Zirve tıkanıp bitebilir!

Yayın Tarihi: 30/06/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Türkiye'nin asker konusunda BM'ye ve Rum tarafına yaptığı öneri Rum tarafından reddedildi. Yapılan öneride anlaşma olması halinde Türkiye adadaki askeri varlığının %80'ini geri çekecek ve iki dönem Türk lider ülkeye başkanlık etmesi ve hiçbir sorun oluşmaması halinde tamamen askerini çekebileceğini açıklamıştı ancak gelin görün ki Rum tarafı bu öneriye de hayır dedi ve bununla da kalmayıp AB garantisi dışında hiçbir garantiyi de kabul etmeyeceklerini açıkladı. İlk bakış da zirvenin bir haftanın sonunda kopacağı izlenimine kapılıyorsunuz. Tabii daha işin başında olup pazarlıklara da tutuşulabilir. Bunu da göz ardı etmemek lazım.
  • Saçmalamalarıyla ün yapmış olan bir Yunan siyasetçi Kocias. Ancak Crans Montana zirvesi başladı başlayalı Rum tarafını adeta topa tuttu diyebiliriz. Masum Kıbrıslı Türklere saldırmasıyla ün yapmış ELAM terör örgütünün ortadan kalkması gerektiğini ve bunun demokratik yollarla yapılması gerektiğini açıkladı. Hatta "Yunanistan da biz de ELAM gibi örgütlerle karşılaşıyoruz ve asla prim veriyoruz" diyerek Rum lider Nikos'a adeta taş attı ve Anastasiadis'e "ELAM'a sen yüz veriyorsun ve güvensizlik yayılmasına neden oluyorsun" demek istedi.

Türkiye'nin asker konusunda BM'ye ve Rum tarafına yaptığı öneri Rum tarafından reddedildi. Yapılan öneride anlaşma olması halinde Türkiye adadaki askeri varlığının %80'ini geri çekecek ve iki dönem Türk lider ülkeye başkanlık etmesi ve hiçbir sorun oluşmaması halinde tamamen askerini çekebileceğini açıklamıştı ancak gelin görün ki Rum tarafı bu öneriye de hayır dedi ve bununla da kalmayıp AB garantisi dışında hiçbir garantiyi de kabul etmeyeceklerini açıkladı.

İlk bakışta zirvenin bir haftanın sonunda kopacağı izlenimine kapılıyorsunuz. Tabii daha işin başında olup pazarlıklara da tutuşulabilir. Bunu da göz ardı etmemek lazım.

İngiliz üsleri ve Türkiye'nin garantörlüğü

Rumlar Türkiye'nin garantörlüğünü istemiyor keza Yunanistan da öyle ve dünkü zirvede bu ifade edildi. Ancak ortaya buna mukabil İngiliz üsleri gündeme geliyor. Kıbrıs'ta İngiltere'nin iki tane üssü var ve en önemlisi bu üsler AB toprağı değil. İngiltere bu üslerden hiçbir şekilde feragat etmeyecek. Hal böyleyken neden Türkiye'nin askeri ve garantisi ortadan kalksın.

Her ne kadar İngiltere üslerden feragat edeceğini zaman zaman ifade etse de bunda samimi olmadıklarını hepimiz biliyoruz.

Tabii ortaya atılan farklı öneriler de var. Örneğin Rum tarafı Türk askerini hiçbir şekilde adada görmek istemiyor. Cumhurbaşkanı Akıncı 15 yıl asker burada olsun ve garantiler devam etsin, üç seçim yaşayalım bakalım görelim ne olacak sonra bakarız yönünde bir açıklaması olduğu iddia ediliyor.

Türkiye ise İngiliz üslerini işaret ederek hiçbir şekilde asker ve garantörlük olayından vazgeçmeyeceğini açıkladı.

Yine belirtmekte fayda var. Garantörlükten vazgeçme hakkı ancak garantör ülkelerin hakkında saklı bulunuyor. Sonuçta bu hak bir antlaşma ile elde edildi ve Türkiye vazgeçmediği sürece kimse bu hakkı Türkiye'nin elinden alamaz.

