Greve giden cerrah ve can pazarı

Yayın Tarihi: 19/04/17 07:30
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Bildiğiniz gibi dün Gazimağusa'da çok trajik bir cinayet yaşandı ve bir vatandaş karısını bıçaklayarak öldürdü sonra da kendi kendini bıçakladı. Her iki vaka da hastaneye getirildiğinde kadın hayatını kaybetmişti ama suçu işleyen koca henüz hayattaydı. Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre; doktorlar, özellikle cerrahlar dün grevde olduğu için kendi kendini bıçaklayan koca az kalsın hayatını kaybediyordu. Kendini bıçaklayan koca Gazimağusa aciline getirildiğinde hastaya müdahale edecek cerrah grevde olduğu için ilk müdahaleyi bir anestezi doktoru yaptı sonrasında ise Gazimağusa'nın tanınmış doktorlarından Dr. Hasan Kunter acilen hastaneye getirtilerek tedavinin devamını yapması ve hastanın müşahede altına alınmasını sağladı.

Tıp-İş'in dün eylemi vardı ve bu eyleme destek veren başka örgütler de oldu. Peki neydi bu eylemin gerekçesi? Oturup fotoğrafı iyi incelediğinizde eylemin perde gerisinde ikinci iş yasağının yattığını görürsünüz. Tıp-İş bu eyleminde haksız mı? Hayır haklılar, haklı oldukları noktalar var tabii. Örneğin doktor sıkıntısı olduğu doğru, yeterli ilaç olmadığı da doğru, hastanelerin henüz beklenen iyileştirmelere kavuşmadığı da doğru. Sıla hanım ortaya koyduğu tüm bu gerekçelerde haklı.

Ama ister istemez aklıma bazı sorular geliyor. Sıla hanım entelektüel kimlik seviyesi yüksek bir insandır. Cevaplarsa sevinirim.

Doktor sayısı az, yani yeterli doktor yok. Peki mesai saatinde özel hastanelerde iş yapan doktorlar olduğu iddia ediliyor, kendisi bir disiplin soruşturması başlattı mı bu konuyla ilgili?

Bilmediğim için soruyorum bakın, kimse yanlış anlamasın.

Siyasi kimliği kendisini bağlar ama CTP'li bildiğim kadarıyla. Son derece de saygı duyuyorum, bu ülkeye konuşma özgürlüğü kazandıran bir partinin ideolojisini taşıyor.

Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu olduktan sonra defalarca kez hastanelerin içler acısı durumda olduğunu ve bugüne kadar kendinden önceki bakanların belki de imkansızlıklar nedeniyle ama şu nedenle ama bu nedenle doğru düzgün hiçbir şey yapmadıklarını anlattı bana. Sucuoğlu bakan olduğundan bugüne çok ciddi iyileştirmelerin de yapıldığı bir gerçek.

Benim ikinci merak ettiğim, CTP'li bakanlar döneminde neden Tıp-İş bu kadar sert eylemler yapmadı?

Serbest çalışan hekimlerden hizmet alımını kim engelledi?

Devam edelim. Bu anlatacağım diyalog benim önümde gerçekleştiği ve bunu daha önce kaleme aldığım için bir daha yazma ihtiyacı hissediyorum. Sağlık Bakanı Sucuoğlu, Serbest çalışan hekimlerden uzunca bir süre önce hizmet almayı düşündüğü söylemişti ve Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu ile bizzat benim önümde konuşup fikir birliğine varmışlardı.

Sonra bakan ne olduysa oldu bundan bir şekilde vazgeçti.

Acaba diyorum bunda Tıp-İş'in bir baskısı olabilir mi?

Bakın Faiz bey benim kadim dostumdur, kendisini de çok severim ama net bir şekilde soruyorum bunu işte, isteyen cevabını versin. Tıp-İş, Sağlık Bakanı'na serbest doktorlardan hizmet alımı olmaması konusunda baskı yaptı mı yapmadı mı?

