Tek bölge seçime hazır değiliz

Yayın Tarihi: 09/08/17 08:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
  • Tek bölge seçim sisteminin artıları da eksileri de olacaktır. Burada asıl mesele Kıbrıs Türk seçmeninin demokrasiyi hazmedebilme meselesidir. Yani partizanlıktan şikayet ederken benim hakkım yendi diye feryat ederken ve hakkının teslim edilmesini isterken aslında kendisinin de bir başkasının hakkını yemeye talip olduğunu fark etmemesidir. Meclis'e kalite getirelim derken alışkanlıklarımızı nasıl terk edeceğiz doğrusu merak ediyorum.
  • Herhangi bir vekile başka bölgelerden operasyon düzenlenip kaybetmesi sağlanabilecek. Örneğin Derviş Eroğlu kendisine ihanet eden vekillere yeni oy kullanma sistemi sayesinde seçim kaybettirebilecek. Mesela Lefkoşa'da kendisine ihanet ettiğini düşündüğü bir vekile yalnızca Lefkoşa'da değil artık ülkenin dört bir yanından darbe vurabilecek.
  • Memleketine gerçekten faydası dokunabilecek bir vekil seçilemeyebilecek. Yine bir örnek verecek olursak, mesela iyi işler yapan bir sağlık bakanı yurdum insanını memnun etmek zor olduğundan seçim kaybedebilecek.

Seçim ve Halk Oylaması Yasası geçti; geçti geçmesine ama kimse de öyle pek bir heyecan olmadı. Uzun zamandır gündem de olan çarşaf liste meselesine tüm partiler sanki çok hayrın bir olaymış gibi aslında isteksiz bir şekilde evet dediler. Meclis'teki milletvekillerinin çok azı seçilmeme kaygısı yaşıyor ancak vekillerin büyük bir çoğunluğunun seçilme kaygısı büyük. Çarşaf liste olduğu zaman ki artık çarşaf liste, tek seçim bölgesi, adını her ne koyarsanız koyun işte böyle olunca artık Güzelyurt'taki milletvekilinin Karpaz'ı ya da İskele'yi de gezmesi gerekiyor.

Düşünsenize bu bir bakıma hem iyi hem de kötü. Örneğin UBP Güzelyurt Milletvekili işini gücünü bırakacak zaten kendi bölgesinde işi zor; köy köy gezecek, kendini anlatacak, tanıtacak. Biter mi bu seçim gezileri, bitmez. Bu kötü olan yanı. Kaldı ki bir kötü yanı daha var çarşaf listenin. Düşünsenize Girne Milletvekili bir siyasi kendi bölgesinde çok sevilen ve kendi bölgesini layıkıyla temsil etmiş bir vekil. Bu vekili kendi aday arkadaşları da dahil olmak üzere diğer partilerin adayları da seçim kaybetmesi için uğraşacak ve diğer ilçelerden kendisine tercih gelmesini engelleyebilecekler. Hal böyle olunca da Girne'de hizmet etmiş, sevilen sayılan ve ülkeye faydası olacak söz konusu aday seçimleri kaybetme tehlikesi yaşayabilecek. Yani bu iş aslında biraz sakat.

Halbuki bölgeciliğin bir diğer artısı, bölge halkının seçtiği vekili cezalandırma ya da ödüllendirme imkanının daha kolay olmasıydı.

Bir gazeteci olarak ben dahi filanca partinin İskele bölgesi adayını tanıyamayabilirim, Gemikonağı'nda oturan adam nasıl tanıyacak ki oy versin?

Anlıyor musunuz çarşaf listenin sıkıntılarını?

Demokrasi adına güzel bir gelişme ama bizim ülkede değil

Örneğin CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman'ın açıklamasına bakalım. Tufan hoca demokrasi adına güzel bir gelişme olarak değerlendiriyor çarşaf listeyi ancak bazı bölgelerden de vekil çıkmayacağını ifade ediyor. Belki bu cümlelerin altını doldurmak lazım. Başkanlık sisteminin yaygın olduğu ülkelerde daha verimli sonuçlar verebilir çarşaf liste tarzı oy kullanma metotları. Ancak az önce izah ettiğim en basitinden bir örneği tekrardan hatırlatacak olursam, birçok seçilmesi ülkeye faydalı olacak vekilin seçilmeme durumunun doğması kaçınılmaz olacaktır.

Diğer yandan yok mu faydaları çarşaf listenin, en azımdan benim aklıma bir tane geliyor. Bölgesinden vekil seçildikten sonra bakan olup da hem kendi bölgesine hem de memleketin geneline hizmet etmeyen bir vekil bir daha ne vekillik yüzü ne bakanlık yüzü göremeyecektir.

Bu tarz bir seçim sistemi getirilirken aslında murat edilen bölgeciliği ve adam kayırmayı ortadan kaldırmaktı. Bir bakıma faydalı da olacak belki ama dediğim gibi Güzelyurt'taki bir vekil Mağusa'dan çok sert bir operasyona uğrayıp seçimi kaybedebilecek ya da kazanabilecektir.

Çarşaf listenin eksileri ve artıları

Gelin çarşaf listenin eksilerini ve artılarını öngörülerimize göre bir daha inceleyelim. Önce artılarından başlayım. Öyle sanıyorum ki daha yazmadan eksileri artılarından daha fazla gibi geliyor bana. Tabii yalnızca vekil olmayı isteyen siyasetçiye değil ülkeye de etkisini görme şansımız olacak.

Adaya ve ülkeye artıları

  • En bilindik birinci neden bakan olmuş bir vekilin kendi seçildiği bölgeye yönelik adam kayırmacılık yapamayacağı bir ortam doğacak. Örneğin bir eğitim bakanı Girne'deki bir tanıdığına geçici öğretmen kadrosu verirken İskele'dekini ya da Magosa'dakini önemsememezlik yapamayacak. Belki bu vesileyle eşitlik gelecek pek çok konuda.
  • Örneğin bir sağlık bakanı sadece Lefkoşa ve köylerinin sıkıntılarıyla değil, Karpaz, Esentepe ya da Tatlısu'daki eksiklikleri de önemsemek durumunda kalacak. Aksi takdirde yardımın gitmediği bölgeler "bakanın ne hayrını gördük da oy vereceyik?" deyip bakana oy vermeyip seçilmesini engelleyebilecekler. İlgili bakan kendi bölgesinde istediği kadar güçlü olsun.
  • Bir ihtimal düzen ve adalet gelecek.
  • Lider sultası zayıflar.
  • Ilımlı siyaset hakim olabilir.
  • Bakanlar ve vekiller gerçekten kibarlaşmak zorunda kalır, samimiyetsizliği ortadan kaldırabilir.
  • Katılımcı ve örgütlenmiş demokrasi.
  • Halk adına hükümeti denetleyen bir Meclis.

Adaya ve ülkeye eksileri

  • Kendi bölgesinde teşkilatçı, örgütçü, partizan olan bir vekil ya da bakan bu durumdayken kendi çöplüğünün kralıdır sonunda ama tek seçim bölgesi sonrasında bu kral kapıcı olabilecek.
  • Herhangi bir vekile başka bölgelerden operasyon düzenlenip kaybetmesi sağlanabilecek. Örneğin Derviş Eroğlu kendisine ihanet eden vekillere yeni oy kullanma sistemi sayesinde seçim kaybettirebilecek. Mesela Lefkoşa'da kendisine ihanet ettiğini düşündüğü bir vekile yalnızca Lefkoşa'da değil artık ülkenin dört bir yanından darbe vurabilecek.
  • Memleketine gerçekten faydası dokunabilecek bir vekil seçilemeyebilecek. Yine bir örnek verecek olursak, mesela iyi işler yapan bir sağlık bakanı yurdum insanını memnun etmek zor olduğundan seçim kaybedebilecek.

Sadece kısıtlı tahminlerimizle yazabileceğimiz ve ilk seçimin ardından daha net değerlendirebileceğimiz seçim ve halk oylaması yasası kanaatimce ülkemiz için hayırlı olmayacak. Bunun en önemli genel nedeni de ülke seçmeninin belli bir kesiminin bilinçsiz olması, memnun edilmesi zor olması, beş isteğinden sonuncusu yerine gelmezse intikam alma yoluna gitmesi ve halen demokrasiyi hazmetmemiş olmasıdır.

Belki ilk bakışta sevmediğiniz bazı vekillere seçim kaybettirebileceksiniz ama Meclis'e çok kalitesiz vekillerin de girmesine vesile olacak bu yasa.

Örneğin Meclis aritmetiğinin doktorlardan oluşmasından şikayet ederiz ama Meclis'in dörtte üçü doktor olabilir.

Sonuç olarak tek bölge seçim sisteminin artıları da eksileri de olacaktır. Burada asıl mesele Kıbrıs Türk seçmeninin demokrasiyi hazmedebilme meselesidir. Yani partizanlıktan şikayet ederken benim hakkım yendi diye feryat ederken ve hakkının teslim edilmesini isterken aslında kendisinin de bir başkasının hakkını yemeye talip olduğunu fark etmemesidir.

Meclis'e kalite getirelim derken alışkanlıklarımızı nasıl terk edeceğiz doğrusu merak ediyorum.

**************

Günün Sözü

Hava soğuk olmalı, ağaçlar bütün duman, eğer bulabilirsen ölü bir kar getir, beyazlığı kalın bir su gibi uzayan. Bu gece yalnızım onlar gelmeyecek batan bu köhne şilepte ne işleri var?

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.