Özelleştirilmenin özellikleri ne olmalıdır? (1)

Yayın Tarihi: 19/09/11 09:53
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Son aylarda KKTC'nin gündemini oluşturan konuların başında "özelleştirme" gelmektedir.

Çalışanlar ve sendikalar ile hükümet arasında restleşmeler her geçen gün hız kazanmaktadır.

Halkın bir kısmı sıcak bakarken, diğer kısmı ise hizmetlerin tekelleşeceği, bedellerin yükseleceği ve işsizliğin artacağı düşüncesiyle buna sıcak bakmamakta hatta karşı çıkmaktadır.

Bu konuya sıcak bakanlar ise, daha kaliteli ve süratli hizmet alacakları için destek vermektedir.

Bu konuda hangi tarafın haklı veya haksız olduğuna ilişkin bu görüşlere savunma veya karşı çıkma yerine "özelleştirmenin" ne olduğunu sade bir lisanla belirttikten sonra esas olan bu konudaki yasal düzenlemesinin özellikleri üzerinde durmayı uygun mütalaa ettim.

Özellikle şunu belirteyim ki, hangi konuda olursa olsun, bir işlem yapılmadan önce bunun çok iyi etüd edilmesi, ülkeye getirilerinin ve götürülerinin ne olacağı, amaçlanan hedefe ulaşmada kullanılacak araç ve yöntemlerin neler olacağı çok iyi belirlendikten sonra uygulamaya geçirilmesi çağdaş ülkelerin kullandıkları en güvenli çalışma şeklidir.

Şayet bu hususlar yerine getirilmeden uygulamalara başlanırsa hedefe ulaşma yerine hüsrana ulaşılır.

Özelleştirme nedir?

Özelleştirme, devletleştirmenin karşıtı bir sözcüktür.

Bu kavram, genelde kamuya ilişkin HAK VE VARLIKLARIN para ile ölçülebilen kaynaklarının, yerli veya yabancı gerçek veya tüzel kişilere aktarılmasıdır.

Özelleştirmeye gidilmesinin başlıca nedenleri kamu iktisadi teşebbüslerin verimleri çalışmadıkları ve Devlet Bütçesine mali yük getirdikleridir.

Bu nedenlere ilaveten özelleştirmenin Devlet Bütçesine ek gelir sağlama ve bu gelirleri yeni yatırımlar için kullanma veya kapatılması mümkün olmayan devlet borçlarının ödenmesi amacı da bulunduğu ileri sürülmektedir.

KKTC Anayasasını incelediğimde "Sosyal ve Ekonomik Haklar, Özgürlükler ve Ödevler" başlığı altında "Kamulaştırma ve El Koyma" başlığı altında yer alan 41'inci madde ile "Devletleştirme" başlığı altında yer alan 43'üncü madde sadece bu husustaki konularını kurala bağlamış olduğunu, ancak özelleştirmeye ilişkin bir kurala rastlamadım.

Nitekim, T.C. Anayasasında da 1999 yılına kadar özelleştirme konusunda kural olmadığı için özelleştirme işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla 13.08.1999 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile ilgili kural 47. madde olarak şu şekilde düzenlenmiştir.

"Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.

Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangisinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzel kişilere yaptırabileceği veya devredebileceği kanunla belirlenir."

Özelleştirme ile ilgili T.C. mevzuatı incelendiği zaman bu konudaki düzenlemelerin Anayasa Mahkemesinin ve Danıştayın belirlenmiş olduğu ilkeler kapsamında yapıldığı görülmektedir. İdare Hukuku kaynaklarına göre bu ilkelerden bazıları şöyle özetlenmiştir.(1)

(a) Stratejik önemi bulunan kamu (elektrik, telekomünikasyon v.b)işletmelerinin, birçok ülkelerde olduğu gibi devletin elinde ve/veya denetiminde olması, yabancıların bu işletmeleri tamamen ele geçirmesine olanak verilmemesi ve tekel yaratılmaması;

(b) Kamu işletmelerinin satışında yapılacak ihalelerin kurallara bağlı yöntemlerle belirlenmiş "Gerçek Değer Esası" ve "Açık İhale" yöntemleri ile gerçekleştirilmesi;

(c) Bu ilkelerin ve zorunlulukların dışında Anayasa'da öngörülen "Sosyal Devlet İlkesinin" dikkate alınması.

Diğer bir anlatımla, T.C.'nin " Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki Kanunun" düzenlenmesinde Anayasa Mahkemesinin ve Danıştayın özelleştirme ile ilgili olarak almış olduğu kararların bu ilkelerin diğer demokratik ülkelerde olduğu gibi büyük etkisi ve katkısı olmuştur. Basından öğrendiğim kadarıyla KKTC hükümeti tarafından hazırlanarak onaylanmış olan özelleştirme Yasa Tasarısı;

• Acaba bu ilkeleri içeriyor mu?

• Bu yasayı yürütecek olan kurulların oluşturulması ile bunların çalışma esas ve koşulları ile yetkileri belirtilmiş mi?

• İhale yöntemleri şeffaf, çağdaş esas ve kıstaslar paralelinde düzenlendi mi?

• Yabancı yatırımcılarla mukayese edildiği zaman yeterli sermayeleri düşük olan KKTC yatırımcıları için "pozitif ayrımcılık" kriterlerine yer verildi mi?

• Menfi yönde etkilenebilecek olan çalışanların hukuksal ve parasal statüleri ile kazanımlarının korunmasına ilişkin kurallar yer aldı mı?

Bu yazıyı kaleme aldığım tarihte yasa tasarısı kamunun bilgisine sunulmamıştı; dolayısıyla bu soruların cevaplarını ancak özelleştirme hakkındaki yasa tasarısı kamunun bilgisine sunulduğu zaman öğreneceğiz.

Ümidim ve temennim bu yasa tasarısının yukarda belirtmiş olduğum genel kabul görmüş ilkelerin ve ülke gerekçelerinin dikkate alınarak titizlikle düzenlenmiş olmasıdır.

Hükümetin bu konuda maalesef sivil toplum örgütleri ile gerekli görüş teatisinde bulunulmaması, iyi yetişmiş KKTC'li kişilerden yararlanma yönüne gitmemiş ve bu konuyu yeterince tartışmamış olması başarı ümidimi ve temennimi menfi yönde etkilemektedir.

(DEVAMI GELECEK HAFTA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.