KKTC'nin vergi çıkmazından nasıl çıkılır?

Yayın Tarihi: 29/03/11 07:00
okuma süresi: 16 dak.
A- A A+

Gerçek demokrasi ile yönetilen ülkelerde kamu giderlerinin karşılanmasında başvurulan en önemli kaynak hiç şüphesiz vergilerdir.

Adaletli ve sistemli vergi gelirleri olan devletler, savurgan bir zihniyete sahip değiller ise, bu özellikleri kendilerini uluslararası sosyal ve ekonomik gelişmişliğe götürür.

Bunun aksi olması halinde devletin sosyo-ekonomik dengesi bozulur ve yozlaşmalara neden olur.

KKTC'nin çağdaş vergi sisteminin temelleri 1982 yılında yürürlükte bulunan 1961 Türk Cemaat Meclisi (Şahsi Vergiler) Gelir Vergisi Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası ile atılmıştır.

Ancak, ilerleyen yıllarda gelişim sosyo-ekonomik gelişmeler paralelinde uluslararası vergi hukuku ve ülke gerçeklerini dikkate alarak KKTC hükümetleri gerekli düzenlemeleri yapmamış, vergi adaletini, vergi toplama ile ödeme sistemini ve halkın vergi verme kültürünün oluşturmasını maalesef gerçekleştirememiştir.

Vergi düzenlemeleri, Bütçe gelirlerinin her sıkıntıya girdiği dönemlerde ele alınarak gerçekleştirildiği için hükümetler bu düzenlemeleri yaparken ne pahasına olursa olsun vergi gelirlerinin arttırılması psikolojisi içinde ve/veya popülizm amaçlı hareket etmişler ve halen de etmektedirler.

Hükümet gerçekten kamu maliyesine etkinlik ve verimlilik kazandırmak istiyorsa aşağıdaki hususlara ivedilikle önem vermelidir.

1. Gerçek Tasarruf Önlemleri:

Tasarruf önlemleri ile ilgili somut ve inandırıcı önlemlere ilâveten, her kademedeki kamu görevlisinin mesleki eğitimlerine, tecrübe ve yetenek ile bilgiye gerekli önem verilmelidir.

Kamu görevlilerinin atanması, terfi ettirilmesi ve görevlendirilmesi siyasi güce dayandırılmış olması dolayısıyla bugünkü kamusal kaosun ve verimsizliğin hat safhaya çıkmasına neden olunmuştur.

Diğer bir anlatımla, her dönemde icranın başında olan Bankalara ve siyasilere bilgi ve tecrübeleri ile ışık tutacak ve gerekli önerilerde bulunacak kişiler yerine siyasi ihale yöntemiyle kişiler atanmış veya görevlendirilmiştir.

Siyasal ihale yönteminin başlıca şartı ilgili siyasi partiye kaç oy getirebilme, verilecek talimatlara katıksız itaat etme yeteneği ile seçim dönemlerindeki mitinglerde ne kadar hizmet etmiş veya edebilme yeteneğine sahip olma gelmektedir.

Bu yöntem devam ettiği sürece elbette ki kamu ve kamu kuruluşları kadroları şişirilecek ve bunların yarattığı mali yükümlülükler ile gereksiz harcamalar Bütçe açıklarını artıracaktır.

Öte yandan, 2,800 civarındaki Resmi Hizmet Araçları'nın (RHA) akaryakıt, bakım, onarım ve sigorta giderleri ve bunları kullananlara ödenen ek mesai giderleri bu açığı daha da vahim hale getirmektedir.

Bir de gerekli gereksiz yurtdışı seyahat giderlerinin normalinden fazla gruplarla yapılması, izaz-ikramlar ve havai fişek gösterileri gibi yapılan yüksek meblağlardaki harcamalar buna tuz ve biber eklemektedir.

Bahse konu giderlerini karşılayacak sağlam kaynak bulunmuş olsa dahi KKTC'nin bu aşırı giderlerini kısa bir süre için bile karşılanması mümkün değildir.

Bunun başlıca nedeni devletin gelirlerini düşünmeyen, mesleki eğitimden uzak, KKTC'nin geleceğini ise dikkate almayan, sadece terfi etme için her şeyi göze alan birçok kamu görevlisi ile hükümetin hesapsız, kitapsız, yersiz ve gereksiz harcamalardır.

Başka bir neden ise ileride doğabilecek mali sıkıntılara karşı muhasebe biliminin temeli olan "ihtiyatlılık ilkesinin" hiç düşünülmemiş olmasıdır.

