Medyamızda sanat

Yayın Tarihi: 09/12/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Çok nazik bir konu.

Bu yazımın bir eleştiri olarak değil de bir iyileştirme önerisi olarak algılanmasını arzu ederim.

Medya dediğim zaman ülkemizdeki gazetelerimiz, radyolarımız ve televizyonlarımızı kastettiğim gayet iyi anlaşılır.

İlk BRT'den biraz bahsedeyim.

"Bayrak Klasik" isimli kanaldan Kıbrıs genelinde aralıksız klasik müzik yayını yapan ülkemizin tek radyo kanalı ile gurur duyuyorum.

Kuzeyde olduğu kadar güneyde de dinleniyor.

Eminim birçok zorluklar içerisinde bu programlar yürütülmeye çalışılıyor.

Senfoniler veya konçertolar genelde üç veya dört bölümden oluşurlar ve bir bütündürler.

Bayrak klasik'te dikkatimi çeken ve beni biraz da rahatsız eden konu bir senfoninin bir bölümü bitince , diğer bölümleri ile devam etmek yerine başka bir bestecinin alakasız bir eseri ile devam ediliyor. Bu düzeltilebilse ne kadar daha takdir toplar bu kanalımız.


Veya bir bestecinin adı belki diksiyon zorluğundan anlaşılamayacak bir şekilde telaffuz ediliyor. Ancak eser başlayınca bestecinin kimliği de anlaşılıyor.

BRT TV de ise büyük zorluklar ve teknik imkansızlıkarın olamsına rağmen yapılan kültür sanat programlarını bir mucize olarak değerlendirebilirim.

Bazı TV kanallarımız için kültür ve sanat denince akla daha çok sahneye çıkıp da yemekli içkili mekanlarda mümkün olduğu kadar çıplak olarak şarkılar söyleyen ve vücutlarının lisanı ile kendilerini ifade etmeye çalışan "sanatçılar" gelir.

Bu "sanat" programları da okul yaşındaki çocuklarımızın henüz yatmadığı saatlerde tekrar yayınlandığı için ülkemizin çocukları da sanatı, içki masaları , rakı bardakları ile tanımış olurlar.

YYK'nın onayı ile. Ama TVde içki reklamı yapmak yasak o ayrı konu.

Arada bir festivallerimiz olur. Bellapaistekiler özellikle rağbet görür.

Ben onlara sıkıştırma konserler diyorum. 10 konser iki-üç haftada.

Bunlar sene içerisine dağıtılsa sanatseverlerimiz sadece yazda değil kışta da klasik müzik dinleme fırsatı bulurlar

Konserler sadece yazın yapılır diye bir kural yok.

Bugüne kadar hiçbir konserin ardından ne gazetelerimizde ne de diğer medyada herhangi bir profesyonel eleştiri okumadım duymadım.

Çünkü bunu yapabilecek kapasitede sanattan anlayan bir uzman gazetecimiz maalesef yok.

Yazılan cümleler kalıp. " Salon doluydu, ayakta alkışlandı, falan siyasetçi de vardı".

Her gelen sanatçı muhakkak "dünyaca meşhur" olarak tanıtılıyor.

Tabii ki tanıtanın dünyasını da göz önunde tutmak lazım.

Ama olay o değil.

Sahnedeki sanatçının yapmış olduğu yorumu, müzikalitesini, tekniğini, orkestra ile şefin veya solistin uyumunu, bir piyanistin pedal tekniğini, bir şancının nefes tekniğini eleştirecek bir profesyonel sanat yorumcumuz yok.

Olduğunu sananları da aşan bir konu.

Siyaset, hırsızlık, trafik, ırza geçme vs eleştiren güdümlü, duayen köşe yazarlarımız, değerli gazetecilerimizin olduğu gibi bir sanat eleştirmenimizin olmaması üzücü bir eksik.

Biz sanatçılar olarak Medyamızdan büyük destek bekliyoruz. Sizler olmazsanız sanatı ve sanatçının sesini nasıl duyurabiliriz.

Ülkemizde yıllardan beri sadece adı olan bir Devlet Senfoni Orkestrası var.

Bu orkestra Guiness Rekorlar Kurumuna üç kişilik kadrosu ile dünyanın en küçük senfoni orkestrası olarak aday gösterilebilir.

Bugüne kadar yurt dışından getirtilen orkestralara ve sanatçılara ödenen paralar ile iki tane orkestra bile kurulabilirdi.

Medyamız sanata biraz daha yaklaşsa ne olurdu yani?

Haftada bir de olsa çocuk köşesinde bir bestecinin veya şefin hayatını veya bir eserin tanımını yapsalar çocuklarımız için bir kazanç olmaz mı?

Radyolarımız televizyonlarımız hadi biraz gayret gösterelim. Hep beraber.

Herşeyden onları sorumlu tutmayalım ama siyasetçilerimize de bir görev düşüyor mu bu konuda?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Turgay HİLMİ yazıları