Türk Dışişleri bu işe ne der acaba?

Yayın Tarihi: 15/12/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Geçtiğimiz gün hükümetin etkili isimlerinden biri bana "Eğer Cenevre'den çözüm çıkmazsa Türkiye, Kıbrıs'ın kuzeyini ilhak ettiğini açıklayabilir ve burasını vilayet yapabilir'' dedi. Bunun asla mümkün olmayacağını, olamayacağını ilgili şahsa söylediğimde ise "Sen de öyle san" cevabını aldım. Bu konuşmanın ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan'ın başdanışmanların biri olan Yiğit Bulut'un 24 Kasım tarihinde bir özel televizyon kanalında KKTC vilayet olur açıklaması geldi aklıma.
  • Sıkı durun şimdi. En önemlisini yazıyorum. Rum lider Anastasiadis'in önceki akşam Rum tarafında katıldığı bir televizyon programında Yunanlı bir gazeteciye Türkiye'nin ilhakını teşvik eden bir beyanatından dolayı kin kustuğunu öğrendik !!
  • Ancak Kıbrıs sorununun kelime anlamıyla son dönemece girdiğini tahmin ettiğimiz şu günlerde Türkiye'nin liderinin başdanışmanı bunu zikredebiliyorsa, benim hükümetimin bazı üyeleri bunu zikretmeye başlamışsa ve Rum kamuoyunda bu konu gündem olmaya başlamışsa ya bir yerlerde konuşulan bir şeyler var ya da laf kalabalığı yapılıyor. Aksi halde farkına varılmadan yapılan konuşmalar Kıbrıs Türk halkının, Türkiye'ye olan pozitif ilgisini ve güvenini zedelemeye doğru giden bir ortam yaratacaktır.

Soğuyan havaya inat kısa kollu t-shirtle sokağa çıkasım var. Üzerine bir de ceket atarım olur biter diye düşünüyorum. Yoğun bir yağışın ardından hava güneşli ve bir o kadar da rezil bir rüzgar var ama ben yine de kısa kollu giyip sokağa çıkmak istiyorum. Hatta hava soğuk olmasa şort giyip güneşlenebilirim dahi.

Kıbrıs sorunuyla içinde bulunduğumuz durum tam da şu an anlattığım gibi aslında. Yazının girişinde yazdıklarımı yapıyorum bu arada sadece örnek olsun diye yazmadım. Çelişkili bir durum mu peki benim yaptığım? Yalnızca çelişkili olsa bir şey değil aynı zamanda sakıncalı. Hani hasta olmak adına sakıncalı demek istiyorum.

Gelelim Kıbrıs konusuna. Cumhurbaşkanı Akıncı Cenevre'nin yollarını yeniden arşınlayacak ve bu seferki zirve ya bat ya çık olacak. Aslında ortam hiç tahmin edemediğimiz kadar gergin ve sıkıntılı. İlk önce mevcut durumun bir fotoğrafını çekelim sonra yazının girişindeki örneğe geliriz.

Zor bir süreçteyiz

Çözüme heveslendik mi? Evet heveslendik. Dün de yazdım bunu. Özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 12 Ocak'taki beşli konferansa katılacak olması hepimizi iki yönde ümitlendirdi ancak bir yönde de endişelendirmesi gerekiyor sanırım.

Birincisi; eğer zirveye Türkiye'nin garantör taraf olarak en güçlü ismi katılacaksa bu zirveden bir çözüm çıkma ihtimali yüksektir. Tayyip beyin adından bile çekiniyorlar. Öte yandan belki de Tayyip beyin sert tavrı oluşması halinde masa bir anda berhava olabilir.

Çözümsüzlük adına bu elbette ki kötü bir sonuç olur ama en azından ne olacağını artık hepimiz bilir anlarız, başımıza tarak üzerimize de bir Mont bulur giyeriz.

Ama bir ihtimal daha var ki bu konuşmanın aynısını Rum kamuoyunda da dün duyunca rahatsız oldum.