Diğer bir anlatımla, 2004 yılında başlayan yatırım ikliminin neden olduğu bütçe gelir artışlarının CTP hükümeti tarafından hiç bitmeyeceği düşüncesinin yarattığı ortam dolayısıyla söz konusu harcamaları daha da artmıştır.

Bu konuda nelerin yapılabileceğini irdelerken bütçenin iki kısmından birini oluşturan harcamalar kısmına çok az değineceğim.

Bunun nedeni ise, "en pratik gelir kaynağı tasarruftur" ilkesinin veya atasözünün herkes tarafından gayet iyi bilinmesidir.

Bir an için hükümetin yerli yersiz yaptığı harcamaları göz önüne getirelim.

Bu küçük ülkede birçok hizmet ve makam arabasının kullanımı, en ufak törenler için bile otellerde verilen resepsiyonlar, kafile halinde gerçekleştirilen yurtdışı seyahatler, yapılan gereksiz reklâmlar, törenlere gönderilen çiçekler v.s. objeler, gereksiz ek mesailer ile istihdamlar dolayısıyla yapılan harcamaların maliyeti ne kadardır?

Bu harcamaların yapılması ne kadar zorunlu olmuştur?

Acaba bu husus dikkate hiç alındı mı?

2011 yılı Bütçesinde bu gider kalemleri daha da artırılmıştır.

Temennim tüm harcamaların objektif bir değerlendirmeden geçirilerek hiç olmazsa öngörülmüş olan harcamalarla ilgili başta Maliye Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından gerekli tasarruf önlemlerinin acilen alınmasıdır.

Unutulmamalıdır ki bu kriz dolayısıyla vergi gelirleri de bir önceki yıla göre azalma eğilimi göstermekte ve önlemler alınmadığı sürece göstermeye devam edecektir.

2. Bütçe Gelirlerinin Durumu:

Bütçenin diğer kısmı olan "gelirler" kısmını ele aldığımız zaman hiç şüphesiz akla öncelikle dolaylı ve dolaysız vergiler gelir.

Bir an için tüm vergi yasalarımızı güncelleştirmiş ve çağdaş düzeye getirmiş olduğumuzu varsayalım.

Bu vergilerin tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmakla görevli Vergi Dairesi ile Gümrük, Tapu, Telekomünikasyon Daireleri ve diğer tahsil amirlikleri acaba gerekli mesleki bilgi ve tecrübe sahibi personel ile teknik araç, gereç v.s. lojistik desteğe sahip mi?

Bu konuya olumlu bakmak mümkün değildir. Çünkü aşağıda özetlemeye çalışacağım hususlarda çok ciddi boyutlarda eksikliklerimiz bulunmaktadır.

3. Personel Eğitim Durumu:

Özellikle Vergi Gümrük, Tapu ve Telekomünikasyon Daireleri bilime dayalı çok dinamik bir içeriğe sahip olup muhasebe ve diğer bilim dalları ile de yakından ilgilidir.

Bu nedenle, gerek Vergi Dairesi'ndeki gerekse diğer Dairelerden görevlilerin öncelikle çok sıkı bir eğitime tabi tutulmaları ve bu eğitimlerinin çeşitli düzeylerde sık sık tekrarlanmak suretiyle vergi tariflerine ve içerikleri dikkate alınarak ihtisas düzeyine çıkarılması gereklidir.

Bugün güncelleştirilmiş Vergi Yasalarına sahip olmayan veya bununla ilgili diğer mevzuat hakkında yeterli bilgisi veya kaynağı bulunmayan bir kamu görevlisinden gerekli performansı ve verimi beklemek yersiz ve yanıltıcıdır.

Örneğin Vergi hukukunun en önemli unsurlarından bir tanesi olan "dönemsellik" kavramıdır.

Bu kavrama rağmen bazı yasal değişikliklerin yürürlük tarihini Resmi Gazetenin yayınlandığı tarihe bağlamasında ısrar edilmesi mesleki eğitim ile sorumluluk düzeyini gösterme bakımından en basit bir örnektir.

Çağdaş ülkelerde her Bakanlığın bir eğitim merkezi bulunmakta ve bir program dahilinde tüm personel, statü ve görevlerine göre dönemsel olarak eğitime tabi tutulmakta, tayin ve terfileri ile özlük hakları bu eğitimlerde gösterecekleri performansa göre saptanmaktadır.

Hâlbuki, bugünkü KKTC uygulamalarında böyle bir yöntem yoktur.

Şimdiki personel rejimimizde özlük hakları "er girer general çıkar" esasına ve siyasilerin tercihlerine dayandırıldığı için kamu görevlileri mesleki bilgi ve yeteneklerini geliştirmek için çaba harcamamakta bunun yerine iktidarın siyasi atama ihalelerine iştirak etmesi uygun görmektedirler.

Diğer bir anlatımla, bu yöntemle atanan birçok kamu görevlisi kendilerini kamunun hizmetkârı değil kamuyu onların hizmetkârı olarak görmektedirler.

Dünyada en zor mesleklerden bir tanesi hiç şüphesiz vergi memurluğudur.

Çünkü vergi mevzuatını bilme yanında diğer birçok mesleki teknik ve uygulamalar hakkında da bilgi sahibi olunması gerekir.

Örneğin, şirketler hukuku, mülkiyet hukuku, bankacılık, sigortacılık hukuku, dış ticaret hukuku, muhasebe bilimi v.s. konularda da yeterli bilgi sahibi olunması gerekir.

Vergi Yasalarında uygulayıcılara verilmiş olan re'sen vergi salma ve ceza kesme yetkisi ile ilgili birkaç maddeyi ezberleyip görev yapmaya çalışmak devletin vergi gelirlerinin tahsilâtını daha da zora sokmaktan başka işe yaramaz.

Diğer önemli bir husus da, bahse konu görevlilerin "toplumsal vergi psikolojisi" hakkında yeterli bilgi sahibi olmaları gerektiği gerçeğidir. Bunu birçok görevlide görmek maalesef mümkün değildir.

Dolayısıyla halkla ilişkiler konusunda da gerekli (İngilizce tabiri ile civil servant) eğitimlerin verilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, herşeyden önce bu görevlilerin birer "kamu görevlisi" oldukları ve görevlerinin halka hizmet olduğunu, dolayısıyla vatandaşın bilgisizliğinden avantaj çıkarmamaları gerektiğini de çok iyi bilmeleri gerekir.

Özetle, her meslekte ve organizasyonda olduğu gibi eğitim çok önemli bir unsurdur.

Bu nedenle eğitimlerin planlanması ve yürütülmesi uzman kişi ve kuruluşlara yaptırılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki eğitimsizlik başarısızlık getirir.

4. Lojistik Destek Durumu:

Aradan yaklaşık 36 yıl geçmiş olmasına rağmen halen Vergi ve diğer tahsil amirliklerinin merkez ve şubelerinin kendilerine özgü inşa edilmiş, binaları mevcut değildir.

Birçoğu gayri sıhhi koşullar içeren binalardan apartman dairelerinden ve dükkanlardan oluşmakta olup yüklü kira bedeli karşılığı kullanılmaktadır.

Birçok Dairede ve Şubede dosyalar etrafta, hatta koridorlarda ve/veya torbalarda durmakta, vatandaşlar ile gizli yapılması gereken itiraz v.s. görüşmeler kalabalık ortamlarda yapılmakta, birçok yazışmalar ile beyannameler güncelliğini kaybetmiş belge ve formalar vasıtasıyla yapılmaya çalışılmakta, belgelerin arşivlendirilmesi çok geç yapılmakta, bazı belgeler ve dosyalar kaybolmakta veya bulunamamakta, her şube veya birim kendi icat ettiği prensipler çerçevesinde ve bağımsız olarak hareket etmeye çalışmaktadır.

Sn. Maliye Bakanı T.C. yardımları ile Lefkoşa'da yeni bir Vergi Dairesi binası inşa edileceğini ve böylece ekonominin kayıt altına alınacağını açıklamıştır. Diğer ilçelerde durum ne olacaktır?

Vergi uygulamaları her devletin egemenliğini simgelediği gerçeğinden hareket ederek kamu binaları devletin her ilçede özel olarak inşa edeceği binalardan oluşması ve tam donanımlı olması gerekmektedir.

Vergi daireleri ve birçok kamu binalarını kira karşılığı kullanan dünyada başka bir devlete rastlamak mümkün değildir.

Bugüne kadar ödenen kiralar ile sadece vergi daireleri değil tüm devlet daireleri inşa edilirdi.

Bu yöne gidilmemiş olması acaba KKTC devletinin "eğretiliği mi" neden olmaktadır.

Halen, tarh, tahakkuk ve tahsilat işlemleri modası geçmiş yöntemlerle yapılmaya çalışılmakta ve tüm vergi yükümlüleri zaman kaybı pahasına her ay birkaç kez Vergi Dairesine gidip sıraya girmek suretiyle beyanname vermeye, ödeme yapmaya veya diğer yükümlülüklerini yerine getirmeye mecbur kalmaktadır.

Sürüş ehliyetleri, motorlu araç kayıt belgeleri gibi çok basit işlemler için dahi halen otomasyon uygulaması gerçekleştirilmemiş olması çok üzücüdür.

Bugün en küçük işletmeler bile çağdaş iletişim v.s bilgisayar sistemleri kullanılırken Devlet halen manuel esasa bağımlı demode ve çağ dışı kalmış araçlar kullanmaktadır.

Ayrıca, şubeler arası "on-line" bilgisayar bağlantısı olmadığı için yükümlüler tüm işlemlerinin ilgili şubeye bizzat gitmek suretiyle yerine getirme zorunda kalmaktadırlar.

Çağdaş ülkelerde yukarıda belirtmiş olduğum tüm işlemler internet üzerinden gerçekleştirilmekte olup gerek Vergi Dairesinin gerekse yükümlülerin fuzûli zaman kayıpları ve hata çıkma olasılığı önlenmektedir.

Keza, Vergi Dairesinin çağdaş bir istihbarat şubesine sahip olması ve bunun bilgisayar yöntemi ile desteklenmek suretiyle bir "net-work" e bağlanıp güncel bilgiler içermesi gerekmektedir.

Bu husus Vergi Usul Yasasında da (Md.93) açıkça belirtilmiştir." E Devlet " olduk beyanatları vererek de bir yere varmak mümkün değildir.

Otomasyon projesi özellikle devlete gelir getiren dairelerden başlamak üzere ivedilikle hayata geçirilmeli ve bunu yönetecek, bakım ve onarımını yapacak özel birim oluşturulmalıdır.

Örneğin, 1990'lı yılların başına kadar benzeri durumda olan Türkiye Cumhuriyeti kurumları kamu hizmetlerini çağdaş iletişim yöntemleriyle kolaylaştırmış ve pratikleştirmiştir.

Her konuda Anavatanımızla çok yakın ilişkilerimiz vurgulanırken neden benzeri konulardaki reformlardan KKTC olarak yararlanılmamıştır?

Kaldı ki, bildiğim kadarı ile T.C özellikle bu konularda her türlü maddi desteği vermeye de hazırdır.

Lefkoşa'da bina inşaatı bitsin de bu konuda sonra gerekli önlemleri ve düzenlemeleri yapalım görüşü, halk tabiri ile "ısmarladık Ali'ye gelir salıya" demektir.

Gerekli olan niyettir ve bu konuda yarından itibaren eğitim ve lojistik yatırımlara başlanmalıdır.

Tek başına lojistik destek hiçbirşey ifade etmez.

Esas olan belitmiş olduğum diğer unsurların da en etkin şekilde sağlanmasıdır.

Özetle, KKTC'nin vergi çıkmazının aşılması için çağdaş ve pratik vergi mevzuatı düzenlemelerine ilaveten:

a. Gelir ve Vergi Dairesindeki güncelliğini çoktan kaybetmiş olan yapılanmanın organizasyonun ve personel eğitimsizliğince öncelikle giderilmesi Sağlıklı ve sistemli vergi toplanmasına olanak vermek için bu Dairenin ve diğer tahsil amirliklerinin sadece Lefkoşa'da değil tüm ilçelerin yeniden örgütlendirilmesi ve en son teknolojik aygıtlarla desteklenmesi;

b. Halkımızın vergi verme alışkanlığını ve kültürünü daha ileri boyutlara götürecek eğitim etkinliklerinin oluşmasına öncelikle eğitim kurumlarımızda gereken önemin verilmesi;

c. Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün ve şubelerinin gerekse diğer tahsil amirliklerinin bina, araç ve gereçlerinin çağdaş düzeye çıkarılması, eğitimli ve mesleğine bağlı vizyon sahibi, yabancı lisana vakıf ve mesleki yeniliklere adapte olan elemanların yetiştirilmesi için önlemler alınması;

d. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi işletmelerin büyümesini, vergiciliğin sağlıklı gelişimini, muhasebe bilim ve denetim mesleğine ciddiyet ve disiplin sağlayacak olan meslek yasasının yürürlüğe geçirilmesi ve devletin muhasebe mesleğinin kurumlaşması için gereken önemi verilmesi;

e. Vergi İdaresine karşı vatandaşın gerekli güveni duymasının sağlanması için bağımsız takdir ve itiraz komisyonlarının oluşturulması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması, gereklidir.

Kamu maliyesine çağdaş normlarda ciddiyet, etkinlik ve saygınlık kazandırılması ancak adaletli bölüşüm ve çağdaş düzenlemeler vasıtasıyla bu eğitimli ve Devletine yürekten inanan elemanlarla mümkündür.

Aksi takdirde büyüklerimizin dediği gibi "İLERİ GİTMEYEN SÜREÇ GERİLEMEYE MAHKUMDUR" gerçeğine KKTC olarak mahkum olacağız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.