Çözüme inanç yok !

Yayın Tarihi: 16/01/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

BM Kıbrıs özel Danışmanı Eide'ye göre çözüme çok yaklaşıldı. Öte yandan yapılan açıklamalara bakıyorsunuz ortada böyle bir durum yok. Bilhassa Cumhurbaşkanı Akıncı'nın harita konusunda Rum tarafıyla yaşadığı anlaşmazlık bir kez daha teyit edilmiş oldu. Hal böyle olunca da Eide'nin çözüme çok yakınız umutluyum gibi açıklamaları bana "ya bu adam yalan söylüyor ya da kamuoyuna açıklanmayan ciddi yakınlaşmalar var ama biz bilmiyoruz" düşüncesini hissettiriyor.

Aslında Türk tarafı geldiğimiz bu noktada yapabileceklerini ortaya ne olarak koydu ve oynama sırası Rumlara geçti. Rumların tavrı durumu belirleyecek.Tabii bir çözüm olmazsa yani Rumlar yüzünden bir ilerleme kaydedilemezse başka önemli sorular çıkacak gün yüzüne. Kıbrıslı Türklerin mağduriyetini gidermek için hem Avrupa Birliği hem de BM ne yapacak?

Çünkü hem çözüm isteyeceksin hem mağdur olacaksın tavrı Kıbrıs'ın Kuzeyini AB'den daha da uzaklaştıracaktır. Belki de Türkiye'nin yakınlaştığı yere Rusya'ya yakınlaştıracaktır. İşte o zaman Kıbrıs gerçekten bölünecektir. Aynen Kore gibi Tayvan gibi..

Cenevre zirvesi 18 Ocak'ta yeniden buluşmak üzere bitti ve liderler geri döndü. 18 Ocak'taki zirve daha düşük düzeyde devam edecek. Kıbrıs'ın Kuzey'indeki genel yargı ve izlenim bu görüşmelerden herhangi bir sonuç çıkmayacağı yönünde. Sokaktaki vatandaş herhangi bir çözüm olacağına inanmıyor. Görüşmeler devam ederken sosyal medya çözüm istemeyen onlarca insanın çığırtkanlığıyla doldu taştı. Doğru olmayan birçok spekülasyon yapıldı. Günün sonunda ortada tam bir bilinmezlik var. Tabii Cumhurbaşkanı Akıncı adaya dönüp bazı konularda açıklamalar yapınca fotoğrafın rengi biraz daha belli oldu. Bu fotoğrafa baktığımızda çözümün çok ama çok zor olduğunu düşünürüm ister istemez.

ÇOK ÇELİŞKİ VAR

BM Kıbrıs özel Danışmanı Eide'ye göre çözüme çok yaklaşıldı. Öte yandan yapılan açıklamalara bakıyorsunuz ortada böyle bir durum yok. Bilhassa Cumhurbaşkanı Akıncı'nın harita konusunda Rum tarafıyla yaşadığı anlaşmazlık bir kez daha teyit edilmiş oldu. Akıncı'nın Rumların sunduğu harita ile ilgili olarak "Gerçekten kabul edilecek bir harita değil, bunu kabul edecek bir tek Kıbrıslı Türk de çıkmaz."İfadesini kullanması bile Rumların gereğinden fazla toprak istediği ya da istedikleri toprak oranında verilmesi zor bölgeleri istediklerini anlayabiliyorsunuz.

Dönüşümlü başkanlık konusunda ise metne bu ifade yazılmalı deniliyor ve en önemlisi de garantiler konusu Atina'nın ayak sürümesinden dolayı henüz aşılabilmiş değil.

Hal böyle olunca da Eide'nin çözüme çok yakınız umutluyum gibi açıklamaları bana "ya bu adam yalan söylüyor ya da kamuoyuna açıklanmayan ciddi yakınlaşmalar var ama biz bilmiyoruz" düşüncesini hissettiriyor.

Sonuç olarak ortada ciddi çelişkili açıklamalar var. Ya yakınlaşma var ya da yakınlaşma yok.

AKINCI BİZİ SATACAK

Cenevre'de görüşmeler devam ederken çözüm karşıtları tarafından koparılan en büyük yaygara da buydu. Kaç kez yazdım bir daha söylemekte fayda var; Akıncı'nın elde etmek istediği çözümşu an en sağ görüşlü insanı bile tatmin edecek tarzda bir çözümdür. Garantiler, askerin varlığı, dönüşümlü başkanlık ve dahası. Akıncı hiçbir şekilde bunlardan taviz vermiyor. Toprak ve harita konusunda da ciddi anlamda ketum davranıyor. Doğrusunu yapıyor zira Akıncı da halkın neye evet neye hayır diyeceğini iyi biliyor.

