Lider evine döndü...

Yayın Tarihi: 22/05/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Son bir haftada yaşananlar adeta Tanrı'nın eline kalemi alıp kırılan yerleri yeniden çizme müdahalesi gibi geliyor bana.

İşte ben tüm bu yaşananları Erdoğan'ın yeniden doğuşu olarak değerlendiriyorum. Çünkü son bir hafta yaşananlar Tayyip beyin Türkiye'yi yönetmek adına siyasetin kapısından girdiği günleri çağrıştırıyor.

Kendimce uzun sayabileceğim bir yurt dışı tatilinin ardından ve fazlasıyla zorlu bir uçak yolculuğunun ardından yeniden memleketimde olmak gibisi yok. Kıbrıs konusunda malum tıkanıklıklar devam ededursun bu konuya da hafta içi değineceğiz. Bu hafta oldukça malzeme var elimde. Hatta kabine değişikliği de buna dahil.

AK Parti Genel Kurulu'nu yaptı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden AK Parti'nin genel başkanı oldu. Öyle inanıyorum ki hem AK Parti için hem de Türkiye için çok daha hayırlı bir gelişmedir bu durum.

Günün sonunda Türkiye tek bir kişi tarafından en doğru şekilde yönetilmeli. Başbakan Binali Yıldırım bu görevi başarıyla yerine getirdi ve aslolana yani Usta'ya devretti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan olduğu günden Cumhurbaşkanı olduğuna güne değin Türkiye tek kelimeyle olduğu yerden çok daha ileriye götürdüğünü bazı kesimler kabul etmek istemese de hepimiz biliyoruz.

Uzun uzadıya kaleme alacak değilim ama Erdoğan'dan önce sanki de Türkiye güllük gülistanlık bir memleketti, Türk lirası avro ve dolar karşısında aşırı değerliydi ve terör yoktu havasında politika yapan sığ bir muhalefet ve sığ görüşler var Türkiye'de.

Türkiye, Avrupa'nın parmağında oynattığı bir ülkeyken şimdi müsaadeyle girip çıkan bir topluluk oldu. Eskiden de darbe denemeleri vardı Türkiye'de şimdi de var. Yani Erdoğan'ın gelişiyle baş gösteren bir mesele değil bu durum.

Tabii bundan sonrası çok önemli çünkü gerek Avrupa Birliği'nin gerekse Amerika'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la uğraşması bitmeyecek. Bir başka darbe denemesi artık kolay değil, zira hem askerin içinde hem de poliste derin bir temizlik yapıldı yapılıyor. Keza yargı da buna dahil. Tabii Sn. Erdoğan'ın yeni MYK'sında bazı isimleri devre dışı bırakmasına baktığımızda öyle anlıyoruz ki AK Parti içinde de FETÖ'nün uzantısı olan isimler kadro dışı bırakılacak. Ya da biz böyle sanıyoruz çünkü bu yönde bazı iddialar var.

Türkiye ekonomisi güçlenmeli

Şu an için Türkiye'de ekonomik koşullar, dış güçlerin Türk lirasının değerini düşürmekle sarsmaya çalışıyor. Düşünsenize bugün Avrupa'da bir avro almak istiyorsanız ödemeniz gereken lira karşılığı 4,277. Uçurumlar var. Türkiye'nin yönetimini ele geçiremeyenler ekonomisini zayıflatmayı deneyecek bu sefer. Buna AK Parti hükümetinin hazır olması lazım.

Herkese bir Erdoğan şart.

Erdoğan'a güvenin

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ideolojisini sonuna kadar destekliyorum; desteklemeyenlere de saygım baki. Erdoğan'a karşı makul eleştirileri de anlamak lazım ama keşke Erdoğan'ın Türkiye'ye verdiği hizmetleri Atatürk ve Özal'dan sonra bir başka Allah'ın kulu da verebilmiş olsaydı.

Bunun duygusallıkla alakası yok. Türkiye bugün Erdoğan sayesinde tek kelimeyle başarılı ve sözü geçen bir aktör oldu. Türkiye iç savaşta diyenler de var ama kimse Amerika'nın kendi iç savaşından bahsetmiyor. Her gün okullarda çıkan silahlı çatışmaları konuşmuyor ya da Amerika'nın tarihi boyunca başarısız olduğu onlarca savaş denemesini ya da kimse AB'nin dağılmak üzere olduğunu konuşmuyor ya da Rusya'nın aşırı fakir bir ülke olduğunu, Yunanistan'ın ve Rum tarafının battığını kimse konuşmuyor.

Demem o ki sorun ve karmaşa her ülkede var.

Elbette ki yanlışları olan bir lider, yeri geldikçe onları da defalarca kez yazdım, okuyanlar bilir ama bakın lider diyorum. Örneğin Turgut Özal bir liderdi, Türkiye'nin önünü açtı. Fazla açmaya kalkınca uzun yaşamasına izin vermediler. Recep Tayyip Erdoğan'a da aynısını yapmaya kalktılar ama başaramadılar.

Tayyip bey 2001 yılında Türkiye'yi yönetmek adına kapıyı açıp içeriye girdiğindeki yılları geldi aklıma İsrail ile Rusya ilişkileri normalleşince. Komşularla sıfır sorun diyordu, AB ile ilişkileri düzeltme noktasında ciddi çabalara imza atıyor, Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm olması için dönemin Cumhurbaşkanı Talat'a ve CTP'ye inanılmaz destek veriyordu.

Sonra zamanla Tayyip bey gereğinden fazla başarılı olunca birileri yeter gitsin bu adam dedi ve var olma savaşı verdi aslında, belki de herkesle her şeyle ilişkilerin gerilmesinin temel nedenleri bundandır.

Son bir haftada yaşananlar adeta Tanrı'nın eline kalemi alıp kırılan yerleri yeniden çizme müdahalesi gibi geliyor bana.

Demem o ki son bir haftadır yaşananlar adeta Türkiye'nin lehine çalıştırmaya başladı çarkları. Bunu doğru okumak lazım.

İşte ben tüm bu yaşananları Erdoğan'ın yeniden doğuşu olarak değerlendiriyorum. Çünkü son bir hafta yaşananlar Tayyip beyin Türkiye'yi yönetmek adına siyasetin kapısından girdiği günleri çağrıştırıyor.

Erdoğan'a herkesin ihtiyacı var

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gitmesi için uygun koşullar AK Parti'nin oy kaybettiği ve muhalefetin AK Partisiz bir hükümet kurabilecek koşulları yarattığı zaman bile Türkiye'deki muhalefet bu hükümeti kurmadı. Yeni bir hükümet kurarak adeta AK Parti'yi bitirebilirlerdi, onlarca dava dosyala bilirlerdi ama yapmadılar. İşte bu nedenle ben Türkiye'deki muhalefeti de samimiyetsiz buluyorum.

Türkiye artık yönetilmesi kolay bir ülke değildir. Açılımları olduğu gibi ciddi sorunları da vardır ve bu sorunları Erdoğan gibi bir liderden başka çözecek biri de yok.

Şu an siyaset sahnesinde Tayyip bey olduğuna göre de bu yol Tayyip beyle yürünecek ve Türkiye'nin sorunları azaltılacak. Azaltılamaz mı? Türkiye bölünecek mi? Türkiye bölünmez, Erdoğan orada otururken herkes rahat olsun Türkiye bölünmez.

Beyler; Tayyip bey gitsin diye yapılmadık iş kalmadı ve tüm bu yaşanan sorunlar bence Tayyip beyin gerek Türkiye gerekse KKTC'ye olan ilgisini istemeden de olsa düşürdü.

Bu saatten sonra hem Kıbrıs'taki çözümün yolu açılacak ve yatırımlar artacak hem de Türkiye ekonomik anlamda büyüyecek.

Rum lider Nikos'un Kıbrıs sorunu bitmeli diye yaptığı dünkü açıklamanın perde gerisini iyi okuyun. Dünyanın mimarları resmi yeniden çiziyor.

Picasso'ya ait olduğunu bilmediğiniz bir tablo size önemli gelmezken Picasso'ya ait olduğunu bildiğiniz fotoğraf her nedense herkeste bir hayranlık oluşturur. Fotoğrafa iyi bakın derim…

***********

Günün Sözü

Seni dişlerinde elma kokusu, seni kaburgamın altın parçası, bir daha hangi ana doğurur bizi.

Ahmed Arif

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları