Prof. Dr. Erişir: "Halkın Partisi tek umut, son şansımız"

Yayın Tarihi: 27/02/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

"Köy köy mahalle mahalle kimi zaman zaman ev ev geziyoruz. Ben benim diyen partilerin unuttuğunu görüyorum kendi insanını. Sadece seçim zamanı hatırlanan ve yalan vaatlerle kandırılan yüzlerce kardeşimizin derdini dinleme fırsatım oldu. Ne kadar da terk edilmiş bu insanlar, nasıl da yalnız bırakılmışlar, nasıl da çaresiz bırakılmışlar inanamazsın. Halkın Partisi olarak tekrar tekrar usanmadan insanımızın ayağına gittik, onlara dokunduk ve sorunlarına ortak olduk. Şu an iktidar değiliz, iktidar olsak kolayca çözülebilecek ne kadar basit sorun dinledik. Vatandaş bakanına, vekiline, hükümetine ulaşamıyor ki anlatsın derdini, derdini anlatabilen de zaten ötelenmekten başka bir sonuçla karşılaşmıyor".

"Halkın Partisi'nin hızla büyüdüğünü ve halkın umudu olduğunu net bir şekilde görüyorum. İnsanımızın bize ihtiyacı var ve ilk seçimde tek başımıza iktidar olacağımızı görüyorum. Bu sana hayal gelmesin. Birkaç kez çık bizimle gel gez ve gör. Kudret Hocaya nasıl da umut bağladılar, nasıl da güveniyorlar, nasıl da destek veriyorlar".

Esprileri, konu ve sorunlara karşı mizah üzerinden yaklaşan ve pratik çözümler anlatan bir Kıbrıslı Türk doktor Ferhat Erişir. Aslında Prof dersek daha doğru olur. Kıbrıs'ın fakir köylerinin birinden İstanbul'a adım atıp hayata sarılan ve kariyerini hızla yükselten isimlerden biri. Uzun yıllar önce tanıştığımızda "her sabah seni izliyorum, o burnu ben ameliyat edeceğim ve daha yakışıklı olacaksın" dediğinde benim narkoz fobimden haberi yoktu tabii.

ProfDr Ferhat Erişir ile pek sık görüştüğümüzü söyleyemem ama Kıbrıs Postasındaki köşe yazılarımı her gün okuyan sıkı takipçilerimden biri. Sağ ideolojiye yatkın bir dünyası var. Siyaseti ve Kıbrıs sorununu oldukça yakından takip eden ve neredeyse her akşam arkadaş toplantılarında pek çok yerde fikir işçiliği yapan bir siyasetçi diyebilirim.

Siyasetçi diyorum çünkü iktidar partilerinin göz koyduğu bu adam, ışığı Halkın Partisi'nde gördü ve Kudret Özersay ile birlikte şu an aktif siyaset yapıyor. Birçok Kıbrıslı Türkü ameliyat etmiş biri olarak neredeyse her köyde ve ilçede misafir olabileceği pek çok evi var.

Geçtiğimiz gün daveti üzerine buluşup bir kahve sohbeti yaptık. Ülkemizde yaşanan pek çok sorunun aslında çok kolay çözümlenebileceğini ve bunun modern dünyada onlarca örneği olduğunu anlattı.

Ferhat Hocayla yaptığımız söyleşinin ayrıntılarını sizlerle paylaşıyorum, keyifle okumanız dileğiyle…

"Bir zamanlar daha büyük bir nüfusumuz vardı. Birinci etken savaş ve sonrası diyelim, ikinci etken ise insanımızın bu ülkede yarınını, geleceğini görememesinden dolayı yaşadığı ciddi bir göç var. İngiltere, Türkiye ve Avustralya başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde yaşayan Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz var. Emin olun her biri vatan hasretiyle yaşıyor. Bir kulakları bir gözleri de Kıbrıs'ta ne olup bittiğindedir. Yaşanan siyasi yozlaşma, politikacıların ve iktidarların; vatandaşların menfaatini düşünmeden yıllarca yanlış yönetimlerde bulunması halen bugün gençlerimizi kendi ülkesinden kendi vatanından göç etmeye zorluyor. Benim mesleğim doktorluk, kendi mesleğimde başarılı bir profesörüm ve Türkiye'de oldukça güzel bir hayatım vardı. Halen bir ayağımız ruhumuzun bir bölümü Türkiye'de ama Kıbrıs'a olan aşkım, özlemim, vefa borcum beni buraya tam anlamıyla çekti.

Ailemle birlikte tam anlamıyla Kıbrıs'ın yeniden bir parçası olduk. Her ne kadar zaman zaman kendi ülkenize her yıl onlarca kez gelip gitseniz dahi işiniz neredeyse orada şekilleniyorsunuz. Kıbrıs'ta çözümlenmesi her geçen gün zorlaşan bir Kıbrıs sorunuyla yoğruluyoruz hepimiz. Hükümete gelen partilerin vizyonsuzlukları ve beceriksizlikleri yüzünden kötüye giden bir ekonomimiz var ki adeta düşman başına. Kapanan işletmeler, işsiz kalan onlarca genç, kaybolup giden sermayeler ve insanların neredeyse ödemesi artık imkansız hale gelen banka borçları var bu ülke de. Şimdi soruyorum sana ; ülkesini seven hangi Kıbrıslı Türk yaşanan onca soruna karşılıksız kalabilir. Siyasi bilgimiz ve görgümüz kötüleşen bu gidişatı düzeltmeyi emretti bana.

Halkın Partisi kurulduktan sonra Genel Başkan Kudret Özersay'la tanışma fırsatım oldu. Uzun uzun ülke meselelerini konuştuk, tartıştık, çözümler aradık. Kendime dedim ki Kudret Hoca ve arkadaşlarıyla bu değişime el atmam lazım. Hızla artan ve yükselen değişim rüzgarına benimde katılmam lazım, ülkeme, insanıma vefa borcumu ödemem lazım.

Şu an Halkın Partisi'nde diğer dostlarımla birlikte bir nefer gibi çalışıyorum. Köy köy mahalle mahalle kimi zaman zaman ev ev geziyoruz. Ben benim diyen partilerin unuttuğunu görüyorum kendi insanını. Sadece seçim zamanı hatırlanan ve yalan vaatlerle kandırılan yüzlerce kardeşimizin derdini dinleme fırsatım oldu. Ne kadar da terk edilmiş bu insanlar, nasıl da yalnız bırakılmışlar, nasıl da çaresiz bırakılmışlar inanamazsın. Halkın Partisi olarak tekrar tekrar usanmadan insanımızın ayağına gittik, onlara dokunduk ve sorunlarına ortak olduk. Şu an iktidar değiliz, iktidar olsak kolayca çözülebilecek ne kadar basit sorun dinledik. Vatandaş bakanına, vekiline, hükümetine ulaşamıyor ki anlatsın derdini, derdini anlatabilen de zaten ötelenmekten başka bir sonuçla karşılaşmıyor. Halkın Partisi'nin hızla büyüdüğünü ve halkın umudu olduğunu net bir şekilde görüyorum. İnsanımızın bize ihtiyacı var ve ilk seçimde tek başımıza iktidar olacağımızı görüyorum. Bu sana hayal gelmesin.

Birkaç kez çık bizimle gel gez ve gör. Kudret Hocaya nasıl da umut bağladılar, nasıl da güveniyorlar, nasıl da destek veriyorlar. O zaman bu partinin tek başına iktidar olacağına sen de inanacaksın. Vatandaş kandırılmaktan, yalandan dolandan ve en önemlisi kendi menfaatini düşünen siyasilerden bıktı usandı. Anneler babalar çocuklarını yabancı ülkelere iş gücü olarak göndermek istemiyor, yıllarca evlat özlemiyle, kaygıyla yaşamak istemiyor. Yarını güzel ve aydınlık olsun istiyor bu insanlar, yarın bir umut ışığı olsun istiyorlar. Zor şartlar altında okuttukları çocuklarının diplomada yazan mesleklerini yapmalarını istiyorlar. Yani işin özeti dostum insanca yaşamak istiyorlar ki en büyük hakları bu. Halkın Partisi vizyonu ve mevcut sorunları çözme konusunda programı oturmuş bir partidir. Üyesi hızla artan kitlesi büyüyen bir partidir. Günü geldiğinde bu parti tek başına iktidar olacak ve baş döndürücü değişimi başlatacak. O günler geldiğinde ki çok uzak değil, bu konuştuklarımızı sana hatırlatırım"…

************

GÜNÜN SÖZÜ

Bazen insanlar da ikiye ayrılır; yanınızdakiler, aklınızdakiler.

MarlynnLongston

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları