Cumhuriyet Konseri'nin ardından

Yayın Tarihi: 30/11/12 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Aradan tam 29 yıl geçti Cumhuriyetimiz kurulalı.

Bu yıl ilk defa duyduğum "Cumhuriyet Konseri" adı altında Lefkoşa AKM'de bir konser düzenlenmiş.
Keşke ülkede olup gidebilseydim.

Güzel ve gururlandırıcı bir isim ve etkinlik.

Sahnede yer alan arkadaşlar da bu onurlu görevi bütün enerjilerini vererek sonuna kadar başarı ile yaptıklarından şüphem yok.

Yokluklar ve sanata konan engellere ve kısır tavıra rağmen böyle bir geceyi düzenlemeyi başarmışlar.

Akıntıya kürek çekercesine.

Sanatçıların herhangi bir ücret aldıklarını sanmıyorum.

Yanılıyorsam da çok mutlu olurum.

Onların gösterdiği gayretin ve emeğin bir karşılığı olmalı diye düşünüyorum.

Hepsini tüm samimiyetimle kutluyorum.

Organizatörleri de.

Fakaaaat!

Buradan itibaren yazacaklarımın ne konserde çalanlarla ne de organizatörlerle bir ilgisi yoktur.

Koskocaman Cumhuriyetimizin, koskocaman Cumhuriyet Konserinde koskocaman bir senfoni orkestramızı, koskocaman bir Devlet Kültür Sarayı'nda görmeyi, dinlemeyi kim arzu etmezdi ki?

Ben size kimin arzu etmediğini söyleyeyim.

Yıllardır gelmiş geçmiş hükümetlerimiz ve Devlet Başkanlarımız böyle bir orkestramızın kurulmasını ve görev yapmasını istemedi.

Hatta bazıları bir konsere geldiklerinde sanatçılara konserin ne zaman biteceğini sorduruyorlar. Sanatçıyı aşağılama ve hakaret buna denir işte.

Düşünsenize bir. Kürsüde konuşma yapan bir siyasetçiye "konuşman ne zaman biter" diye sorulsa….

Ben de onlara gülümseyerek hakaret ediyorum.

Orta çağda insanları "cadı" diye meydanlarda yakıyorlardı.

İyi ki devlet adamlarımız biz sanatçıları da öyle görüp Saray Önünde yakmaya kalkmadılar.

Orkestra kurma istekli gibi göründüyseler bile aklılarının ucundan geçirmediler.

Hiçbiri çıkıp da "e orkestra kurmak istedim de olmadı" demesin.

Kusura bakmayın ama ulu orta, basın önünde profesyonel bir ekiple orkestra kuracağınıza dair ne sözler aldık.

Hepsi havada kaldı.

"Söz vereyim da bir müddet susup otursunlar bu kemaneciler" misali.

Dünyada hiçbir devlet yoktur ki orkestrası olmadan 45 yıl "Devlet Senfoni Orkestrası" adı altında bir kurumu çatısı altında barındırsın.

Bizde hayda hayda oluyor.

Daha bale ve operadan bahsetmiyorum çünkü ondan birkaç bin ışık yılı uzaktadırlar.

Bizim devletin sözde orkestrasında 3 yada 4 kişi çalışıyor kadrolu olarak.

Herbiri 11 değişik alet çaldığı için masraf edip 40 eleman almaya gerek yok.

Konser olduğunda sahne üzerinde oradan oraya zıplayıp her aleti çalarlar.

Nasıl mı? Her hafta verdikleri konserlere gidip görün.

Ama adı Devlet Senfoni Orkestrası. Ama orkestra yok.Bir orkestranın en az 40-50 elemanı olur.

Siyasilerimiz için orkestra "davul zurna" mı demek acaba?
Ben devletin başında olsaydım gururuma yediremezdim.

Ama kimin gururu kaldı ki.

Sen çık söz ver orkestra kuracam diye ve sonra da kabuğuna çekil.

Yakıştırmadım devlet büyüklerine ve profesyonel çalışan orkestra kurma kadrolarına.

Koskocaman kültür sanat danışmanları ne güne duruyorlar acaba?

Bir orkestra nasıl kurulur bilmiyorlar mı?

Veya bir orkestrada hangi aletlerin olduğunu…..

Dünya sanatçılar gününde müthiş bir gösteriş vardı.

SANATÇILAR, sanatçılar ve sanatmacılar davet edilmişlerdi.

Herkes "sanatçı" olmuştu bir anda.

Bir pay çıkarma çabaları.

Orkestra kurulacak dendi.

Ama ne zaman kurulacağı da söylenmedi.

Aradan 8 ay geçti..

Ben artık kimseye inanmıyorum, güvenmiyorum.

Orkestrayı kurun, ilk konserini versin, o zaman konuşuruz.

Afrika safarilerinde ve Güney Amerika'nın tropik ormanlarında yaşayan ilkel kabileler bile orkestralarını kurmuşlar ve konserlerini veriyorlar.

Asırlardan beri.

Onları örnek alıp bir başlangıç yapabiliriz.

Biz ise kabile hayatı yaşayabileceğimiz yeterince ormanımız bile olmadığı için orkestramızın sadece adını kullanmakla yetiniyoruz.

Birgün bizim de ormanlarımız olursa ve orada yaşamaya başlarsak o zaman orkestralarımızı da kurarız.

Önce orman, sonra kabile, sonra orkestra. Yavaş yavaş.

Şimdiden bol bol ağaç ekmeye başlayıp orman yangınlaını söndürmek için bir de helikopter aldık mı konserler kapalı gişe satar.

Yazım yayına girene kadar Devlet Senfoni Orkestramız kurulup konserlerine başlamış ise, bütün söylediklerimi geri alıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Turgay HİLMİ yazıları