıp eski yıllarda olduğu gibi bunlar isyancı deyip öldürmek gibi bir planları varsa, Türkiye'nin garantörlüğünü istememesi normal. Eğer böyle bir düşünceleri yoksa Türkiye'nin etkin garantisinden neden rahatsız olsunlar? Rumlar; Türkleri katletmeye başlamadıktan sonra neden Türkiye Rumlara saldırsın?

Diyeceksiniz ki AB garantisi var; bu zamanda ne garantisi kardeşim, hatta hangi zamanda yaşıyoruz. Bunları diyen kesimler var ancak Avrupa'nın ortasında Bosna-Hersek katliamını, Hırvatistan savaşını unutmak mümkün mü?

Savaş her yerde ve sudan sebeplerle çıkarılır, savaş çıkarmak kadar kolay bir olay mı var?

Eğer Türkiye'nin garantörlüğü kalksın deniliyorsa o zaman 40 bin asker adada kalsın demek lazım. Rumlar, adada Türk askerinin varlığını hissetmediği sürece, olası bir çatışmada Ankara'nın müdahale edeceği korkusunu hissetmezse adınız gibi emin olun eski günlere geri döneriz.

Garantörlüklerin olmadığı bir antlaşmaya ben evet demem kimse evet dememeli. Bu her şeyden önemli.

Beyler her ay birkaç Kıbrıslı Türk Rumlar tarafından darp ediliyor, sınır olaylarını unutmayın, binlerce Rum'un sınırları delme çabalarını unutmayın, bu korkutma ya da çözümden uzaklaştırma demagojisi değil, bu garantörlükler olmalı düşüncesidir.

Sonuç olarak Kıbrıs konusunu çözmek için son şans değil ama şu an yaşanan süreç önemli bir deneme ve çözüm olmaması halinde çözümsüzlük kesinlik kazanabilir. Bu durum yalnızca Türkler için değil hem Rumlar için hem de Avrupa Birliği için önemli bir tehlike. Rusların son zamanlarda Türkiye ile çok iyi ilişkileri var ve hem AB hem de ABD bundan çok rahatsız. Rumların ezelden beri Ruslarla iyi ilişkileri var; işte tüm bunlar Amerika'yı haddinden fazla rahatsız ediyor. İşte bu nedenle olası bir çözümsüzlük halinde Amerika ve İngiltere, Rumları çok kızdıracak adımlar atabilir. Rumlar da bunu göğüslemeye hazır olmalı.

*************

Günün Sözü

Yalnızlığa yenilmemek için, sık sık hayaller kurulur; ama aslında neyin hayalini kurarsan kur, yalnızlık her hayalin sonudur.

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları