Muhasebe mesleğinin KKTC'deki durumu (2)

Yayın Tarihi: 18/08/11 12:20
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz haftaki yazımda KKTC'deki muhasebe mesleğinin kurumlaşması, yasa ile kurulacak bu kurumun diğer ülkelerde olduğu gibi bağımsız bir sivil toplum örgütü şeklinde yapılandırması ve bu mesleğe saygınlık kazandırılmasının önemi ile gerekliliğini belirtmeye çalışmıştım.

Muhasebenin sosyo-ekonomik planlama içindeki yeri, kurumlar ve işletmeler ile devlet açısından muhasebe mesleğine duyulan ihtiyaç başlıkları altında ele almış olduğum konulara ilaveten bugünkü yazımda bu mesleğin KKTC'deki durumu hakkında bazı bilgiler vermeye ve önerilerde bulunmaya çalışacağım.

C- Muhasebe Mesleğinin KKTC'deki Durumu

Yukarıda anahatlarıyla değindiğim gereksinimlerin ortaya çıkardığı muhasebecilik ve bağımsız mali denetçiler mesleği pek çok ülkede yıllar önce, örneğin (İngiltere'de 1870, Meksika da 1946, Hindistanda da 1949 yıllarında) yasal statüye kavuşturulurken, KKTC'de "Denetçi" (Murakıp) mesleği ve nitelikleri 1949 yılından itibaren Şirketler Yasası'nda yer almıştır.

Buna paralel olarak Vergi Dairesine sunulan hesapların da bu meslek sahibi kişiler tarafından düzenlenmesi ve/veya tasdik edilmesi kuralları, Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde 28.12.1961tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe konan 13/1961 sayılı Türk Cemaat Meclisi Şahsi Vergiler (Gelir Vergisi) Yasası'nın 49'uncu maddesinde yer almıştır.

Sözkonusu maddeye istinaden Vergi Dairesine vergi amaçları için sunulan hesapların Cumhuriyet dâhilinde müstakil (bağımsız) olarak çalışan ve o dönemde İcra Heyeti olarak anılan Bankalar Kurulu tarafından yetkili kılınan meslek mensupları görevlendirilmiştir.

Benzeri kurallar 41/1976 sayılı Kurumlar Vergisi Yasası'nın 29 ve 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası'nın 60. maddelerinde yer almıştır.

Ancak, Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde Bakanlar Kuruluna verilmiş olan "Yetkili Muhasip Murakıp" yetkilisi daha sonra Maliye Bakanına verilmiştir.

Bunlara ek olarak adı edilen Yasası'nın 62(2). maddesi, Maliye Bakanına "Bağımsız Muhasip ve Murakıplara" (denetçilere) yetki verilmesinin esas kıstas ve koşullarını veya bu yetkinin geri alınmasının koşullarını düzenlemek için Gelir Vergisi Yasası bu Bakanlığa Tüzük yapma yetkisi vermiş olmasına rağmen bugüne kadar bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmamış dolayısıyla da bu yetkinin esas, kıstas ve koşulları Bakanın tercihine bırakılmıştır.

Bu arada dünyada meydana gelen gelişmeler sonucu demokratik ülkeler muhasebe ve denetçilik mesleği ile ilgili yetkilendirmeler, meslek standartları, uygulamaları ve mevzuat düzenlemeleri yasa ile kurulmuş olan ve sivil toplum örgütü statüsünde faaliyet gösteren meslek kuruluşlarına devredilmiştir.

Nitekim, Türkiye'deki muhasebe mesleğinin örgütlenmesi 01.06.1989 tarihinde kabul edilen Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile başlamış ve T.C.'nin muhasebe ve denetim standartlarının dünya ve özellikle AB normları ile uyumlaştırılmasında bu kurum önemli görevler yapmış ve yapmaya devam etmektedir.

Muhasebe mesleğinin örgütlenmesi maalesef 1961 yılından beri yürürlükte bulunan 6/1961 sayılı Birlik ve Derneklerle kanunun kapsamında kalmaya devam etmektedir.

Bu konuda dernek statüsünde kurulmuş olan "Kuzey Kıbrıs Hesap Uzmanları Birliği" ve "Kuzey Kıbrıs Chartered Certified Accountants ve Yeminli Mali Müşavirler Derneği" isimli örgütler de hazırlanmaya çalışılan meslek yasası tasarısındaki bazı kurallar çeşitli kişisel nedenler ve/veya endişeler dolayısıyla karşı çıkmakta veya olumlu uğraş göstermemektedirler.

Meslek yasasının çıkarılması ile ilgili geçmiş yıllarda bir Derneğin yapmış olduğu girişim, diğer Derneğin siyasiler aracılığı ile yapmış olduğu engellemeler nedeniyle bugüne kadar bu yasanın Mecliste yasalaşması mümkün olmamıştır.

Ülke olarak kendimize rehber aldığımız AB mevzuatı normları birçok yetkiyi ve düzenlemeyi politik amaç gütmeyen sivil toplum örgütlerine devretmiş bulunmaktadır.

Bu nedenle, Yetkili Muhasip-Murakıplık yetkisi müessesesinin düzenlenmesi için bu konudaki meslek yasasının bahse konu normlar paralelinde acilen düzenlenmesinin ve yürürlüğe geçirilmesinin zamanı çoktan gelmiş hatta geçmiştir. Rum yöntemi bu yasal düzenlemeyi 1990'lı yılların sonunda yerine getirmiş ve mesleğe ciddiyet, güvenirlik ve saygınlık sağlamıştır.

Kanımca KKTC'de "Yetkili Muhasip-Murakıp" mesleği dışında özel yasası olmayan başka bir meslek kuruluşu kalmadığına inanmaktayım.

Tüm meslek kuruluşlarının Yasaları incelendiği zaman bu kuruluşların yönetim kurullarında ve diğer kurullarda Bakanlıkların temsiliyeti olduğunu görmekteyiz ki bu da işin en doğrusu olup AB normları paralelindedir.

Özetle, hükümet bir yandan AB normlarına uyumdan bahsederken diğer yandan da kurumlardaki siyasal yetkiyi de elinde tutmaya devam etmek istemektedir.

Geçtiğimiz ayda muhasebe mesleği ile ilgili AB yetkililerinin de hazır bulunduğu bir toplantıya görüş belirtmek için davet edildim.

Gördüğüm manzara karşısında şok oldum.

Bu toplantıya hem Ekonomi hem de Maliye Bakanlığını temsilen elemanlar da katıldı.

Meğer bu tür toplantılar AB uzmanları ile birlikte iki yıla yakın bir süreden beri yapılmakta olmasına hatta mahalli gözlem yapmaları için yurtdışına gönderilmelerine rağmen maalesef herhangi bir sonuca varılamamasının başlıca nedenleri bu yasa'nın hangi Bakanlık tarafından yürütüleceği? Bu yasanın kimleri kapsayacağı?

Sivil toplum örgütü statüsünde faaliyet gösterecek bu meslek kuruluşunun yönetim kurulunun Bakanlar Kurulu tarafından atanmasının bağımsızlığının ihlali olup olmayacağı gibi konularda Bakanlıklar arası görüş çatışmalarının devam etmekte olması imiş.

Ayrıca, bu çalışmalara iştirak eden Bakanlık temsilcilerinin birçoğunun İngilizce lisana ve uluslararası muhasebe mesleği örgütlerinin çalışma esaslarına vakıf olmamaları yanında, yapılan yasa taslağı çalışmalarının İngilizce bir tercümesinin hazırlanıp ilgili AB uzmanlarına verilmediği için her toplantıda bu taslağın satır aralarına eklenen değişikliklerin yeralmaya devam etmekte olması dolayısıyla bu konuda hiçbir sonuç elde edilmemektedir.

Bir yandan KKTC mevzuatını AB normları paralelinde düzenlemek için sözde çaba gösterirken çeşitli kişisel çıkarlar ve siyasal egemenlik!!! Uğruna "bu kurallar KKTC'de uymaz" gerekçesine sığınarak bu normlar dışına çıkılması için de zarar etmeye devam edilmektedir. Kaldı ki son taslak incelendiği zaman birçok teknik, şekilsel ve içerik bakımından hatalarla dolu olduğu görülmektedir. Sonuç itibariyle bu durum zannedersen AB yetkilileri nezdinde de hoş karşılanmamakta ve KKTC Hükümeti hakkında olumsuz görüşlerin oluşmasına neden oluşturmaktadır.

Bugün KKTC'nin ekonomik potansiyeli ve işletme envanteri ile Güney Kıbrıs Yönteminin bu konudaki potansiyeli ve envanteri mukayese edildiği zaman kanımca KKTC'de Maliye Bakanlığı tarafından yetkilendirilen "Bağımsız Muhasip-Murakıp" yetkisine sahip olanların oransal miktarı Güney Kıbrıs'takilerden çok daha fazladır.

Mesleki eğitim, bilgi ve yeteneğe bakıldığı zaman bunu iddia etmek maalesef mümkün değildir. Bunun nedeni araştırıldığı zaman sözkonusu meslek ile ilgili bir yasanın ve bu yasayı uygulayan bağımsız bir kurumun olmayışından kaynaklanmaktadır.

Durum bu olunca da maalesef bu meslek; gerek Devlet nezdinde gerekse toplum nazarındaki saygınlığını ve güvenirliğini gerektiği kadar bulamamaktadır. Öteyandan KKTC'deki işletmelerin kurumlaşmaları ve dolayısıyla daha ciddi ve güvenilir hizmet sunmaları suretiyle gelişmelerini sağlamak için de kurumlaşmış bir muhasebe meslek yasasına mutlak ihtiyaç vardır.

Gerçek anlamda kurumlaşmayan işletmelerin faaliyetlerini uzun süre devam ettirmeleri ve güvenli büyüme olanakları olamaz.

Belirtmiş olduğum sakıncaların ortadan kaldırılması, AB normlarına uyum ve mesleğe gerekli ciddiyet ve saygınlığın sağlanması için sözkonusu Muhasip ve Murakıp Dernekleri yetkililerinin bir araya gelerek ülkemizin sosyo-ekonomik menfaatleri bakımından anlaşmaları ve bir an önce meslek yasasının çıkartılması suretiyle çeşitli şekillerde ellerine yetki belgesi geçirmiş olan ancak tam teşekküllü bürosu bile olmayan, yeterli mesleki bilgisi ve ehliyeti bulunmayan birçok kişinin yetki durumlarının gözden geçirilerek ve gerekirse belli bir tarihten sonra meslek icra yetkisi alanların kursa ve/veya sınava tabi tutularak veya uygun görülecek başka kriterlerle bağımsız bir komisyon tarafından değerlendirilmeleri hususunda hükümet nezdinde çalışma başlatılması bu ülkeye yapılacak en hayırlı iş olacaktır.

Bu yasal düzenlemenin hiçbir talep olmadan ilgili Bakanlıklar tarafından yapılmasını beklemek ise zaman kaybından başka bir şey değildir.

Edinmiş olduğum bilgilerden, Sn. Maliye Bakanına yetkili Muhasip-Murakıp yetkilisi için yapılan başvuruların değerlendirilmesini Gelir ve Vergi Dairesi Müdürü'nün başkanlığında oluşturmuş olduğu bir komiteye devretmiştir.

Bu girişim en azından daha önceki uygulamadan biraz daha iyi olabilir. Ancak, yukarıda belirtmiş olduğum nedenlerden dolayı yeterli ve etkin bir uygulama değildir.

Önemli olan bahse konu meslek kurumunun uluslararası mesleki standartlar kapsamında bağımsız faaliyet göstermesini sağlayacak ve siyasi tercih ile baskılardan arındırılmış bir yasanın ivedilikle yürürlüğe geçirilmesidir.

Herkesin bildiği gibi politikacılar ellerinde bulundurdukları yetkilerin, bir kısmını dahi, sivil toplum örgütlerine devretmekte isteksiz davranmaktadır.

Ekonomi'nin kayıt altına alınacağı hususunda sürekli beyanatlar veren ve veremeye devam eden başta Maliye Bakanlığı ile diğer siyasilerin ekonominin ve hesap verebilirliğin temelini oluşturan muhasebe mesleği ile ilgili hiçbir somut düzenleme yapmamış olmaları bu konunun ne kadar hafife alındığının en basit göstergesidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.