Ülkeyi kim yönetiyor?

Yayın Tarihi: 06/12/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Özgürgün kusura bakmasın ama son derece pasif ve adeta kendisi bu ülkeyi yönetmiyormuş gibi davranıyor. Tek kelimeyle ortada yok ve kayıp. Başbakanlık önünde süren eylemlerden dolayı Başbakanlığa dahi uğramadığını duydum. Memleket oturup oturup kalkıyor ama Başbakan Özgürgün'den ses yok, hiçbir açıklama gelmiyor. Gençlerin acısını tüm ülke paylaşıyor, inanın bana sendikaların eylem ve grevlerine halk hiçbir şekilde destek vermiyor ama öte yandan da Başbakan'a karşı tepki büyüyor.
  • Dün sabah ciddi bir karmaşa yaşandı. Okul servisleri aksadı, eğitim aksadı, eğitim sistemi aksadı. Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova, hükümetin aldığı kararlara uymayan öğretmenler için ne yapacak doğrusu merak ediyor. Bunun adı bildiğim kadarıyla sivil itaatsizlik olarak adlandırılıyor.
  • Cumhurbaşkanı Akıncı'nın yurt dışı seyahati öncesinde saatler geri alınmalı yönündeki açıklaması gündemde bomba etkisi yarattı ve tarafsız olan Cumhurbaşkanı'nın sendikalardan taraf olduğu algısını yarattı. Bilemem, belki de devlet lideri olarak hükümete yönelik yapılmış bir manevradır. En azından dün bu açıklama böyle yorumlandı. İçinde bulunduğumuz durum bizi anlamsız ve gereksiz bir kaosa taşıyor, bu nedenle Cumhurbaşkanı açıklamalarına son derece dikkat etmeli.

Ülke olarak şu an yaşadığımız durumu öyle sanıyorum ki en iyi izah edecek kelime kaostur. Tam bir otorite boşluğu yaşıyoruz. Bir hafta önce üç gencimizi korkunç bir kazada kaybettik. Günlerdir gençler Başbakanlık önünde eylem düzenliyor. Kaçtır yazıyoruz, çocukların eylemi haklı bir eylem. Ancak öyle görülüyor ki çocuklarımız da belli çevrelerce kullanılmaya çalışılıyor. Yani çok sürmez gençlerin haklı olan eylemi zayıflayacak ve önemini yitirecek.

Öte yandan sendikalar fırsat bu fırsat deyip eylem ve grev yapmaya çalışıyorlar. İşin özeti kantarın topuzu kaçtı ve sendikaların tepkisi toplum tarafından tepki görmeye başladı. Yeni saat uygulamasına geçilmemesi belki bir hata ama Türkiye geçmediği için koşullar Türkiye ile birlikte hareket etmeyi zaruri kılıyor.

Sendikalar eylem ve grev gerekçesi olarak saat uygulamasını gösteriyor olsalar da ellerinde dişe dokunur bir gerekçe olmadığını anlıyoruz. Vakti zamanında saatlerde değişikliğe gidilmediğinde neden bu kadar tantana kopmadı diye işte ben buradan soruyorum.

Sendikaların eylem ve grev yapması için birilerinin ölmesi gerekiyormuş demek ki.

Vaziyetten bu durum çıkıyor. Kimse kusura bakmasın ama eylem ve grevlerle ne hükümet düşer ne saatler değişir.

Her sendikanın demeyeceğim ama bazı sendikaların tavırları adeta siyaset kokuyor.

Akıncı tarafsızlığını korumalı

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın yurt dışı seyahati öncesinde saatler geri alınmalı yönündeki açıklaması gündemde bomba etkisi yarattı ve tarafsız olan Cumhurbaşkanı'nın sendikalardan taraf olduğu algısını yarattı. Bilemem, belki de devlet lideri olarak hükümete yönelik yapılmış bir manevradır. En azından dün bu açıklama böyle yorumlandı. İçinde bulunduğumuz durum bizi anlamsız ve gereksiz bir kaosa taşıyor, bu nedenle Cumhurbaşkanı açıklamalarına son derece dikkat etmeli.

Başbakan nerede?

Sn. Özgürgün kusura bakmasın ama son derece pasif ve adeta kendisi bu ülkeyi yönetmiyormuş gibi davranıyor. Tek kelimeyle ortada yok ve kayıp. Başbakanlık önünde süren eylemlerden dolayı Başbakanlığa dahi uğramadığını duydum. Memleket oturup oturup kalkıyor ama Başbakan Özgürgün'den ses yok, hiçbir açıklama gelmiyor.

Gençlerin acısını tüm ülke paylaşıyor, inanın bana sendikaların eylem ve grevlerine halk hiçbir şekilde destek vermiyor ama öte yandan da Başbakan'a karşı tepki büyüyor.

Ülkeyi sendikaların yarattığı ve yakında ciddi anlamda kaotik bir ortama taşıyacağını göz önünde bulundurursak Başbakan'ın bu ülkeyi yanlışları ve doğrularıyla kendisinin yönettiği ve erk sahibi kendinden başkası olmadığını göstermesi gerekiyor.

Başbakan'ın sessizliği, ortaya çıkmaması, hiçbir demeç vermemesi bakanlar arasında dahi otorite sorunu olarak değerlendiriliyor. Hüseyin beyin bir an önce duruma el koyması şart.

Eğitim Bakanlığı ne yapacak?

Hükümet kısa süreliğine olsa dahi çalışma saatlerinde bir düzenlemeye gitti ve mesai başlangıcını 08:30 olarak belirledi. Hemen ardından sendikalar bu saatlere uymayacağını açıkladılar. Malum kış saatine geçilemiyor diye hükümet yarım saat geç başlayıp yarım saat geç bitirme kararı aldı. Neden yaptı peki bunu? Çocuklar okula karanlıkta gitmesin diye.

Dün sabah ciddi bir karmaşa yaşandı. Okul servisleri aksadı, eğitim sistemi aksadı, eğitim sistemi aksadı. Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova, hükümetin aldığı kararlara uymayan öğretmenler için ne yapacak doğrusu merak ediyor. Bunun adı bildiğim kadarıyla sivil itaatsizlik olarak adlandırılıyor.

Hükümet karanlıkta eğitim olmasın diye ivedi olarak böyle bir çare üretti. Ürettiği için de sendikalar tarafından suçlu bulundu. Türkiye ile uçuş saatleri olsun, ilişkiler açısından olsun ne yazık ki bir bağımlılığımız var. Bu acı bir gerçek ama gerçek. Bu nedenle Türkiye saat değişikliğine gitmediği için bizler de gidemiyoruz. Yanlış buluyor muyum evet yanlış buluyorum. Eğer bağımsız bir devletsek biz de modern dünya kurallarına göre yaşamalıyız bu hayatı.

İşte sorun da burada biz bir devletiz de bazılarının sevmediği Türkiye dışından bir başka ülkenin tanımadığı yok saydığı bir devletiz. İrademizi ve kurumlarımızı o uymak istediğimiz hiçbir dünya ülkesi kabul etmiyor. Türkiye'nin para birimini kullanıyor ve oradan gelen maddi kaynaklarla yol, hastane, okul yapıyoruz.

Hal böyleyken kış saatine geç dayatması yapmak da anlamsız olduğu kadar haksız bir talep oluyor.

Sendikaların eylemi devam eder belki bir süre ama grevi devam etmez. Çünkü binlerce üyenin günlük maaşı sendikanın kasasından çıkar. İşte bu nedenle sendikalar uzun uzadıya grev falan yapamaz.

Şu an yapılan zayıflamış sendikal ruhu kısa bir süreliğine canlandırmak.

*****************

Günün Sözü

Gemide isyan varsa sebebini aşçıya sorun.

Vikin atasözü

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları