Biri Yer Biri Bakarsa Eğer...

Ülkemiz yangın yerine döndü dersek çok mu alışılmış bir söylem gerçekleştirmiş oluruz. Ama öyle. Hükümetin yanlış icraatlarından ya da koalisyon söylentilerinden bahsedecek değilim. Yeteri kadar yazdım çizdim o konuları. Yine günü geldiğinde yazarım. Rüşvetlerle oynayan çok isimleri görürseniz aniden şaşırmayın..

Gelelim yazımızın konusuna..Tükeniyoruz dedim çünkü yeni evlenmiş, yeni çocuk sahibi olmuş genç arkadaşlarımızdan sık sık telefonlar alıyorum. Zaman zaman da mesajlar atıyorlar. Onları dinlerken beni sıkıntı buluyor çünkü durumları gerçekten kötü birçok insanımızın..Birçok işadamının kumar masalarında ya da eğlence masalarında harcadığı milyonlarca Türk lirasını gençlerimiz ay sonunda dahi kazanamıyorlar. Hükümetin gençlerin işsizlik sorununa yönelik yeterli adımları atamaması, işadamlarının nerede ise asgari ücretin dahi altında çalıştırdığı gençlere kapılar çoğu zaman kapanıyor. Bununda ötesinde çalıştırdığı gençlerin sosyal sigorta ve ihtiyat sandığını aylardır yatırmayan medya kurumları ile birçok işyerleri olduğunu biliyor muydunuz?. Bana gelen bazı telefonlarda bazı vergi memurlarının dahi bazı iş yerlerine esnek davrandığını "bunu bir ara yazacağım" hep kulağıma fısıldanıyor..

Zaman zaman insan kendine sormaktan geri duramıyor ne olacak bu ülkede yaşayan gençlerin sonu. Ben söyleyim; yok oluş… Son birkaç yılda yuvaların yıkıldığını, boşanmaların oldukça arttığını, insan ilişkilerinin yozlaştığını ve parasızlığın gençler üzerinde büyük depresyonlara yol açtığını bilmeyenimiz mi var!!

Çare! Çare yok.. neden mi yok? Bu kadar eşitsiz bir kazanç düzenin olduğu, zenginin fakiri ezdiği ve alay ettiği bir ülke düzeninde, siyasilerin dahi rüşvet yediği iddialarının dillerden düşmediği bir ülkede çare yoktur..Peki ne yapalım; kaçalım mı toptan? Siyaset beyler siyaset mantığı, yönetme mantığı ve insanca bir hayat kurma felsefesi yerleşmediği sürece bir şey düzelmeyecek; emin olun. Tanınmamış bir Kuzey Kıbrıs'ın RANT sistemine zemin yarattığını ve bu siyasi tanınmamışlığın birçok yerli ve yabancı işadamına bu ülkeyi soyma girişimine teşvik ettiğini bilmeyenimiz mi var? Ya onlara uşaklık edenler… Onlarca şaklabanlığın cabasını sergiliyorlar…

Küçükler ot gibidir, büyükler ise rüzgar: Rüzgar ne yöne eserse, otlar o yöne eğilir.. Bilmem anlatabildim mi?!