İşte tüm bu karmaşa içinde Kıbrıs müzakere sürecinde çıkmaz giderek aşılmaya çalışılıyor ama aşılsa dahi sanki var olan samimiyet artık yok ve başka yeni krizlerle bozulacak gibime geliyor. Belli oldu ki yanardağ tekrar tekrar daha patlayacak. Yıllar önce Talat patlatmıştı o yanardağı fakat çözüm başarısı elde edilememişti. Uzun bir aradan sonra Cumhurbaşkanı Akıncı, kaleciyle karşı karşıya geldi, bakalım gol olacak mı sonuç? Eğer gol olursa Rum tarafıyla beraberliği yakalayabileceğiz. Bu bir galibiyet mücadelesi değil tabii ki eşitlenebilme başarısı olacak.

Tabii süreç her ne kadar doludizgin gidiyor havasında olsa dahi kaygılarla dolu bir süreç bu ve bu sefer yalnızca Rumların hayır deme riski yok aynı oranda ikna edilmesi gereken bir de Türk kamuoyu var. Kıbrıslı Türklerin eveti çantada keklik değil ya da bu sefer bir önceki referandumda olduğu gibi güçlü bir evet çıkmama ihtimali var.

Kıbrıslı Rumların olduğu kadar Kıbrıslı Türklerin de ciddi anlamda kaygıları var.

Şu anki heyecandan ve bir kez daha çözüm umudu yakalama telaşından bu söylediklerim görülmüyor ya da görülmek istenmiyor. Zira şu an önemli olan referanduma gidilebilecek bir metni ortaya çıkarabilmek; en azından Annan Planı'nın da ötesine gidebilmek.

Sonuç olarak ikna edilmesi kolay olan Kıbrıslı Türkler… değil mi?

Kocias taraf mı değiştirdi?

Saçmalamalarıyla ün yapmış olan bir Yunan siyasetçi Kocias. Ancak Crans Montana zirvesi başladı başlayalı Rum tarafını adeta topa tuttu diyebiliriz. Masum Kıbrıslı Türklere saldırmasıyla ün yapmış Elam terör örgütünün ortadan kalkması gerektiğini ve bunun demokratik yollarla yapılması gerektiğini açıkladı. Hatta "Yunanistan da biz de ELAM gibi örgütlerle karşılaşıyoruz ve asla prim veriyoruz" diyerek Rum lider Nikos'a adeta taş attı ve Anastasiadis'e "ELAM'a sen yüz veriyorsun ve güvensizlik yayılmasına neden oluyorsun" demek istedi.

Çözüm olacak mı?

Bu soruyu birçok yazımda sorup yanıtlama ihtiyacı hissediyorum çünkü sürekli bu soruyla karşılaşıyoruz. Soranlar bir de ekliyor "Sen Akıncı'ya yakınsın nedir son durum!!!"

Ortada görünen çözüm isteyen ama kolay kolay bunu yapmayacak olan bir Rum tarafı var. İsteklerinin sonu gelmiyor. Cenevre'de ilk kez ve son kez Türk tarafı gerileyebileceği ya da taviz verebileceği noktaları açık ve net bir şekilde masaya koydu. Kabul edilebilecekler de edilmeyeceklerde artık aşikar belli.

Rumlar, Kıbrıslı Türklerle bir çözüm yapmak istiyorlarsa dönüşümlü başkanlık, siyasi eşitlik, garantiler, asker gibi olguları kabul etmek zorundalar. Hani bunlar Türk tarafının son kırmızı çizgileri oldu. Ötesi yok !

Talep ettikleri toprak konusunda da Türk tarafının çok fazla bonkör olmayacağını da anlamış olmalılar. Yani Türk tarafı çözüm olsun da nasıl olursa olsun, biz çözüme muhtacız öldük bittik imajını vermedi.

Aslında Türk tarafı geldiğimiz bu noktada yapabileceklerini ortaya ne olarak koydu ve oynama sırası Rumlara geçti. Rumların tavrı durumu belirleyecek.

Tabii bir çözüm olmazsa yani Rumlar yüzünden bir ilerleme kaydedilemezse başka önemli sorular çıkacak gün yüzüne. Kıbrıslı Türklerin mağduriyetini gidermek için hem Avrupa Birliği hem de BM ne yapacak?

Çünkü hem çözüm isteyeceksin hem mağdur olacaksın tavrı Kıbrıs'ın Kuzeyini AB'den daha da uzaklaştıracaktır. Belki de Türkiye'nin yakınlaştığı yere Rusya'ya yakınlaştıracaktır. İşte o zaman Kıbrıs gerçekten bölünecektir. Aynen Kore gibi Tayvan gibi…

*************

Günün Sözü

Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış.

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.