AKINCI'NIN EKİBİ ZAYIF ELEŞTİRİSİ

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Cenevre'ye taşıdığı ekibin zayıf kişilerden oluştuğu iddiası ve eleştirisi her geçen gün ağırlık kazanıyor ve toplum buna inanıyor. Tabii bu Cumhurbaşkanının kendi seçimi, zayıf mı değil mi ya da daha da güçlendirmesi mi gerekiyor buna kendisi karar verecek. Yalnız Anastasiades'ten farklı olarak Cumhurbaşkanı Akıncı geniş bir ekipten çokminimal bir ekip ile çalışmayı tercih ediyor. Aldığı kararlar noktasında çoğu zaman dominant ve yalnız hareket ettiğini ve Ankara Dışişleri ile bu süreci yürüttüğünü düşünüyorum ben.

AKINCI NE YAPSA YARANAMIYOR

Yeri gelmişken taşı gediğine koyayım dedim de içimde kalmasın. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akıncı'yı destekleyen gazeteciler belki Akıncı tarafından ya da ekibi tarafından ısrarla Akıncı'dan uzak tutuluyor. Akıncı'ya ve vizyonuna destek veren gazeteciler kelim e anlamıyla tüm görüşme sürecinden uzak tutuldu. Bunu öyle sanıyorum ki Akıncı'nın ekibinden bazı kimseler yapıyor. Belki bilinçli belki bilinçsiz. Akıncı'nın rakiplerine çalışan gazeteciler de onurlandırılıyor. Bu medyada yaygın bir görüş halini aldı. Gerek Amerika'da gerçekleşmiş görüşmelere gerek Mont Pelerin gerekse Cenevre'deki görüşmelerde Akıncı'yı desteklemiş belki bir gazeteci bulursunuz. Bu nedenle medyanın Akıncı'yı destekleyen kanadı Reisi Cumhura çok kırgın.

Cenevre'ye hükümet de gittiği bilindiği üzere. Ne yazık ki harita görmedikleri için otelde çay kahve içmeyi tercih ettiler. Hükümet eleştirildiğinde ise Hükümeti eleştirenlere en büyük destek yine Akıncı'nın görüş olarak karşısında olan gazetecilerden geldi. Akıncı'ya sahip çıkmak ise yine dışlanan medya cephesinden. Belki Cumhurbaşkanı bunları göremiyordur kolay değil başını kaşıyacak vakti yok.

Ama ben Cumhurbaşkanının bir daha aday olmayacağını tahmin ettiğimden çok da önemli bulmuyorum artık.

Bunu niye yazdım. Çünkü Cenevre'de çözüme bu kadar yakınlaşmışken çözüm lehine tek bir söz etmedi oradaki medyanın büyük bir çoğunluğu.

Hükümet mağdur Akıncı ise mağdur edeni oynamış oldu toplumun gözünde. Bu gözlemi aktarmakta fayda görüyorum.

ÇÖZÜM OLACAK MI?

Bu soruyu bir çok yazımda sorup yanıtlama ihtiyacı hissediyorum çünkü sürekli bu soruyla karşılaşıyoruz.Soranlar bir de ekliyor "sen Akıncı'ya yakınsın nedir son durum!!!".

Ortada görünen çözüm isteyen ama kolay kolay bunu yapmayacak olan bir Rum tarafı var. İsteklerinin sonu gelmiyor. Cenevre'de ilk kez ve son kez Türk tarafı gerileyebileceği ya da taviz verebileceği noktaları açık ve net bir şekilde masaya koydu. Kabul edilebilecekler de edilmeyeceklerde artık aşikar belli.

Rumlar, Kıbrıslı Türklerle bir çözüm yapmak istiyorlarsa dönüşümlü başkanlık, siyasi eşitlik, garantiler, asker gibi olguları kabul etmek zorundalar. Hani bunlar Türk tarafının son kırmızı çizgileri oldu. Ötesi yok !

Talep ettikleri toprak konusunda da Türk tarafının çok fazla bonkör olmayacağını da anladılar. Yani Türk tarafı çözüm olsun da nasıl olursa olsun, biz çözüme muhtacız öldük bittik imajını vermedi.

Aslında Türk tarafı geldiğimiz bu noktada yapabileceklerini ortaya ne olarak koydu ve oynama sırası Rumlara geçti. Rumların tavrı durumu belirleyecek.

Tabii bir çözüm olmazsa yani Rumlar yüzünden bir ilerleme kaydedilemezse başka önemli sorular çıkacak gün yüzüne. Kıbrıslı Türklerin mağduriyetini gidermek için hem Avrupa Birliği hem de BM ne yapacak?

Çünkü hem çözüm isteyeceksin hem mağdur olacaksın tavrı Kıbrıs'ın Kuzeyini AB'den daha da uzaklaştıracaktır. Belki de Türkiye'nin yakınlaştığı yere Rusya'ya yakınlaştıracaktır. İşte o zaman Kıbrıs gerçekten bölünecektir. Aynen Kore gibi Tayvan gibi..

*************

GÜNÜN SÖZÜ

Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, Benimle yeniden tanış.

PABLO NERUDA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları