Eski Eserler Dairesi'ne Nürnberg'ten eleştiri

Yayın Tarihi: 24/09/12 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
Neumatkt'ta geçen Cuma sabahı hava güneşli ve ılıktı. Kahvaltımı evimin bahçesinde yapıyordum. Kuşların yemliklerini ve sularını da doldurarak onları da kahvaltıma dahil ettim.

Bach'ın Brandenburg konçertosunu dinliyordum. Barok müzik sabahları dinlenince insanı güne yavaş yavaş huzur içinde hazırlar. Vücudun motorlarını ısıtır.

Kahvemi yudumlarken sarı renkli posta arabasının kapının önünde durduğunu gördüm ve bahçe kapıma gittim.

Postacım neşeli bir insan, havadan sudan sohbet, Kıbrıs nasıl sıcak mı? Birkaç güzel cümle söyleyerek bana mektupları ve dergileri verdi.

Üyesi olduğum Rotary Kulübümün üyelerinden bir arkadaşımdan da bir zarf vardı bana gelen postada.

Masama oturdum ve açtım zarfı. Ayni zamanda ressam olan Rotaryen arkadaşım beni resim sergisine davet ediyordu. Çok sevinmiştim.

Zarfın içinden bir de gazete sayfası çıktı. Yarım sayfa. Arkadaşım kesip göndermiş bana.

Nürnberg'in en büyük gazetesi, 450 bin tirajlı Nürnberger Nachrichten'in hafta sonu baskısında çıkan ve turizm içerikli eki idi arkadaşımın gönderdiği gazete sayfası.

Daha yazıyı okumadan ve sadece resimlere bakarken kahvaltımın tadı kaçtı.

Resimde ülkemizde olan bir Ortodoks Kilisesinin dört görüntüsü vardı.

Bu resimler için zaten fazla bir birşey yazmaya gerek yoktu.

Yazılan birkaç satırı ise size tercüme ediyorum.

"Nürnberger Nachrichten'de çıkan yazıda,Türk Kuzey Kıbrısı ziyaret eden Nürnberg'li fotografçı Helmut Dollhof, ülkemizde bazı Rum Ortodoks kiliselerinin durumunu gördükten sonra sarsıldığı ifade edildi.

Duvar resimlerinin kazınmış olduğu, kiliselerin yıkılmaya terk edildiği, ahır veya depo olarak kullanıldığı, hatta bir kısmının da askeri bölgelerde olduğu, Rum Ortodoks Kilisesine göre 500'ün üzerinde Hristiyan ibadet evinin yıkıldığı veya talan edildiği, tarihi eser hırsızlarının ise uluslararası açık artırmalarda veya karaborsada dini eserleri satışa sunduğu belirtildi.

Yeniden birleşme durumunda Kıbrıslı Rumlar, kiliselerinin restore edileceğini ümit ettiklerini fakat taraflar arasındaki sert tutumdan dolayı şu anda bir anlaşmadan çok uzak oldunduğu ifade edildi."

Sakinleşmek için uzun bir süre bekleyerek yazıma devam ediyorum.

Bu ülkenin tanıtımı, hazırda bulunan iki kaplumbağa, turizm dergilerindeki resimlerde lağım kokularının alınamadığı Girne Limanı, duvarlarında ağaçlar yetişen Girne Kalesi veya kaderine terk edilen Salamis Harabeleri'nin kandırıcı açılardan çekilmiş resimleri ile yapılmaya çalışılmaktadır.

Ama bakın Almanya'dan gelen turistler nereleri de geziyorlar. Haklı olduğumuzu zannetiğimiz davada bizi haksız duruma düşürecek olan görüntüleri yakalayıp 450 bin tirajlı gazetelerde yayınlayarak Rumların ekmeğine bal sürüyorlar.

Biz de kalkıp turizm fuarlarında milyonlar harcayıp Girne Limanı, Salamis, Altın Kumsalın kaplumbağanın resimlerini gösterip ülkenin reklamını yapıyoruz.

Turistin ülkemizin gezilebilecek heryerine gideceğini herhalde tahmin edemiyoruz. Zaten bu kilisenin nerede olduğunu bilmesi gerekenlerden kaçı biliyordur merak ediyorum.

Benim için ülkemizdeki tarihi eserlerin hepsi paha biçilmez değere sahip birer mirastır. Kiliseymiş , kaleymiş, hamammış tarihi miras olan herşey. Ayrıcalıksız.

Madem ki KKTC topraklarındadırlar, onları biz korumazsak kim koruyacak?

Nuh'un Gemisi isimli dev otel yapılırken arazide bulunan Azize Thekla Şapeli yerle bir edilmişti. Aşağıdaki link'de Şapel ile ilgili köşe yazımı okuyabilirsiniz.

http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/1/col/164/art/14026/PageName/KIBRIS_POSTASI

İlgili bakanlığın müsteşarına iki canlı yayın programında Şapelin akibetini sormuştum. Haziran veya Temmuzda Serhat İncirli'nin programında tekrar sorduğumda "ihale tamam, haftaya Şapel yapılmaya başlanıyor" demişti. Kayıtlar Kıbrıs TV'nin arşivinde duruyor.

Bugün sordurdum; bana "bir taş bile yerinden oynamadı" dendi.

Yoksa Şapel yanlışlıkla başka bir otelin arazisine mi yapıldı?

Ülkemizde faaliyet gösteren bir sanat kurumumuz, bundan altı yıl önce kaderine terk edilmiş, yarasa, güvercin ve insan dışkısı ile dolu, kapısı penceresi olmayan bir Ortodoks kilisesini baştan aşağıya restore ettirmişti.

Sen misin yapan. Bir anda etraflarını makamlar sardı.

Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayı lazımmış restore edebilmesi için. Daha birhayli daireler de ortaya çıktılar ve bürokrasi başladı. Yani tarihi bir esesri dışkılardan, yıkılmaktan kurtarıp, ülkeye kazandırmak bu kadar kolay değildi yasalara göre. Gereken ne ise yapılarak beklendi.

Sonunda izin çıktı ve kiliseyi restore ettirdiler.

Bu sefer Rumlar ayağa kalktılar, durumu Birleşmiş Milletlere ve AB'ye şikayet ettiler.

Bir görüşmede, Kofi Annan, ikinci Cumhurbaşkanı Talat'ı kilisenin durumu hakkında soru yağmuruna tutmuştu.

Daha sonra Avrupa Birliği adına Brüksel'den uzmanlar gelip Kilise'de incelemelerde bulunarak herşeyin mimari dokuya zarar vermeden profesyonelce yapıldığı raporunu verdiler ve iş kapandı.

Kilisenin restorasyonu için Kalkınnma Bankası'ndan geri ödenmek üzere kredi istenmişti. Alınan cevap " tüzüklerinde kültür ve sanat için kredi verilmesini sağlayan bir madde yok" NOKTA

Sanat kurumu da özel bir bankadan yüksek faizli kredi alarak söz konusu kiliseyi hem turizme hem de kültür, sanat eğitimine kazandırdı.

Ne kadar kredi alındığını sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.. 150 BİN TL.

Devlet katkısı var mı? Kimin umurunda.

Ziyarete gelen bazı papazlar, kilisienin Rum tarafındaki birçok kiliseden daha bakımlı olduğunu söylemektedirler.

Haydi Eski Eserler Dairemiz ve bağlı olduğu Bakanlık. Sizler ne zaman iş başı yapacaksınız.

Turizm ve Tarihi Eserler kurtarılmayı bekliyor.

Nürnberg ve çevresindeki insanları ülkemize gelmeleri için ikna etmeniz lazım.

Nürnberger Nachrichten'in genel yayın yönetmeni çok yakın arkadaşım. Onu davet edip birşeyler anlatmak istermisiniz?

Fuarlardan daha etkili ve daha ucuza yapabilirsiniz.

Şu an Nürnberg'teki turizm ve kültür notunuz koskocaman bir "0".

Bu Almanya'ya, Avrupa'ya ve bütün dünyaya da sıçrayabilir.

"Bundan birkaçyüz sene evvel ülkemizde uyananlar, bugün hala uyuyanları görsün"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Turgay HİLMİ yazıları