Akyener: "İstinafa gideceğiz"… Gözler Yüksek Mahkeme'de

Yayın Tarihi: 29/03/17 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
  • Mahkemeye bakan yargıçların her biri de son derece değerli ve kıymetli kişilerdir. Yasaların uygulanması konusunda oldukça adil davrandıklarından herkes emin olabilir. Bunu net bir şekilde ortaya koymak lazım. Ancak kamu vicdanı çıkan mahkeme kararını yeterli bulmadı. Ortada çok trajik bir durum var. Tabii mahkeme kararını okumadan da kelam kesmek doğru değil. Bir diğer önemli konu ise yasa dışı kürtaj olayıyla ilgili kamuoyu yeteri kadar bilgi sahibi olamadı. Bu nedenle çok ağır ithamlar dünden beri sosyal medyayı adeta sallıyor. Yargı sert bir dille eleştiriliyor.
  • Şimdi gelelim kamu vicdanının rahatsızlığına ve olayın gelişmesine. Sahipleri kim olursa olsun, özel bir hastanede yasa dışı kürtaj yapılıyor ve hastane sahipleri bu olaydan haberdar değiller? Bunun olması mümkün mü? Şu an kamuoyu bu soruyu soruyor. Neticede iddia makamı bunu ispatlayamadığı için mahkeme de haliyle bir bulgu bulmadığı için berat kararı verdi.
  • Konuyla ilgili, Kıdemli Savcı Erdinç Akyener'i arayarak dava kararını sordum, kamuoyu tepkilerini sordum. Erdinç bey "Son sözü Yüksek Mahkeme söyleyecek, dava henüz bitmemiştir, istinafa taşıyacağız" cevabını verdi. Öyle tahmin ediyorum ki kamuoyu istinaf kararından ne çıkacağını merakla bekliyor.

Uzun süredir devam eden yasa dışı kürtaj davasının sonuçlarını dün açıklandı. Mahkeme ceza yağdırdı yağdırmasına ama verilen berat kararları da kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı. Yazının başında hemen belirtmekte fayda görüyorum. Biz gazeteciyiz, mesleğimizin sorumluluklarının en başında sorgulamak gelir ama yargılamak değil. Günün sonunda mahkeme deliller ışığında bir dizi kararlar üretti. Biz ne yargıcız ne savcı ne de dava avukatlarından biri. Mahkemeye bakan yargıçların her biri de son derece değerli ve kıymetli kişilerdir. Yasaların uygulanması konusunda oldukça adil davrandıklarından herkes emin olabilir. Bunu net bir şekilde ortaya koymak lazım.

Ancak kamu vicdanı çıkan mahkeme kararını yeterli bulmadı. Ortada çok trajik bir durum var. Tabii mahkeme kararını okumadan da kelam kesmek doğru değil. Bir diğer önemli konu ise yasa dışı kürtaj olayıyla ilgili kamuoyu yeteri kadar bilgi sahibi olamadı. Bu nedenle çok ağır ithamlar dünden beri sosyal medyayı adeta sallıyor. Yargı sert bir dille eleştiriliyor.

Tüm çocuklar doğmayı ve yaşamayı hak eder

Bu tür bir yazının neresinden başlanır, nasıl devam edilir doğrusu şaşkınlık içindeyim. Bir kere bu doktorlar insanı yaşatacak diye yemin etmişler ancak para o kadar bir tatlı gelmiş ki kazandıkları onca paraya rağmen bu yasa dışı olaya ortak olmuşlar. Doğmak üzere olan bir çocuğun öldürülmesi talebine ortak olmuşlar. Her ne sebepten olursa olsun anne olmaya hazır olmayan bir kadın erken kürtaj olup bunu cinayet haline getirmemek yerine kadınlığından, annelik gibi yüce bir mertebeyi ayaklar altına alıp içlerinde de Allah korkusunu atıp Ada Hastanesi'ne gitmişler belki aracılarla belki aracısız ve bu talepleri Ada Hastanesi'nde olumlu cevap bulmuş.

Yedi aylık anne karnından alınan bu bebeklerin her biri ölü doğdu diyebilir miyiz? Böyle bir iddiada bulunabilir miyiz? Ölü doğmayan dokuz aylık, sekiz aylık, yedi aylık bebekler doğduğunda nefes alır ve ağlarlar peki Ada Hastanesi'nde canlı doğan yedi aylık bebek ya da bebekler ağladıklarında operasyonu yürüten doktor ya da doktorlar ne yaptıktan sonra bu bebekleri güvenlik görevlisine verip git bunları göm demiştir, bu diyalog nasıl yaşanmıştır acaba?

Anne karnından alınan bu bebekler nasıl bir işleme tabii tutulmuştur? Bunu yazarken bile kendimi inanılmaz kötü hissediyorum. Yedi aylık, sekiz aylık doğan bir bebek nefes almaz mı? Ağlamaz mı? Annesinin memesini aramaz mı? Tüm bunları yapan bir bebeğin başına ne gelir ki bu endişeleri ve korkuları bir anda son bulur?

Beraat kararı tepki yarattı

Dün bir avukat arkadaşımla bu davadan çıkan sonuçları konuşuyorum. "Olayı çok dikkatli değerlendirmek lazım" diye girdi söze ve ekledi: "Mahkeme kamu vicdanı tatmin olmadı diye zorla delil yaratıp birilerini hapse atamaz. Herkesin adil bir şekilde yargılanma hakkı var. Dava kararını okumadan değerlendirme yapmak çok yanlış olur" dedi.

Yazının başında da ifade ettiğim gibi; hiçbirimiz bu davanın yöneticisi ya da parçası değiliz, bu nedenle sorumsuzca yargılamak yanlış olur. Sokaktaki vatandaş bunu yapabilir ama bizim gibi ciddi bir kitle tarafından okunan gazeteciler bilmeden anlamadan yazı yazamaz, kelam kesemez, bu gazetecinin kendini yargıç yerine koyması anlamına gelir ki bu yanlış olur, ama bir konu daha var ki bunu yapmamak da bir gazeteci olarak beni rahatsız eder.

Sorgulamak!

Şimdi gelelim kamu vicdanının rahatsızlığına ve olayın gelişmesine. Sahipleri kim olursa olsun, özel bir hastanede yasa dışı kürtaj yapılıyor ve hastane sahipleri bu olaydan haberdar değiller?

Bunun olması mümkün mü? Şu an kamuoyu bu soruyu soruyor.

Neticede iddia makamı bunu ispatlayamadığı için mahkeme de haliyle bir bulgu bulmadığı için beraat kararı verdi.

Akyener: "İstinafa gideceğiz"

Konuyla ilgili, Kıdemli Savcı Erdinç Akyener'i arayarak dava kararını sordum, kamuoyu tepkilerini sordum. Erdinç bey "Son sözü Yüksek Mahkeme söyleyecek, dava henüz bitmemiştir, istinafa taşıyacağız" cevabını verdi.

Öyle tahmin ediyorum ki kamuoyu istinaf kararından ne çıkacağını merakla bekliyor.

***************

Günün Sözü

Doğruluk sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğar.

Anonim

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.