Lütfen bunu açıklayın, herkes doğrusunu eğrisini öğrensin. Hani doktor eksiği var diyorsunuz ya ondan soruyorum.

Gerçekten doktor eksiği var mı?

Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu'nu aradım dün ve sordum. Doktor eksiği var mı dedim? Dr. Gardiyanoğlu resmi rakam vereyim sana öyleyse dedi ve ekledi: "CTP-DP hükümeti döneminde istifa ve emekli olanlar dahil 34 doktor ayrıldı, 10 doktor sisteme giriş yaptı. Son olarak da UBP-DP hükümeti döneminde yine istifa ve emekliler dahil 15 kişi ayrıldı, 60 doktor giriş yaptı. Doktor eksiği var diyerek kimi kandırıyorlar?"

Dr. Gardiyanoğlu'na neden devlet hastanelerinde hizmet veremediklerini sordum, aldığım cevap ise ilginçti: "Tıp-İş, biz serbest çalışan hekimlerin devlette hizmet vermesini istemiyor ve engelliyor."

Dr. Gardiyanoğlu'nun cevabı ve iddiası bu yönde. Bir gazeteci olarak soruyorum ben; bu iddia doğru mu?

Eğer doğruysa hastanede doktor eksikliği Tıp-İş yüzünden oluyor diye düşünmek zorunda kalacağım.

Hekim Yasası'ndaki revizyon ikinci iş yasağı için mi?

Bir başka önemli konuda Tıp-iş'in Hekimler Yasası'nın değişmesini istemesi. Bunu da araştırdım ve Gardiyanoğlu'na da sordum; "Orada yapılmak istenen tek şey doktorlara ikinci iş yasağının kalkmasından başka bir şey değil" dedi.

Cerrah grevde, yaralıya anestezi doktoru müdahale etti

Bildiğiniz gibi dün Gazimağusa da çok trajik bir cinayet yaşandı ve bir vatandaş karısını bıçaklayarak öldürdü sonra da kendi kendini bıçakladı. Her iki vaka da hastaneye getirildiğinde kadın hayatını kaybetmişti ama suçu işleyen koca henüz hayattaydı. Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre; doktorlar, özellikle cerrahlar dün grevde olduğu için kendi kendini bıçaklayan koca az kalsın hayatını kaybediyordu. Kendini bıçaklayan koca Gazimağusa aciline getirildiğinde hastaya müdahale edecek cerrah grevde olduğu için ilk müdahaleyi bir anestezi doktoru yaptı sonrasında ise Gazimağusa'nın tanınmış doktorlarından Dr. Hasan Kunter acilen hastaneye getirtilerek tedavinin devamını yapması ve hastanın müşahede altına alınmasını sağladı.

Nasıl olur da cerrahlar yaralı bir hastaya müdahale etmek yerine grev yapar?

Bunlar yanlış şeyler, üzücü şeyler ve doktorların hak arayışını zayıf kılan durumlar…

Doktorlar istifa etmez

Son olarak şunu söylemek lazım. Umarım Sağlık Bakanlığı ile Tıp-iş arasındaki sorunlar giderilir, hatta mademki doktor azlığı var umarım Sağlık Bakanlığı, serbest çalışan hekimlerden hizmet alımı yapar ve doktor sıkıntısı da çözülür ama ikinci iş yasağı uygulamaya başladıktan sonra göreceksiniz ki birkaç doktor dışında hiç kimse istifa etmeyecek. Hele hele yıllarını devlette geçirmiş, dolgun maaş alan ve emeklilikle birlikte güzel ikramiye alacak bir doktor asla istifa etmez.

Çok kalmadı birkaç ay sonra birlikte yaşayıp göreceğiz.

****************

Günün Sözü

"Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu, başkasının merdiveninden çıkmanın ne denli zor olduğunu göreceksin."

Dante

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları