Akıncı-Hükümet kavgası eksikti

Yayın Tarihi: 03/02/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Hiç düşündünüz mü bunu. Neden hükümet bu kadar Cumhurbaşkanına yükleniyor. Nedeni çok basit. Bunu daha önce de yazdım; çünkü Akıncı şu an sağ oylara da hitap eder hale geldi. Asker gitmeyecek, garantilerden taviz yok, dönüşümlü başkanlık olmazsa olmaz, haritada % 29 +, çözüm de olmazsa yolumuza KKTC ile devam ederiz. Yani hükümetin asıl rahatsızlığı Cumhurbaşkanı Akıncı'nın geliştirdiği söylemlerin aslında çözümden korkanların da yüreğine su serpmesinden ve Akıncı'nın memleketi satacak algısından uzaklaşmasından kaynaklanıyor. Akıncı'ya olası bir seçimde kim neden oy vermesin ki?
  • Bir kere Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Hükümet azınlık hükümetidir halkın iradesini yansıtmıyor değerlendirmesi son derece yanlış ve gereksiz oldu. Akıncı'ya zarar verdi bu açıklama. Günün sonunda bu ülke de parlamenter sistem var gerekli vekil desteğini alan bir oluşum ülkeyi yönetebilir. Yasalar bu hakkı veriyor meclise. Azınlık hükümeti yönetiyor olsa dahi bu ülkeyi halkın desteğini alan vekillerin desteği ile yürüyen bir hükümet var. Akıncı'nın buna saygılı olması gerekirdi. Halkın iradesi var çünkü orada. Bu nedenle duygusal olarak hükümet halk iradesini yansıtır veya yansıtmaz bunu bilemeyiz ama fiziken evet bu hükümet halkın iradesini yansıtır, çünkü nasıl ki Akıncı halkın desteği ile seçilmiştir, hükümeti oluşturan vekillerde aynı şekilde seçilmiştir.

Hani derler ya avaracı papaz sağları da gömer memleketin siyaseti aynen bu benzetmeye kayıyor. Devletin zirvesinde bir kavgadır da gidiyor. Başbakan Hüseyin Özgürgün her fırsatta Cumhurbaşkanı Akıncı'yı eleştiriyor; Cumhurbaşkanı Akıncı da sabredip, fırsat bulur bulmaz Hükümeti eleştiriyor. Her iki durum da son derece çirkin ve yanlış.

Sırayla gidelim.

Kavgayı tabii Başbakan Özgürgün başlattı. Her gün köşe yazısı yazarsanız gelişen süreçleri de unutmazsınız. Nasıl başladı peki bu gerginlik gelin ona bakalım. Aylar öncesinde ; daha Newyork zirvesine gidilmeden önce Kıbrıs sorununda pozitif anlamda bir çözüm olacağı algısı doğdu. Tabii bu algının doğmasında Cumhurbaşkanı Akıncı'nın çabası var. Yanlış bir çabaydı ama haliyle Cumhurbaşkanı da halkını olası bir çözüm için hazırlamak istedi.

Sağ ideolojiye sahip hükümette aman çözüm oluyor endişesine düşüp bir anda gerekçesiz bir şekilde Cumhurbaşkanına saldırmaya başladılar. Dayanağı olmayan onlarca şey ileri sürüldü. Derken Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çıktı KKTC'ye ziyarete geldi, telefonlar çalıştı ve Hükümetin Cumhurbaşkanına saldırısı durduruldu. Hatta hatta o günlerde ben defalarca kez Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nu konuk çağırdımsa da gelmedi.

Hükümet, Cumhurbaşkanlığındaki bilgilendirmelerde farklı kapının dışına çıkınca farklı konuştuğunu yine Cumhurbaşkanından öğrendik. Hal böyle olunca da Hükümetin bu sataşmaları puan toplamadı kamuoyunda.

Derken Kıbrıs müzakerelerinde zaman zaman beklentiler yükseldi zaman zaman düştü ve buna göre eleştirilerin dozu azaldı ve yükseldi.

HÜKÜMET NEDEN AKINCI'DAN RAHATSIZ?

Hiç düşündünüz mü bunu. Neden hükümet bu kadar Cumhurbaşkanına yükleniyor. Nedeni çok basit. Bunu daha önce de yazdım; çünkü Akıncı şu an sağ oylara da hitap eder hale geldi. Asker gitmeyecek, garantilerden taviz yok, dönüşümlü başkanlık olmazsa olmaz, haritada % 29 +, çözüm de olmazsa yolumuza KKTC ile devam ederiz.

Şimdi ben soruyorum size; Başbakan Özgürgün daha farklı mı düşünüyor bu yazdıklarımdan. Elbette ki hayır. Gerçi hükümete kalsa ada bölünsün ama bunu söyleyip de çözüm taraftarı olan sağ oyların önemli bir kısmını kaybetmek istemedikleri için biz de çözüm istiyoruz diyorlar.

Yani hükümetin asıl rahatsızlığı Cumhurbaşkanı Akıncı'nın geliştirdiği söylemlerin aslında çözümden korkanların da yüreğine su serpmesinden ve Akıncı'nın memleketi satacak algısından uzaklaşmasından kaynaklanıyor.

Akıncı'ya olası bir seçimde kim neden oy vermesin ki? Adam KKTC diyor, asker diyor, garantiler diyor. Akıncı yarın sabah bir parti kursa belki de birinci parti çıkar ya da ikinci. "Yok yahuu senda" demeyin çıkabilir.

İşte hükümetin, Akıncı'yı eleştirmesinin altında yatan asıl neden bu.

AKINCI ÇOK YANLIŞ KONUŞTU

Gelelim Cumhurbaşkanı Akıncı'nın da yanlışlarına. Bir kere Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Hükümet azınlık hükümetidir halkın iradesini yansıtmıyor değerlendirmesi son derece yanlış ve gereksiz oldu. Akıncı'ya zarar verdi bu açıklama. Günün sonunda bu ülke de parlamenter sistem var gerekli vekil desteğini alan bir oluşum ülkeyi yönetebilir. Yasalar bu hakkı veriyor meclise. Azınlık hükümeti yönetiyor olsa dahi bu ülkeyi halkın desteğini alan vekillerin desteği ile yürüyen bir hükümet var. Akıncı'nın buna saygılı olması gerekirdi. Halkın iradesi var çünkü orada. Bu nedenle duygusal olarak hükümet halk iradesini yansıtır veya yansıtmaz bunu bilemeyiz ama fiziken evet bu hükümet halkın iradesini yansıtır, çünkü nasıl ki Akıncı halkın desteği ile seçilmiştir, hükümeti oluşturan vekillerde aynı şekilde seçilmiştir.

AKINCI, NEDEN ÖZGÜRGÜN'E GÖREV VERDİ?

Şu an kamuoyunda konuşulan aynen bu sorudur. Madem ki bu hükümet azınlık hükümetidir ve halkın iradesini yansıtmıyor, neden Cumhurbaşkanı; Hüseyin Özgürgün'e hükümeti kurma görevi verdi. Vermeseydi deniliyor. Bir açıdan bakıyorum da gerçekten de doğru. Cumhurbaşkanının yetkisi var istediği herhangi bir vekile bu görevi verebilir; Özgürgün'e vermeyebilirdi. Ortada sayısı varsa doğru olan budur ya da değildir ama şimdi doğru değilse zamanında Özgürgün'e verilmesi de doğru değildi.

Bu nedenle hükümet azınlık hükümetidir halkın iradesini yansıtmıyor söyleminin üzerinden hükümeti dövmeye kalkmak Cumhurbaşkanının hem kendi kendisiyle çelişmesi anlamına gelir hem de tarafsızlık ilkesini çiğnediğini gösterir bize.

Hükümeti kesinlikle başarılı bulmuyorum; hele hele Kıbrıs sorununda geliştirdikleri karşı tezlere ancak çocuklar inanır ama günün sonunda nasıl ki Akıncı bir Liderdir; Hükümette bu ülkenin iktidarıdır. Herk iki kurumda birbirine saygı gösterip birlikte çalışması gerekiyor.

Bu olacak mı? Asla hiçbir zaman olmayacak çünkü geçmişte de olmadı.

Merhum Denktaş bey Cumhurbaşkanıyken; Derviş bey Başbakandı kavgalıydılar. Cumhurbaşkanı Eroğlu Cumhurbaşkanıyken; İrsen bey başbakandı kavgalıydılar, Sn Özgürgün de Dışişleri Bakanıydı araları bu kadronun olduğu gibi açıktı. Yani alışığız kavgalara ama artık zaman değişti beyler, zaman değişti.

Memleket gibi küçük olması dünyamız.

***********

GÜNÜN SÖZÜ

Ben sensiz de yaşarım ama seninle bir başka yaşarım

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.