Hatalı düzenlenmiş bir yasa örneği daha

Yayın Tarihi: 17/10/11 08:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Çeşitli nedenlerle gerek yazılı gerekse görsel basında vurgulamaya çalıştığım gibi yasal düzenleme yapma tekniği yanında, içerik tekniğinin de büyük önemi vardır.

Bu içerik ve teknikler ise yasal düzenlemenin hangi hukuk dalı ile ilişkili olduğu büyük önem taşır.

Örneğin, vergi hukukuna ilişkin düzenlemeler yapılırken dikkat edilmesi gereken birçok önemli hususlar vardır.

Gerekli yasal düzenlemeler yapılırken şayet dikkatli hareket edilmezse ve özen gösterilmezse sözkonusu yasal düzenlemenin uygulanması çeşitli yorumlara ve tereddütlere neden olur ki bu da gerek KKTC'nin vergi hukuku hakkındaki güvenirliği gerekse yapılan yasal düzenlemenin başarı olanağı hakkında büyük tereddütlerin oluşmasına neden olur.

Bu görüşümü kanıtlayan en son düzenlemelerden bir tanesi de 7 Ekim 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 48/2011 sayılı Uluslararası İşletme Şirketleri (Değişiklik) Yasası'nın bazı yasa tekniği ve içeriği eksiklikleridir.

Öncelikle belirtmek isterim ki vergi hukuku sosyalveya ceza yasalarına benzemez.

Bunun da nedeni çeşitli vergi yasalarının öngördüğü uluslararası ilkesel kuralların uyumlu olması gereğinden kaynaklanmakta olup bu kurallara uyulması zorunludur.

Bahse konu Değişiklik Yasası'nı incelediğim zaman vergi hukukun ilkesel kurallarına gerektiği gibi uyulmadığı ve/veya ihmal edildiğine ilişkin aşağıdaki bazı hatalı ve/veya eksik düzenlemelerin mevcudiyetini saptadım.

1- Hangi dolaysız vergi türü (Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi vs.)olursa olsun yükümlülerin kesin "vergilendirme dönemi" 1 Ocak ile başlayan 12 aylık dönemdir.

Bazı işletmeler Vergi Dairesinden onay almak suretiyle faaliyetlerinin içeriğine göre takvim yılı esası dışında 12 yıllık dönemi geçmeyen "Özel Vergilendirme Dönemi" kullanabilirler.

Bu duruma ilişkin kural tüm vergi hukukunun uygulanmasını düzenleyen 27/1977 sayılı Vergi Usul Yasası'nın 114. maddesinde yeralmış olup özetle şöyledir:

(a) Hesap dönemi (vergilendirme dönemi) normal olarak takvim yılıdır;

(b) Muhasebe defter ve kayıtları her hesap dönemi itibarıyla tutulur ve her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır;

(c) Yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde, hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresi hesap dönemi (vergilendirme dönemi) sayılır;

(d) Yukarıda belirtmiş olduğum "özel hesap dönemi" uygulaması için onay almış işletmelerin kazançları, hesap dönemlerinin kapandığı yılın kazancı sayılır.

Bahse konu kurallara ek olarak 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası'nın 5. maddesi ve 41/1976 sayılı Kurumlar Vergisi Yasası'nın 26. maddelerinin kuralları da "vergilendirme döneminin geçmiş takvim yılı olduğu" yukarıda belirtmiş olduğum gibi açıkça vurgulanmaktadır.

Özetle, Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisine tabi kazançların kesin vergilendirmesi tamamlanan vergilendirme dönemi, yani ilgili takvim yılının tamamlanması ile tahakkuk eder (gerçekleştirilir).

Peki, ilgili vergilendirme dönemi tamamlanmadan dolaysız vergi türü kapsamında olan ve vergi yükümlülükleri dönem sonunda tahakkuk eden Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi v.b. vergilerin dönem içinde yapılan vergi oranı indirim veya muafiyet değişikliklerin uygulanmasının nasıl yapılması veya nasıl hesaplanması gerekir?

Bunu düzenleyebilmek için vergi hukuku bilgisine sahip olmak gerekir.

Ben bilirim ve yaparım düşüncesi ile beş parmağımızın ayni olduğunun iddiası ile hareket etme büyük hatadır.

Sözkonusu yasal düzenlemeleri hazırlamış olan bu çok bilen ve araştırma veya öğrenme zahmetine katlanmayan kılavuzların bu uygulama hakkındaki savunmalarını çok merak ediyorum.

Bu kılavuzlara göre kanımca "istim arkadan gelsin" mantığıyla iki dudak arası formül üreterek konuyu çözümleme anlayışıdır ki bu hukuksuzluğa zemin hazırlayan bir düşüncedir.

Bildiğim kadarıyla ekonomik ve/veya vergisel içeriği olan yasal düzenlemeler hazırlandığı zaman Maliye Bakanlığının ve/veya Vergi Dairesinin de görüş ve önerilerine başvurulmakta ve daha sonra Meclise sevkedilmektedir.

Merak ediyorum ve soruyorum; acaba bahse konu yasal düzenleme hakkında Maliye Bakanlığı, Vergi Dairesi ve/veya Savcılık görüşü alındı mı?

Veya Meclis Bütçe ve Plan Komitesinde Meclis Hukuk işleri sorumlusu görüş belirtti mi?

Veya görüş alındı mı?

Alınmış ise 2011 yılına ilişkin indirilen vergi oranının ve yükseltilen lisans harcının hangi tarihten itibaren veya nasıl hesaplanacağı hususunda görüş belirtildi mi?

Yoksa görüş alınmadı mı veya görüş verilmedi mi?

2- Değişiklik Yasası'nın tüm kurallarının yürürlük tarihi, bu Yasa iledeğiştirilen vergi oranı da dâhil olmak üzere, bahse konu Resmi Gazetede yayın tarihi olan 7 Ekim 2011 tarihine bağlanmıştır.

Bu böyle olunca yeni vergi oranının ancak bu tarihten sonra uygulanması gerekir.

Durum bu şekilde olunca da 1 Ocak tarihinden itibaren başlamış olan 2011 vergilendirme döneminin 9 ay 6 günlük süresine hangi vergi oranı uygulanacaktır?

Yukarıda belirttiğim yasal dayanaklara istinaden işletmenin kesin safi kazancının tahakkuk ettiği ve vergilendirme işleminin de bu kazanç üzerinden hesaplanması gerektiği kuralı karşısında yükümlülük hesaplamaları nasıl yapılacaktır?

Maalesef adı edilen Değişiklik Yasasında bu konuda hiçbir düzenleme yoktur.

Kanaatimce bu yasal düzenlemeyi yapan kılavuzlar ve diğer ilgililer bu konuya "pro-rata" (kist) usulü esasının uygulanması hususunda parlak fikir!

Veya görüşüretmek suretiyle mazeretler üreteceklerdir.

Ancak, bu fikir veya görüş maalesef dolaysız vergiler bakımından geçersizdir; çünkü tüm işletmelerin kesin safi kazancı ancak vergilendirme döneminin son günü tahakkuk eder.

Dolayısıyla oniki ay sonunda tahakkuk eden kesin safi kazancın bu süreye bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama safi kazançlara "pro-rata" usulü uygulanarak hesaplanması büyük hata, hatta vergihukukunun ihlalidir.

Ayni Değişiklik Yasası ile Uluslararası İşletme Şirketlerinin yıllık İşletme Harcı miktarı da 7 Ekim 2011 tarihinden itibaren 5000 Euro'ya çıkarılmış olup KKTC'de tescilli ve Ofis açmak suretiyle faaliyette bulunan bu Şirketlerin Ocak 2011 ayında ödemekle yükümlü oldukları 2000 Euro Yıllık İşletme Harcını herhangi bir nedenle bu Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar ödeyememiş oldukları bu miktara Gecikme Zammı mı?

Yoksa yeni Yıllık İşletme Harcı mı?

Yoksa bu miktarın "pro-rata" usulünde hesaplanması hususunda parlak fikir mi üretilecektir?

Bu konuya da maalesef "Geçici Maddelere" yer vermek suretiyle açıklık getiren herhangi bir düzenlemeyapılmamıştır.

Sözkonusu değişiklik düzenlemeleri için bu Değişiklik Yasası'nın Resmi Gazete'de yayınlanması tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği kuralına ilaveten, yeni vergi oranlarının 2011 veya 2012 vergilendirme dönemi başından uygulanacağı hususunda açık kural konması gerektirdi.

Özellikle bir önceki iktidar döneminde başlayan ve dolaylı bir vergi türü olup aylık vergilendirme dönemlerinde tahakkuk eden KDV yükümlülüklerine ilişkin değişikliklerinde de ay ortasında yürürlüğe konması moda haline gelmiştir.

Maalesef bu uygulamalara halen devam edilmesini görmek üst kademe yöneticisi geçinen bazı kamu görevlilerinin hukuka ve bilime saygısının ne kadar zayıfladığını görmek üzücüdür.

Unutmayalım ki bir ülkenin sosyo-ekonomik güvenliğinin en büyük göstergesi o ülkenin Bakanlar Kurulunun ve Meclisinin yaptığı yasal düzenlemelerin içeriğidir.

Yıllardan beri bahsedilen kamu reformu acaba bu ve benzeri hataların yapılmasını engelleyecek mi?

Sistem kökten değişmezse bu ülkede hiçbir şeyin değişeceğine inanmıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.