Kimler uyuşturucu kullanmıyor? El kaldırsın!

• (…) Ya da umursuzca sürat yapan bir gençle uyuşturucu kullanan bir genç arasında fark var mıdır?

Her ikisi de hatayı bilerek işliyor. Her ikisi de yaptığı hatadan bir gün öleceğini ve ailesini perişan edeceğini bilerek yapıyor; peki neden? Neden bu insanlar bu girdaba giriyor ve ölmeyi tercih ediyor ve neden devlet ve polis bunu önleyemiyor? Bu soruların bir cevabı var ve bu cevap değişmediği sürece gençler zehirlenmeye ve ölmeye devam edecek. Ne yazdığımız yazılar ne yapılan bilgilendirmeler ne verilen eğitimler işe yarayacak.

Bakınız beyler. Bir ülkede kimse devleti yenemez, devlet istemediği sürece.

Ne kadar saçma sapan bir günlerimiz var şu sıralar. Kıbrıs konusunun hareketlenmesini buna saymıyorum, zira bu ülkenin önünü açacak tek çıkış yolu en azından şimdilik Kıbrıs sorununun çözümünden geçiyor. Başbakan'ın Kıbrıslı Türkü yoktur Türk vardır açıklamasını da esefle kınamaktan başka bir şey gelmiyor elimizden çünkü Başbakan gibi siyaset bilimi okumuş birinin yapacağı bir değerlendirme değil bu. Yani bu açıklamanın üzerine uzun bir yazı yazmak bile bana açıkçası külfet geliyor. Ben kendimi Kıbrıslı Türk olarak hissediyorum, Ankara'da doğup 20 yaşında Kıbrıs'a gelip 50 yaşına erişmiş bir kardeşim de ben Ankaralıyım der Kıbrıslıyım demez. Azerbaycan'da doğup büyümüş ve Kıbrıs'a yerleşmiş bir Azeri Türkü de ben Azeriyim der. Öyle sanıyorum ki Başbakanımız bu açıklamayı milliyetçi duygulara sahip insanların bilinçaltına gönderme olsun diye yapmıştır. Ama tepki yarattı söyleyeyim.

Başbakanımız ne zaman ki sağlam bir danışman kadrosu kuracak bir gün o zaman daha güçlü ve destek görecek açıklamalar yapacak. Evet bu konuyu geçelim, dediğim gibi çok konuşmaya gerek yok bu konuda.

Asıl konu uyuşturucu sorunu. Önceki gün Lokmacı Sınır Kapısı'nda üzerlerinde uyuşturucu türevi madde bulunduran dört gencimiz tutuklandı. İçlerinde iddiaya göre meslektaşımız, abimiz ve uyuşturucu ile mücadele konusunda adeta markalaşmış bir isim olan Hasan Karaokçu'nun oğlunun da olduğu iddia edildi. Umarım ki yalan olsun. Ne yazık ki bu pis illet birçok genç tarafından kullanılmaya başlandı son zamanlarda.

Bir çocuğa ya da bir gence sigaranın da zararlarını anlatırsınız, alkolün de zararlarını anlatırsınız ama zararlı olduğunu bile bile kullanır yine de. Ben adım gibi eminim ki her baba ve anne evladını böyle bir çirkefin içinde görmek istemez ve bunun olmaması için de uğraşır. Ama kimse 24 saat çocuğunun peşinde olamaz ve gençlerin edineceği kötü çevreler bir şekilde o gençleri bu illetin içine çeker.

Devlet neden bir şey yapamıyor?

Polis teşkilatı mümkün mertebe uyuşturucu satışını ya da kullanımını engellemeye çalışıyor ama tabii ki bir yere kadar zira polis teşkilatından da zaman zaman bazı polislerin bu işlere girdiğine tanık olunuyor. Zaman zaman tutuklamalar oluyor ve böylece öğreniyoruz neler olup bittiğini.

Kimlerin kimlerin çocukları yakalanmıyor ki?! Burada ilginç olan iki nokta var.

Birincisi şu ki; bu kadar küçük bir ülkede polis neden kullananları yakalayabiliyor ama asıl satıcıları yakalayamıyor?! Bakın bu soruyu ben değil herkes soruyor ve yanıtını da veriyor…

İkincisi de; neden devletin adam akıllı bir politikası yok? Öyle ama. Devletin hiçbir zaman uyuşturucu kullanımını engellemek için ciddi bir çabası olmadı.

Peki neden?

Bu sorunun cevabını tabii ki bu ülkeyi yönetenler verecek. Devlet bu işe ağırlığını koymadığı sürece bugün komşunun çocuğu yarın da bu ülkeyi yönetenlerin çocuğu yakalanacak.

Gençler neden uyuşturucu kullanıyor peki?

Neden gençler uyuşturucu sorusunu soralım ve yanıt bulmaya çalışalım. Bu aslında insanlar neden süratli araba kullanır sorusunun cevabıyla eş değer. Daha doğrusu bunun bir tane cevabı yok. Bir kere zengin ve mutsuz bir aile yaşantısı olan gençler uyuşturucu kullanır. Zengin ve paranın bolluğundan pusulayı kaybetmiş gençler de uyuşturucu kullanır. Mutsuz ve fakir gençler de uyuşturucu kullanır ama satıcı olarak kullanılırlar tahminimce. Neticede uyuşturucu işi pahalı bir olay. Bir gencin bunu alabilmesi için parası olması lazım.

Özellikle mutsuz olan gençler arasında Hint kenevirinden öte bonzai türü uyuşturucu madde kullanımı son derece popüler oldu ve bunun yaşı 16'lara kadar düştü. İnanılmaz bir artış bu, birçok genç neredeyse Hint kenevirini deniyor, serbest olmasını dahi savunanlar var, bu yetmezmiş gibi bonzai hortladı ve kontrolsüz bir şekilde büyüyor.

Gelin görün ki devletin bu yönde de bir politikası yok.

Eee peki ne olacak? Cevabı çok basit öleceğiz dostlar. Birçok eve giren bonzai gibi uyuşturucu kullanımının da ardında gençlerin kapıldığı içinden çıkılmaz depresyon ve aşırı mutsuzluk sendromu geliyor.

Kimse kusura bakmasın ama birinci görev ailelere düşüyor, kendi çocuklarına bu konularda pür dikkat kesilmesi gereken öncelikli olarak aileler.

Peki aileler ne yapıyor, baba bir film anne bir film birçok ailede, kimse kırılmasın ama ne yazık ki aileler artık dağıldı, birbirlerine kenetlenemiyorlar ve herkes kendi hayatını yaşıyor.

Kimisi alem olsun diye deneyerek başlar kullanmaya, kimisi mutsuzdur, canı sıkkındır, amaçsız bir hayat sürer ve kullanmaya başlar. Neticede kendisine bir sebep bulur ve kullanır ve müptelası olur.

Kırmızı ışıkta geçen bir gençle uyuşturucuyu deneyen genç arasında çok bir fark var mıdır acaba?

Ya da umursuzca sürat yapan bir gençle uyuşturucu kullanan bir genç arasında fark var mıdır?

Her ikisi de hatayı bilerek işliyor. Her ikisi de yaptığı hatadan bir gün öleceğini ve ailesini perişan edeceğini bilerek yapıyor; peki neden?

Neden bu insanlar bu girdaba giriyor ve ölmeyi tercih ediyor ve neden devlet ve polis bunu önleyemiyor?

Bu soruların bir cevabı var ve bu cevap değişmediği sürece gençler zehirlenmeye ve ölmeye devam edecek. Ne yazdığımız yazılar ne yapılan bilgilendirmeler ne verilen eğitimler işe yarayacak.

Bakınız beyler. Bir ülkede kimse devleti yenemez, devlet istemediği sürece.

**************

Günün Sözü

Aslında kadın; erkeğin beğenen bakışlarından çok, hemcinsinin kıskançlık dolu bakışlarını görünce, güzel olduğundan emin olur.

Pablo Neruda