Rumlar ilhaktan hem korkuyor hem talep ediyor

Geçtiğimiz gün hükümetin etkili isimlerinden biri bana "Eğer Cenevre'den çözüm çıkmazsa Türkiye, Kıbrıs'ın kuzeyini ilhak ettiğini açıklayabilir ve burasını vilayet yapabilir'' dedi. Bunun asla mümkün olmayacağını, olamayacağını ilgili şahsa söylediğimde ise "Sen de öyle san" cevabını aldım. Bu konuşmanın ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan'ın başdanışmanların biri olan Yiğit Bulut'un 24 Kasım tarihinde bir özel televizyon kanalında KKTC vilayet olur açıklaması geldi aklıma.

Sıkı durun şimdi. En önemlisini yazıyorum. Rum lider Anastasiadis'in önceki akşam Rum tarafında katıldığı bir televizyon programında Yunanlı bir gazeteciye Türkiye'nin ilhakını teşvik eden bir beyanatından dolayı kin kustuğunu öğrendik!!

"Kıbrıs Cumhuriyeti" Devlet Başkanı Nikos Anastasiadis, "Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye tarafından ilhak edilmesi ille de çok kötü bir durum yaratmaz" diyen Yunan gazeteciye sert çıktı: "Burası senin evin değil, işgal altında olan senin evin değil!" http://www.kibrispostasi.com/anastasiadis-yunan-gazeteciye-sert-cikti-burasi-senin-evin-d

Kıbrıs Postası'nın duyurduğu bu haberde Nikos Anastasiadis, katıldığı televizyon programında, pazar günü eski Rum lider Tasos Papadapulos'un 8. ölüm yıl dönümü etkinliğinde konuşan Yunan gazeteci Angelos Syrigos'un "Bir an için Türkiye'nin ilhak kararı verdiğini düşünelim. Kuşkusuz bu gelişme iyi bir gelişme olmaz ancak adada 1974'ten beri zaten var olan durumun tezahürü olur. Bu şartlar altında şu an Kıbrıslı Türklerle müzakere ettiğimizi sanacak kadar ahmak mıyız? Kuzeyi işgal eden Kıbrıslı Türkler mi? Türkiye'dir, esas suçlu odur. Dolayısıyla olası bir ilhak kararı bizim bu gerçeklikle yüzleşmemiz açısında iyi olur" ifadelerine adeta ateş püskürdü.

Bu da demek oluyor ki Rum kamuoyunun tümünde olmasa da Türkiye'nin Kıbrıs'ın kuzeyini hem ilhak etmesi yönünde bir beklenti hem de korku olduğunu anlıyoruz. Hatta hatta Atina'da da böyle bir gündem olabilir diye düşünüyorum.

Türk Dışişleri bu işe ne der acaba?

Asla Türkiye'nin Kıbrıs'ın kuzeyini ilhak etme gibi bir politik tavrı olduğunu düşünmedim. Her ülke toprağına toprak katmaktan mutluluk duyar elbette ki ama Türkiye'de göreve gelmiş her hükümetin Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına ve özgürlüğüne ciddi bir saygısı olduğuna inanmışımdır. Hukuksal ve siyaseten mümkün olmayan bir olaydan bahsediyor olsak da Kıbrıs Türk kamuoyunun bunu sert bir dille reddedeceği de aşikardır.

Ancak Kıbrıs sorununun kelime anlamıyla son dönemece girdiğini tahmin ettiğimiz şu günlerde Türkiye'nin liderinin başdanışmanı bunu zikredebiliyorsa, benim hükümetimin bazı üyeleri bunu zikretmeye başlamışsa ve Rum kamuoyunda bu konu gündem olmaya başlamışsa ya bir yerlerde konuşulan bir şeyler var ya da laf kalabalığı yapılıyor. Aksi halde farkına varılmadan yapılan konuşmalar Kıbrıs Türk halkının, Türkiye'ye olan pozitif ilgisini ve güvenini zedelemeye doğru giden bir ortam yaratacaktır.

Halihazırda Kıbrıslı Türkleri, anavatanından soğutmak isteyen unsurlar varken bunlara ateş dökmemeye dikkat etmek gerekiyor.

Kim bilir belki de gelmiş geçmiş en iyi Dışişleri Bakanlarından biri olan Sn. Çavuşoğlu çözüme destek tazeleyip ilhak kelimesinden uzak olduklarını açıklamalıdırlar.

***************

Günün Sözü

O da senin gibi sevdi mi dediler. - İşte cevap veremediğim tek şey buydu...

Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler. - ''Vazgeçecek olsaydım sevmezdim'' dedim…

Can Yücel

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları