Anastasiadis daha gitmeden noktayı koydu

Yayın Tarihi: 23/12/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Tabii bu açıdan da bakmak lazım konuya. Anastasiadis ''Garantilerin ve Türk askerinin varlığının devamı halinde asla çözüm bulmak mümkün değil'' derken bunu görüşme masasını germek ve daha sıkı pazarlık yapmak için kullanıyorsa, asıl mesele daha fazla toprak koparmaksa, Cenevre'de garantiler ve asker konusunda geri adım atacak olursa bunu kendi kamuoyuna nasıl açıklayacak? Hani bir yandan Anastasiadis'in bunu pazarlıkta elini sıkı tutmak için yaptığı düşüncesinin daha ağır bastığını varsayalım; unutmayın ki günün sonunda olası bir çözüm için iki evet gerekiyor. Anastasiadis nasıl dönüp halkına "Kusura bakmayın bu kadar imtiyaz kopardım ama Türkiye'nin garantörlüğü ve askeri kalmaya devam edecek" diyebilir ki?
  • Anastasiadis, Türk askerinden kurtulmaktan bahsediyorsa hala ve bu olmazsa çözüm olmayacak diyorsa Cenevre soğuk bir kış tatilinden başka bir işe yaramayacak.

Rum Lider Nikos Anastasiadis Cenevre'de gerçekleşecek zirve öncesi öyle bir açıklama yaptı ki daha zirve gerçekleşemeden bu zirvenin başarısızlıkla sonuçlanacağını anlamış olduk. Bilindiği üzere bu zirveye üç garantör ülke de katılacak. Anastasiadis dünkü açıklamasında AB üyesi olan Kıbrıs'ı Türk ordusunun işgalinden ve kirliliğinden kurtaracağı açıklamasını yaptı ve ekledi: Kıbrıs Türk tarafından yapılan, Türk askeri ve garantisi olmadan Kıbrıs sorununun çözümünü görüşülmeyeceği açıklamalarına yorumu sorulan Anastasiadis, "Bu tezi tersine çeviriyor ve asker ve garantiler olursa çözüm bulmanın imkansız olduğunu söylüyorum" dedi. Kaynak: Anastasiadis: "Vatanımızı 74'ten beridir kirleten işgal ordusundan kurtaracağız."

Bakın Nikos'un açıklaması işte böyle. Açıkça ortaya koyuyor. Garantiler ve asker konusu dayatılırsa çözümün gerçekleşmesinin imkansız olacağını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Akıncı ile Nikos arasında dün gerçekleşen görüşmede neler konuşulduğunu bilemeyiz ancak Akıncı'nın dün Saray'da yaptığı konuşmada son derece gergin ve sinirli olduğunu gözlemledim.

Haa eğer her şey yolundaysa ya da kısmen her şey yolundaysa o zaman Nikos'un bu açıklamalarının anlamı ne?

Türk tarafı olarak garantiler ve asker bulundurma konusu neredeyse toprak ve mülkiyet konusundan daha önde geliyor bizim için.

Garantiler ve asker pazarlık konusu mu?

Tabii bu açıdan da bakmak lazım konuya. Anastasiadis, ''Garantilerin ve Türk askerinin varlığının devamı halinde asla çözüm bulmak mümkün değil'' derken bunu görüşme masasını germek ve daha sıkı pazarlık yapmak için kullanıyorsa, asıl mesele daha fazla toprak koparmaksa, Cenevre'de garantiler ve asker konusunda geri adım atacak olursa bunu kendi kamuoyuna nasıl açıklayacak? Hani bir yandan Anastasiadis'in bunu pazarlıkta elini sıkı tutmak için yaptığı düşüncesinin daha ağır bastığını varsayalım; unutmayın ki günün sonunda olası bir çözüm için iki evet gerekiyor.

Anastasiadis nasıl dönüp halkına "Kusura bakmayın bu kadar imtiyaz kopardım ama Türkiye'nin garantörlüğü ve askeri kalmaya devam edecek" diyebilir ki?

Garantörlük ve müdahale hakkı şart

Bir de şu açıdan bakın olaya. Diyelim her konuda anlaşıldı ve garantörlük meselesi kalktı ortadan asker de aldı silahını gitti ve bir yıl sonra 1963 yılındaki gibi iç karışıklık çıktı. Ne olacak ne yapacağız? 1963'te olduğu gibi Rum yönetimi, Türkleri isyancı ilan etmeyecek mi? Dahası bizim tarafımızdan verilecek tavizler sonra nasıl geri alınacak ve daha da önemlisini söyleyeyim, müdahale hakkı olmamasına karşın Türkiye tek taraflı müdahale eder ve askeri gücüyle hakimiyet sağlarsa yine binlerce Türk ve Rum ölmeyecek mi?

Halbuki garantörlüğün ve Türk askerinin varlığı Rumları ilahi nihai sakin tutmaya devam edecektir. Bu durum Rumlar için daha sağlıklı olmaz mı?

Toprak ve mülkiyetten ziyade her iki halkın da tek sorunu güvenlik sorunudur. Türk askeri 40 yıldır bu adada, herhangi bir Rum taşkınlık yapmadığı takdirde canından oldu mu? Hayır. Peki eğer asker olmasa kaç Türk ve Rum ölmüş olacaktı bugüne kadar?

Anastasiadis Türk askerinden kurtulmaktan bahsediyorsa hala ve bu olmazsa çözüm olmayacak diyorsa Cenevre soğuk bir kış tatilinden başka bir işe yaramayacak.

************

Kanbay'ın uyarısı fark edilmedi mi?

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Karlov'un cinayete kurban gitmesinin ardından Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay son derece önemli bir açıklama yaparak "Umarız bu kötülükler güzel adanıza da sıçramaz" dedi ve KKTC'nin kendine göre tedbirler almaya çalıştığının bilincinde olduklarını ve bazı yasal düzenlemelerin bir an önce Meclis'ten geçirilmesini ifade eden bir açıklaması oldu. Gözlemlediğim kadarıyla bir gazetemiz hariç hiçbir gazetenin ön sayfasında bu haber yer almadı. Büyükelçi Kanbay'ın bu açıklaması son derece önemli ve dikkat çekici bir açıklamaydı bence. Bir şekilde sanki hasıraltı edildi gibi geldi bana.

*********

Denktaş, Şonya'yı unuttu!

Demokrat Parti'nin kurucularından DP Eski Genel Sekreteri Bengü Şonya dün kabri başında ikinci ölüm yıl dönümünde anıldı. Ben dahil birçok seveni oradaydık. Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu haricinde hiçbir DP yöneticisinin bu anma merasimine katılmaması herkesin dikkatini çekti. Özellikle Demokrat Parti'den basına ve de yayın organları Demokrat Bakış gazetesinde herhangi bir anma mesajının yayınlanmaması da son derece üzücü oldu bence. DP Genel Başkanı Serdar Denktaş'ın eski kadim dostu Bengü Şonya için, her ne kadar kırgın ayrılmış olsalar da bir dönemki sıkı çalışma arkadaşı için bir anma mesajı yayınlanmaması hem ayıp oldu hem yanlış oldu. Vefasızlık böyle bir şey olsa gerek.

***********

Ataoğlu'nu göz tuttu

Son zamanlarda turizmde baş döndürücü atılımlarıyla ön plana çıkan Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu'nu göz tuttu. Önceki gün Meclis'teki bütçe görüşmelerinden ayrılırken yerlerin ıslak olmasıyla ayağı kayıp düşen Ataoğlu kolunu incitti. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. Fazla ön plana çıkarsanız böyle göz tutar işte Fikri bey. Bu düşme meselesinin Demokrat Parti'nin kurultayından birkaç gün önce olması dikkatimizden de kaçmadı, haberiniz olsun.

***********

Saner yeni reformlarla geliyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner çalışma hayatının kolaylaşması ve disipline edilmesi konusunda ciddi adımlar atmaya hazırlanıyor. Önceki gün kahve içmek için yanına uğradığım Saner'le yaklaşık bir saatlik bir sohbet yaptık. Her gittiğimde yeni gelişmelerle karşımda bulduğum ender siyasilerden biri oldu Ersan bey. Özellikle çalışma hayatının kontrol altına alınması konusunda ne halse önceki Çalışma Bakanlarının aklına gelmeyen ancak son derece basit ama hizmet olarak ciddi anlamda işçiye, işverene kolaylıklar, devlete ise menfaat sağlayacak yeni uygulamalara geçmek üzere.

Off the record diye konuştuğumuz için bu önemli gelişmeleri şimdilik yazmıyorum. Yakında kendisi açıklayacak ve hep birlikte "aşk olsun adama" diyeceğiz.

Ersan bey şu asgari ücreti de bir an önce belirler ve fakir iş insanını sevindirecek adımlar atarsa tek kelimeyle 2017 yılının yıldızı olacak. 1946 TL'yi İki bin liranın üzerine çıkarmak lazım…

***************

Günün Sözü

Hayat zamanda iz bırakmaz, bir boşluğa düşersin bir boşluktan. Birikip yeniden sıçramak için. Elde var hüzün.

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları