Kahrolasın ölüm

• Dün kapkara bir salı günüydü, hava kapalıydı, gün boyu yağmur yağdı, güne üç ölümle başladık ve güne devamla sevilen birçok insanımızın öldüğünü öğrendik sosyal medya üzerinden. Adeta Azrail Kıbrıs'ta mola vermişti.

• Çok değil en fazla 3-5 gün sonra bu olayı kimse hatırlamak istemeyecek ve yine üç beş gün sonra herkes kendi hayatına dönecek. Bunu yadırgayamayız da çünkü hayat devam ediyor ve taa ki Değirmenlik-Girne dağ yolunda bir başka ölümlü kaza olana kadar dün yaşanan bu trajediyi kimse hatırlamayacak. Yakınlarını kaybeden aileler ve biz gazeteciler hariç. İşte bu nedenle hükümetin artık sıkça kaza olan dağ yolunda gerekli düzenlemeyi yapması gerekiyor.

Böyle durumlarda söze nereden başlanır ki, ne söylenebilir ki? Allah kimseyi evladıyla sınav etmesin, Allah kimseye evlat acısı vermesin. Sosyal paylaşım siteleri gün boyu yaşanan trajik trafik kazasına ağıtlar yakan vatandaşların paylaşımlarına sahne oldu. Çok değil en fazla 3-5 gün sonra bu olayı kimse hatırlamak istemeyecek ve yine üç beş gün sonra herkes kendi hayatına dönecek. Bunu yadırgayamayız da çünkü hayat devam ediyor ve taa ki Değirmenlik-Girne dağ yolunda bir başka ölümlü kaza olana kadar dün yaşanan bu trajediyi kimse hatırlamayacak. Yakınlarını kaybeden aileler ve biz gazeteciler hariç. İşte bu nedenle hükümetin artık sıkça kaza olan dağ yolunda gerekli düzenlemeyi yapması gerekiyor.

Ya araçlara artık izin verilmeyecek ya okul araçlarına kullandırılmayacak ya da Avrupa'da olduğu gibi dört şeritli yollar yapılacak. Avrupa'daki yollar beş gidiş beş geliş yollardan oluşuyor, biz çift şeride razıyız.

Sağlık önemli bir sınav verdi

Sağlık Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu'nu ve dün Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde çocuklara gerekli müdahaleyi yapan tüm doktorları kutlamak lazım. Önemli bir sınav verdiler ve hayatını kaybeden üç kardeşimize iki daha eklenecekken bunu engellediler. Ambulanslar kaza olduğu andan itibaren 40 dakika gibi kısa bir sürede hastaneye yetiştirdiler kazazedeleri. Tabii hem halkın hem de askerin anında yardıma koşması, gerek duyulması halinde YDÜ Hastanesi'nin kapılarını açması, Rum tarafının dahi olaya hassasiyet göstermesi bir anda milli bir birliktelik yarattı. Ama asıl mesele şu ki bu kazanın ve olacak olan kazaların olmaya devam etmesi mi gerekiyor?

Ne geri getirebilir ki ölen iki gencecik çocuğu ve bir babayı? Ne geri getirebilir? Hiçbir şey. Tabii polis soruşturması neticelenecek; minibüsün şeridine geçen kamyon şoförü bu hatayı nasıl yaptı, yolları mı karıştırdı, bu ülkeyi ne kadar iyi biliyor, ne kadar iyi tanıyor ki sağ şeride geçti hep bunlar önemli sorular.

Bakan Dürüst'ün kabahati yok

Dün gün boyu yaşanan bu üzücü olayla ilgili olarak Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst'ün üzerine gidilmeye çalışıldı. Evet yollardan sorumlu bakan Kemal Dürüst ve kendisi bakan olalı daha kaç ay?

İstifaya çağıranlar oldu, istifa edecek misiniz diye soranlar oldu. Değirmenlik-Girne dağ yolu bugünün bir sorunu değil, yıllardır bu ülke de hükümet eden, ulaştırma bakanlığı yapmış herkesin ayıbıdır o yol. İsim isim ayıramayız, sadece yapılması gereken Başbakan Hüseyin Özgürgün'ün ivedi bir şekilde söz konusu bu katil yol ile ilgili proje oluşturup sorunu çözmesidir. Yapılması gereken budur ki başkaları da ölmesin o yolda. Bugün bu ölümlü kazayla ilgili feryat eden herkes en fazla bir hafta sonra bunu unutacak, işte önemli olan devletin bu ölümleri unutmaması ve harekete geçmesi.

Polis eksikliğimiz var

Kazaların olmasının ardında yatan önemli nedenlerden biri de polisin yeteri kadar devriye yapamaması. Sebebi açık; yeteri kadar polisimiz yok. Hükümetin ivedilikle her kaç polis lazımsa alması gerekiyor. Hükümetin yapması gereken, Polis Genel Müdürlüğüne tam ihtiyaç eksiğini talep edip gerekli istihdamın yapılmasını sağlamak olmalı.

Muhaceret kapılarındaki polis yetersiz; ilçe merkezlerindeki döngüyü sağlayacak polis sayısı yetersiz, kaldı bu insanlar mesai de almıyor. Anlamak gerçekten güç. Bir devlet neden polis açığını kapatmak için gerekli adımları atmaz ki?

Üç yüz polis mi gerekiyor alacaksın kardeşim, beş yüz gerekiyorsa beş yüz alacaksın. Elli devriye aracı mı lazım alacaksın kardeşim, polisin araçları değişmesi mi gerekiyor değiştireceksin çünkü sen devletsin. Halkını ve devletini koruyan polis! Bir başkası değil. Biz askeri rejimle de yönetilmediğimize göre ki polisin yetmediği yerde asker müdahale etsin; ki bu durum asla kabul edilemez, öyleyse polis istihdamı ivedilikle yapılacak, araçlar alınacak ve bu iş yoluna sokulacak. Böyle amatör işler olursa, yollarda da polis olmaz, denetlenemez ve bu kazaların olması kolaylaşır.

Uyuşturucu tahlili şart

Gerçekleşen kazalarda alkol taraması yapıldığı gibi uyuşturucu taraması da yapılması şart. Avcı bunu uzun uzun anlattı ve Rum tarafındaki sürücülere halihazırda uyuşturucu testlerinin yapıldığını anlattı. Avcı talepleri üzerine uyuşturucu testlerinin yapılması için uygun aletin alındığını ancak her ne halse bir türlü kullanıma sokulmadığını vurguladı.

Rum tarafı, Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde tükürük yoluyla da hızlı bir şekilde uyuşturucu tespiti yapılabildiğini ama polis teşkilatının hala böyle bir uygulamaya geçmediğini söyledi.

Günün sonunda gördük ki yollara döşenen hız tespit kameraları da kazaların olmasını engelleyemedi, belki belli bir oranda düşürdü ama sadece o kadar. Polis denetimlerinin artırılması da belki tam anlamıyla önüne geçemeyecek çünkü dikkatsiz sürücüler hep olacak. Ancak polis devriye sayılarının artışı sağlanabilirse ve birçok bölge de karşınıza aniden polis devriyeleri çıkarsa yerlisi yabancısı bu ülkede yolların polisten sorulduğunu idrak edecek.

Hükümet polise gereken desteği ve gücü sağlamalı. Polis teşkilatı güçlendirmeli. Bakınız ölen ölüyor ama siyasiler hayatlarına devam ediyor hem de hiçbir şey olmamış gibi.

Evet dostlar; dün kapkara bir salı günüydü, hava kapalıydı, gün boyu yağmur yağdı, güne üç ölümle başladık ve güne devamla sevilen birçok insanımızın öldüğünü öğrendik sosyal medya üzerinden.

Adeta Azrail Kıbrıs'ta mola vermişti.

***************

Günün Sözü

Her ölüm erken ölümdür.

Cemal Süreya