Akdağ ve Sucuoğlu dostluğu Kıbrıs'a yarayacak

Yayın Tarihi: 30/08/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Tabii yeri gelmişken söylemek lazım. Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Sağlık Bakanı olduğu dönemde, Bakan Sucuoğlu ile oldukça yakın bir dostluk kurdu. Her iki bakanın da birbirine benzeyen en temel özelliği çalışmayı çok sevmeleriydi. Bundan dolayı bu dostluk zaman içinde pekişti ve kökleşti. Akdağ çalışmaktan ve Türkiye için reformlar yapmaktan asla yorulmayan bir devlet adamı. Bakan Sucuoğlu ise keza aynı siyasi ideoloji ile siyaset yapan biri. İşte bu iki değerli siyasetçi bugünden sonra daha sıkı çalışabilecekler. Neticede Recep bey artık Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve KKTC'de yapılacak yatırımlara doğrudan destek verebilecek ve etki edebilecek bir makamda.
  • Önemli bir nokta daha var bunu da yeri gelmişken söylemek lazım. Birikim Özgür'ün Maliye Bakanı olduğu döneme kadar ki bu Ersin Tatar'ı da kapsıyor, Türkiye ile ilişkiler sıkı tutulduğu için kendi kendine yetebilme noktasında çokça yol kat edildi. Bu miras şimdiki hükümet tarafından güzel güzel harcanıyor, işte aynı disiplinin yeniden oluşup oluşmayacağını hep birlikte göreceğiz.

Türkiye Başbakan Yardımcısı ve Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Devlet Bakanı Recep Akdağ ülkemizdeki temaslarını dün de yoğun bir şekilde sürdürdü. Türkiye'de daha düne kadar Sağlık Bakanlığı görevini yürüten Akdağ, aynı zamanda Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu ile oldukça iyi ilişkilere sahip. Bu elbette ki ülkemiz için önemli bir şans. Buna birazdan değineceğiz.

Türkiye'nin sağlık alanında bir numara olmasındaki en önemli isim elbette ki Recep Akdağ. İşte bu nedenle dünkü programının önemli bir kısmını hem yapılacak yeni Lefkoşa hastanesinin arazisini ziyarete hem de Lefkoşa Devlet Hastanesi'ni incelemeye ayırdı.

Hem doktor hem eski bir sSağlık Bakanı olunca Recep beyin Kıbrıs'taki sağlık sistemine olan ilgisi hayli heyecanlı olacak.

Sağlığa Sucuoğlu ve Akdağ dokunuşu

Yeri gelmişken bunu açık yüreklilikle söylemek lazım ki Faiz Sucuoğlu Sağlık Bakanı oluncaya kadar bu ülkede kaliteli sağlık diye bir sistemden bahsedemezdik. Bakan Sucuoğlu'nun bu görevi devralmasının ardından baş döndürücü bir hareketlenme yaşandığını öyle sanıyorum ki herkes kabul ediyor.

Tabii yeri gelmişken söylemek lazım. Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Sağlık Bakanı olduğu dönemde, Bakan Sucuoğlu ile oldukça yakın bir dostluk kurdu. Her iki bakanın da birbirine benzeyen en temel özelliği çalışmayı çok sevmeleriydi. Bundan dolayı bu dostluk zaman içinde pekişti ve kökleşti.

Akdağ çalışmaktan ve Türkiye için reformlar yapmaktan asla yorulmayan bir devlet adamı. Bakan Sucuoğlu ise keza aynı siyasi ideoloji ile siyaset yapan biri. İşte bu iki değerli siyasetçi bugünden sonra daha sıkı çalışabilecekler.

Netice de Recep bey artık Kıbrıs işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı ve KKTC'de yapılacak yatırımlara doğrudan destek verebilecek ve etki edebilecek bir makamda.

İşte Faiz bey ile Recep bey arasındaki bu dostluk KKTC'de sağlık alanında ciddi yatırımların yapılmasını ve sağlıkta yaşanan ciddi sıkıntıların geride kalmasını sağlayacak.

Hükümetin normal şartlarda seçime gitmesine henüz bir yıl var ve bu sürede Bakan Sucuoğlu, Sn. Akdağ'ın da desteğini alarak sağlık alanında her türlü reformu gerçekleştirebilir.

Akdağ'ın yeni yapılacak Lefkoşa hastanesi için 200 bin metrekare olacak demesi ve Ankara'ya döner dönmez yeni hastaneyi en ön sıraya alacağını açıklaması Kıbrıslı Türklere gerçekten büyük jest.

Bunu ancak tek bir kelimeyle özetleyebiliriz "jest."

Mali disiplin zorlanacak

Pazartesi günkü yazımda da ifade etmiştim. Recep bey oldukça sıkı çalışan ve aşırı disiplinli bir devlet adamı. Bundan dolayı Ankara-Lefkoşa ilişkileri artık adam akıllı bir sisteme oturacak ve sağlıklı çalışacak diye düşünüyorum. Tabii gergin günlere de gebe olduğumuzu söylemem gerekir. Zira şu anki hükümet, iki ülke arasında imzalanan protokolü canı çekmediği için değil ülke de kaos oluşacağı için uygulamıyor. Peki neden kaos oluşacak ülkede çünkü yapılması gereken düzenlemeler ve reformlar var ve bu reformlar birilerinin rahatını oldukça bozacak, rahatı bozulan kesimde hükümeti sandıkta bırakmaya çaba sarf edecek. Mesele bu işte. Bu nedenle hükümet kesinlikle Mali Protokol'ü uygulamak istemiyor.

Önemli bir nokta daha var bunu da yeri gelmişken söylemek lazım. Birikim Özgür'ün Maliye Bakanı olduğu döneme kadar ki bu Ersin Tatar'ı da kapsıyor, Türkiye ile ilişkiler sıkı tutulduğu için kendi kendine yetebilme noktasında çokça yol kat edildi. Bu miras şimdiki hükümet tarafından güzel güzel harcanıyor, işte aynı disiplinin yeniden oluşup oluşmayacağını hep birlikte göreceğiz.

*****************

Zihni Türksel birincilikle döndü

Azerbaycan Gabala kentinde beşincisi düzenlenen reçel ve tatlı festivalinde 22 uluslararası yarışmacı arasında KKTC'yi temsilen katılan LAÜ Gastronomi Öğretim Görevlisi Zihni Türksel birinci gelerek kupa ve altın madalya kazandı. Adaya geri dönen Zihni Hocayı arayarak tebrik ettim haliyle. Oldukça heyecanlı bir şekilde yaşananları bana anlattı. Her halinden çok mutlu olduğu belliydi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya bana verdiği destekten dolayı ne kadar teşekkür etsem azdır demeyi de ihmal etmedi. Tabii insan nasıl mutlu olmasın 22 yarışmacı içinde birincilik ve altın madalya. Başarılarınızın devamını diliyoruz hocam.

***********

İbrahim Uysal'ı kaybettik… güneş gibi parlayan bir tarih göçtü

Çok uzun yıllardır sürdürdüğüm televizyon programcılığı ve yazarlık alanında pek çok sevenim ve eleştirenim olmuştur. Ben ve benim gibi gazetecilerin biz farkında olmadan oluşan bir hayran kitlesi vardır. Hayran kitlesi derken doğru anlatmak lazım; haksızlığa uğrayan, hakkını arayan ve korkmadan konuşan ama sesleri duyulmayan birçok yurttaşın sesi olmuşuzdur bugüne değin. İşte toplumda ben ve benim gibi gazetecilerin sevilen bir yeri olması bundandır. Güzelyurt'ta hayatını insanlara birçok şey öğretmek ve onları aydın bir kimliğe kavuşturmak için vefakarca çalışmış, emekli olmuş ve daha birkaç gün önce hayata gözlerini yummuş değerli bir aydın için bu yazıyı kaleme alıyorum. İbrahim Uysal. Kendisiyle bir kez olsun karşılaştık mı bilmiyorum ama İbrahim hocanın beni yıllarca severek izlediğini, takdir etiğini ve benimle ilgili güzel düşüncelere sahip olduğunu öğrendim. Keşke vefat etmeden önce tanışma ve bir kahve içme şansımız olabilseydi.

Ölüm özellikle şu sıralar çok sık tekrarlanan ve zamansız bir şekilde sevdiklerimizi bizden alıp götüren kötü bir durum halini aldı. İbrahim hocaya Tanrı'dan rahmet diliyorum. Makamı Ali olsun inşaallah. Yaslı ailesine de Allah sabır versin. Gerçekten çok üzgünüm. Cemal Süreya'nın dediği gibi "Her ölüm erken ölümdür…"

****************

Günün Sözü

İyi bir k?dınl? iyi bir erkek birlikte değildir. Çünkü k?dınl?r, kötü erkeklere ?şık olup iyi erkeklerle dertleşir.

Victor Hugo

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.